Bilinçaltı : Kendini Sabote Etme
Eski İnançları Yeniden Şekillendirmek
Hayatın ilginç bir yanı, bazen en büyük engelin tam da içimizde saklı oluşudur. Hepimiz içimizde bir yerlerde, bir şekilde kendimizi engellediğimiz anlar yaşamışızdır. Sanki başarıya ya da mutluluğa ulaşacakken bilinçaltımız, kendi elleriyle ayaklarımıza taş bağlar. Bu görünmeyen bağlar bazen çocukluktan kalır, bazen yaşanmış acı tecrübelerden. Her adım atmak istediğimizde, başarıya dokunacak kadar yaklaştığımızda, o bilinçaltındaki eski ses yankılanır: “Ya olmazsa? Ya yapamazsam?”
Bilinçaltının Sırrı
Bilinçaltı, ruhumuzun sessiz odasıdır. Oraya kimse giremez, çoğu zaman biz bile varlığını unutmuş oluruz. Yine de, bu oda sürekli çalışır; bir şeyleri hatırlar, anılar biriktirir, bizi biz yapan her şeyi korur. İşte bu yüzden, ne zaman bir hedef belirlesek ya da yeni bir yola çıksak, bilinçaltındaki bu hatıralar, düşünceler ve duygular yeniden canlanır. Özellikle geçmişte yetersiz hissettiğimiz anlar, özgüvenimizin kırıldığı deneyimler bize görünmeden, yolumuzu sessizce kapatır.
Kendini Sabote Etme
Kendini sabote etmek, her adımda başarıya ve mutluluğa yaklaşırken bir adım geri çekilmek gibidir. Kimi zaman bir projeyi hep ertelemek, kimi zaman "Ben buna layık değilim," demek ya da sürekli kendini eleştirmek bu sabote etme davranışının bir parçasıdır. Her başarının kenarında, içimizdeki o ses devreye girer: “Belki de o kadar iyi değilsindir. Ya başaramazsan?” O sesle birlikte, ayaklarımız geri geri gitmeye başlar. Kendini sabote etmenin ardında, çoğu zaman başarısız olma korkusu, kendine yeterince güvenememe ya da geçmişin izleri vardır. Çocukluk döneminde yapılan bir eleştiri, arkadaşlarımızdan duyduğumuz acımasız bir söz ya da toplumun koyduğu sınırlar, farkında olmadan zihnimize işler.
Kendini Sabote Etmenin Sessiz İşaretleri
Bu sessiz düşman, hayatımıza bazen küçük, bazen büyük işaretlerle kendini gösterir. Kendini sabote etmenin belirtileri arasında en belirgin olanları şunlardır:
Sürekli Erteleme: En çok istediğimiz şeyleri bile yarına, öbür güne ertelemeye başlarız. Sanki zamanı kazanacakmış gibi, her yeni günle kendimizi biraz daha uzaklaştırırız.
Aşırı Eleştiri: Aynada kendine bakıp “Bu yeterli değil,” demek, yapılan her işi hep daha iyisiyle kıyaslamak kendimizi sabote etmenin yollarından biridir.
Bahaneler: “Henüz hazır değilim,” ya da “Bu iş tam bana göre değil,” gibi bahaneler üretmek, bilinçaltının bizi güvende tutma çabasıdır aslında. Ama bu bahaneler, aynı zamanda bizi olduğumuz yerde saydırır.
Başarıdan Kaçış: Elde edilen başarıları küçümsemek ya da başkalarına mal etmek, hak etmeme inancının bir sonucudur. Bize sunulan güzellikleri kabullenememek, bilinçaltımızın başarıya kendini hazır hissetmediğini gösterir.
Kendi Kendimize Koyduğumuz Engelleri Nasıl Aşabiliriz?
Bu görünmeyen engelleri aşmak, bir cesaret işidir. Bilinçaltını keşfetmek, oradaki saklı inançları anlamak ve bunları değiştirmek, uzun ama ödüllendirici bir yolculuktur. İşte bu yolculuğa adım atmak için bazı öneriler:
Kendini Anlama Cesareti: Kendini sabote ettiğin anları fark et. Ne zaman geri çekiliyorsun? Hangi durumlarda korkuya kapılıyorsun? Bu soruları sorarak kendini tanımaya başla. Belki ilk başta rahatsız edici olabilir, ama her yeni farkındalık, o odadaki eski izleri silmenin bir yoludur.
Eski İnançlar: Bilinçaltındaki “Ben yapamam” düşüncesinin gerçek bir dayanağı var mı? Bu düşüncenin kökleri hangi anılara dayanıyor? O anıların, bugünkü seni tanımlamasına izin verme. Çünkü sen, geçmişindeki o çocuk ya da yenilmiş insan değilsin; sen bugünkü sensin.
Küçük Zaferler: Bilinçaltındaki o inancı değiştirmek için, küçük adımlarla kendine kanıtlar sun. Küçük başarılar elde etmek, bu yeni inançları yavaş yavaş besler ve sana güç verir. Her yeni adımda, kendini biraz daha ileri taşıdığını hissedersin.
Olumlama ile Yeniden İnşa: Bilinçaltını beslemek, aynı zamanda ona umut ve güven aşılamaktır. "Başarıyı hak ediyorum" ya da "Güçlüyüm" gibi olumlu cümleleri tekrar ederek kendine güvenini pekiştirebilirsin. Bu cümleler, zihninde yeni yollar açar, karanlığı aydınlığa çevirir.
Bilinçaltının ıssız köşelerinde saklanan eski korkulara rağmen, ipler senin elinde. Kendini sabote etmek, o engellerle yüzleşmekten kaçmak belki daha kolaydır, ama başarıya ulaşmanın ve kendinle barışmanın yolu da o cesarettir.