Bilimsiz Eğitim

Dünyanın en yaygın trentlerinden bir tanesi de bilimi reddeden eğitim biçimlerini kullanmaktır. Özellikle kendi gibi düşünen nesiller yetiştirmeyi amaç edinen yönetimlerin eseri olan bilimi yok sayan eğitim sistelerinin ortak özelliklerinden bir tanesi de eğitimi eğitimle kötülemektir. En basit örnekle evrimi reddeden ders kitaplarının kendi ideolojilerine uygun olduğunda bilimsel verilerden bahsetmesi sadece saçma değil, halkın bilime olan güvenini tamamen bitirmektedir. Korona aşılarının proje olduğunu iddia eden sözde doktorların, diplomalarına göre ciddiye alınması sadece komik değil aynı zamanda acınası bir durumdur.

Kahvehanelerde insanlar bilime karşı olabilir, aşılara farklı gözle bakabilir hatta dünyanın düz olduğunu iddia edebilirler. Bu iddialar kör kütük inançlar dışında tartışmaya dönüyorsa süreç olumsuz değil, olumlu bile sonuçlanabilir. Ancak bilime karşı argüman üretenlerin tıp diploması ile televizyonlara çıkıyor olması ikiyüzlü, para için gerçeği saptıran bir topluluk oluşmasına neden oluyor. Bugün, evrim yok diyen biyoloji öğretmenlerinin çoğalması sadece ülkemizdeki bilim dünyasına zarar vermiyor. Aynı zamanda öğretmenlik mesleğinin bükülmesine neden oluyor. Eğer genel geçer inançlar yüzünden bilimin her kolunun kabul ettiği bir gerçeği öğretmenler yoluyla reddedebiliyorsak yarın hangi konuda yalan öğretileceğine karar veremeyiz.

Öğretmenlik mesleğinin ayaklar altına alındığı süreçte gerçek eğitimcilerin korkularından arınıp bazı gerçekleri amasız, fakatsız konuşması gerekiyor. Aksi halde okulda öğretmenler değil kalemler, öğrenciler değil robotlar dolaşmaya devam edecek. Öğrenciğinin temel öğretisi araştırmak, öğrenmek ve çağı yakalamaktır. Evlatlarımızdan bu üç öğretiyi aldıktan sonra onlardan başarılı karneler, sınav sonuçları bekleyerek sadece zamanlarını çalmıyor, karakterlerini zayıflatıyoruz. Dini inançları, siyasi kaygıları, dışlanma korkuları nedeniyle evrim teorisini reddeden bir öğrencinin sadece kelime anlamıyla değil, her anlamda öğrencilik vasıfları ortadan kalkalı çok olmuş demektir.