Bilinç ve Bilinçaltı

Bilinç ve bilinçaltı nasıl çalışır, nasıl iyileştirilebilir?

 “Düşündüğümüzden çok daha fazlasıyız.”

Bu söz sadece görünen ve bilinen dünyadan değil bu dünyayı deneyimlemeyi sağlayan zihinden ve onun uçsuz bucaksızlığından da bahsediyor, yani bilinç ve bilinçaltından.

İnsanlığın yüzlerce yıldan beri ilmek ilmek işlediği birikimler, sorduğumuz her soru ve bu soruların cevapları, aydınlık ve karanlık taraflarımız. Hepsinin kökeni insan zihnine ve bilincine dayanıyor.

Yine yüzlerce yıldır sürekli olarak bu iki kavramın ne olduğu araştırılmakta. İnsanlık, bilinç ve bilinçaltının nasıl güçlendirileceği ve berraklaştırılacağı hakkında çok yol kat etmiş olsa bile, tam olarak nasıl işlediklerini açıklamakta yetersiz kalıyor. Bilinç ve bilinçaltı kodlarını araştırırken kullandığımız aracın yine kendi idrak kapasitemiz olması ise bu yolculuğa renk katan faktörlerden biri.

Zihnimiz sahip olduğumuz en önemli şey. Bilinç dediğimiz yeti; algıların, farkındalıkların, bilgilerin kontrol merkezi. Göz önüne getirdiğiniz her hayal, hissettiğiniz her fiziksel acı ve kafanızdaki hesaplamalar bilincin ürünlerinden oluşuyor. Bilinçaltı ise bunun ters yöndeki versiyonu. Zihninizdeki bilginin şekillendiği yer, bilinçaltı. 

Beynimizin %95’ini kontrolü altına alan bilinçaltı, aslında sizin hisseden ve inanan zihniniz. Burası bir nevi yöneten kısım. Yeni ve yaratıcı düşünceler üretilen, deneyimlerin kaydedildiği veri deposu.

Bilinci güçlendirmenin yolu bilinçaltını güçlendirmekte yatıyor. Daha berrak ve sağlam bir şuur için bilinçaltının da temiz olması gerekmekte. İstenilen duygu ve düşüncelerin yanında istenmeyenlerin de depolanmak zorunda olduğu bu sistemin temizliği ise birtakım yöntemler sayesinde mümkün.

Bu yöntemlerden ilki olumlu telkinler yapmak. Bilinçaltı dünyasına olumsuz cümleler geçiş yapamadığı için negatif telkinler zihin tarafından doğruymuş gibi algılanabiliyor. Bazı cümlelerden kaçınmak bunu önlemeye yardımcı olmakta. Örneğin bilinçaltınızda yeme davranışınızın olduğu bölümü değiştirmek istiyorsanız, kendinize “Bu kadar sağlıksız besinler tüketme!” demek yerine “Daha sağlıklı öğünler ile beslen!” diyerek öğüt vermelisiniz. Bu, bilinçaltını yönlendirmek demektir.

Bilinçaltının önemli bir özelliği, önermelerinizin doğru veya yanlışlığı hakkında bir yargıda bulunmuyor olması. Neyi sık sık yinelerseniz kendinizi o düşünceye şartlanmış halde bulacaksınız, çünkü tekrarlanan düşünceler bilinçaltında daha sağlam bir yer edinir. “Ben iyiyim” cümlesini bol bol söylemek sizi zamanla daha iyi hissettirecektir.

Bilinçaltını iyileştiren çok önemli bir faktör ise uyku. Bilinçaltının en fazla çalıştığı zaman uyku sürecidir. Uykuya dalmadan önce zihninizin geliştirmesini istediğiniz şeyleri düşünmek, gece boyunca bilinçaltınızın o konu üzerine çalışmasını sağlar. Zihnini en çok geliştirebilmiş insanların uzun süreler boyunca uyumaları bunun bir sonucu.

Beden ve zihin sürekli birbirini besleyen, ayrılmaz iki parça. Nasıl yüksek motivasyon bedensel performansın artmasında büyük bir rol oynuyorsa, sağlıklı ve enerjik bir beden de zihnin sınırlarının genişletilmesini sağlıyor. Aynı zamanda stres ve gerginliğin vücuttan atılmasının yolu da şüphesiz egzersizden geçiyor. 

Bütün bunlara ulaşmak tabii ki emek ve zaman gerektiriyor. Bununla birlikte doğru işlev kazandırıldığında emeğinizin, yani bilinçaltı ve bilincinizin ortak çalışmasının sonucu harika olabiliyor: muazzam hayal gücü ve benzersiz bir dünyayı kavrayış biçimi. Bilinç insanı, insan dünyayı iyileştirirse sahip olduğumuz problemlerin büyük çoğunluğu çözülecektir. Bu yolculuktaki son adımınızın berrak, kirlerinden arınmış bir bilinçaltı ve yüksek bir bilinç seviyesi olması dileğiyle.