Bir Dinazorun Anıları
İngiliz edebiyatı duayenimiz Mina Urgan'ın otobiyografisi, Bir Dinazorun Anıları kitap incelemesi.
Mina Urgan'ın ölümünden üç sene önce 1997 yılında çıkardığı Bir Dinazorun Anıları kitabını; her ne kadar 'iki nesil sonra yok olmamak' için yazdıysa ve büyük ilgi çekeceğini düşünmediyse de günümüzde 104. baskısı yayımlanıyor. Beş bölümden oluşan kitapta; Birinci bölüm: Yaşlılık ve ölüm. İkinci bölüm: Çocukluk. Üçüncü bölüm: Gençlik. Dördüncü bölüm: Gençliğimde Tanıdığım Bazı Kişiler.Ve beşinci bölüm: Siyasal.
Anlatım dili oldukça akıcı olan Mina Urgan, eserinde kendi hayatından parçaları anlatmasının yanı sıra baş karakterleri kendisine ilham veren büyük şahsiyetler yaparak kitabı elimizden düşürmemize imkan vermiyor. Açık yürekli, yalın ve çok samimi bir dille kendini, çevresindekileri ve coğrafyamızda olan biteni anlatıyor. Halide Edip, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Atatürk ve başka pek çok isimle zenginleşmiş bir ömür... Özellikle Mustafa Kemal'le olan anılarını anlattığı bölümlerde duygulanmamak imkansız.
Bu kitabı okuduğunuzda, bir insanın hayatına neler sığdırabileceğini hayretle görüyorsunuz ve kıskanmadan edemiyorsunuz. Kitapta Mina Urgan’ın hayatını, daha doğrusu anılarını okumuyorsunuz, sanki tarihten bir kesit okuyorsunuz. Türkiye tarihine yakından tanık oluyorsunuz. Parlak kişiliğiyle öğrencilerine, arkadaşlarına, tanıdıklarına ve yabancılara her zaman bir ışık kaynağı ve yol gösterici olduğunu ve bu işi yapmaktan asla bıkmayacağını bu kitapla resmen haykırıyor.
Yazar bu büyüleyici anılarından bahsederken, okuyucusunda mutfak tezgahında dedikodu yapıyormuş hissi uyandırdığından kitabı okumaktan sıkılmak mümkün değil. Aksine eğlenceli ve heyecanlı bir şekilde kitap boyunca okuyucusunu kendinde tutmayı başarabiliyor. Öğretmenliğin verdiği tecrübeyle olaylara ve kişilere yaklaşımının çoğu kez bir öğretmen gibi olduğunu vurgulasa da anılarını anlatırken kullandığı dil didaktik değil. Kitabı okurken kronolojik sırayla yazılmış bir otobiyografı okuyor gibi değil de sanki bir aile büyüğümüzle sohbet ediyormuşuz hissine kapılıyoruz ve kitap, okuyanları adeta içine çekiyor.
Son derece etkileyici olan bu kitap, Mina Urgan'a ve ilkelerine hayran bırakıyor. Herkesin, özellikle de gençlerin, okuması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Yaşlılıkla, siyasetle, arkadaşlıklarla ve en çok da hayatla ilgili harika bir son ders işleniyor.