Behçet Necatigil'e Dair: Evin Halleri #2
Evin bir sürü hali vardır. Beşine bakalım mı?
Evin Halleri... Tanıdık geliyor mu? Yalnız yaşayanların evi yalındır. Bacasından tüten ufak bir dumanla, çekirdek bir aile eve küçücük bir takı ekler. Gidersin evden, gelirsin eve... Bir sürü hali vardır evin. İsim gibi. İsmin halleri gibi.
Boşuna evler şairi dememişler Behçet Necatigil'e, ne güzel bir kurgu yapmış. Sadece ismin halleri mi var evin de halleri vardır demiş. Hadi bir kere daha bakalım o zaman bu güzel şiire.
İsmin yalın hali:
Evin yalın hali
İster cüce, ister dev
Camlarında perde yok
Bomboş, ev.
İsmin -i hali:
Evin -i hali, sabah,
Geciktiniz haydi!
Uykuların tatlandığı sularda
Bırakacaksınız evi.
İsmin -e hali:
Evin -e hali, gün boyu,
Ha gayret emektar deve!
Sırtınızda yılların yorgunluğu
Akşam erkenden eve.
İsmin -de hali:
Evin -de hali, saadet,
Isınmak ocaktaki alevde
Sönmüş yıldızlara karşı
Işıklar varsa evde.
İsmin -den hali:
Evin - den hali, uzaksınız,
Hattâ içinde yaşarken
Aşkların, ölümlerin omzunda
Ayrılmak varken evden.
Evin -i halindeki üzüntüyü o kadar iyi anlıyorum ki... Yağmurlu bir pazartesi sendromunu daha etkileyici bir şekilde anlatmış bize. Evin -de halinin huzuru peki, ocakta pişen yemeğin sıcaklığıyla ısınıyor içim... Bu sefer de okurken hissedeceğimiz bir şiir armağan etmiş Behçet Bey bize. Ne güzel etmiş.