Beyaz Geceler

Suç ve Ceza'ya karşı Beyaz Geceler'i savunmak, Nastenka'yı hala sevmek değil midir?

Fyodor Dostoyevski'nin az bilinen eserlerinden olan Beyaz Geceler, 1848 yılında yayımlanmıştır. Saint Petersburg sokaklarında yalnızlığını yaşayan, hayalperest bir adamın hikayesini anlatmaktadır. Henüz öykünün başında Petersburg sokaklarından ve yalnızlıktan bahsedilen satırlarda okuyucu kendini yabancı hissedebilir ancak Dostoyevski gibi bir yazardan bahsediyoruz... Adını ve kim olduğunu asla öğrenemediğimiz esas karakterin zamanla okuyucuya tanıdık geldiği gerçeği biraz ürpertici olacaktır. Beyaz Geceler'i okurken önce hayal edecek, sonrasında umut duygusuna kapılacaksınız. Çoğu romanın, hikayenin aksine bu sefer hayal, umut ve aşk üçgeninin hemen ardından büyük bir hayal kırıklığı sizi bekliyor.

Kahramanımız yalnızdır ancak bu durumdan ne kadar şikayetçi olduğunun farkında değildir. Kendi halinde ağlarken tanışacağı Nastenka sayesinde ne kadar yalnız olduğunu görecek, bir yandan kahrolurken bir yanan umutla dolacaktır. Nastenka, sevgilisini bekleyen genç, güzel bir kadındır. Geçici olarak da olsa yalnız kalmanın getirdiği depresifliği üzerinden atmakta zorlandığı için yanında duracak birisine ihtiyaç duyar. Zamanla bu duyguya aşk adını verecek kahramanımız da duygusal yakınlıkları nedeniyle Nastenka'nın yanında olmayı iple çekmektedir. İkilinin arkadaşlıkları başlar, ilerler...

Bir beklenen, bir bekleyen vardır aslında. Nastenka beklemektedir, Nastenka'nın sevgilisi ise beklenmekte. Peki, kahramanımız? Hayır, kahramanımız aslında hikayeye hiç dahil olmamıştır. Ne kadar severse, ne kadar sevilirse, ne kadar çabalarsa çabalasın o bu hikayeye hiç dahil olamamıştır. Tam işler yolunda giderken, Nastenka da kahramanımıza karşı güçlü duygular hissederken beklenen döner. Nastenka, sevgilisinin dönmesiyle birlikte kahramanımızla olan ilişkisini tamamen keser. Dostoyevski'nin karakterler analizleri ve karakterlere kattıklarıyla eşsiz bir hikaye olan Beyaz Geceler, kendi adıma en iyi Dostoyevski romanları arasındadır. Adı bile olmayan bir karakterin Suç ve Ceza'ya karşı kazanmasını beklemiyorum elbette. Ancak Nastenka'yı beklemesine rağmen sevmek tam olarak böyle bir eylem değil midir?