Bir Kadın Şair: Mihri Hatun
15. yüzyıl kadın şairi Mihri Hatun
15. yüzyıl şairlerinden olan Mihri Hatun eski türk edebiyatının temsilcilerindendir. Doğduğu yıl tam belli olmasa da İstanbul’un Fethinden 7 yıl sonra yani 1460’lı yıllarda Amasya’da doğduğu düşünülüyor.
Doğum yılı gibi ölüm yılı da tam olarak binmemektedir. Doğumu ve ölümü üzerinde çok bilgimiz olmasa da ailesinin Şehzadeler diyarı Amasya’da yaşadığını ve ailesinin belli bir kültür seviyesinde olduğunu biliyoruz. Ailesinin belli bir kültür seviyesinde olduğunu babasından anlamaktayız. Babası Mehmet Çelebi Bin Yahya ‘’Belâyî’’ mahlası ile şiirler yazan bir kadıdır. Mihri Hatun büyüdüğü aile ortamından dolayı şiire meraklı olarak büyümüştür aynı zamanda Farsça ve Arapça da öğrenmiştir.
Mihri Hatunun büyüdüğü ortamdan bahsettik şimdi de kendisinden ve etrafından bahsedelim. Mihri Hatun çok güzel bir kadın ve aldığı eğitimler ile de etrafından daha da ilgi görmesine neden olmuştur. Sinan Paşanın oğlu İskender Çelebi, Müderris Paşa Çelebi gibi isimlerin Mihri Hatuna sevdalı olduğundan bahsedilmektedir. Arkasından bu tarz sevdalılarından bahsedilmesine rağmen Mihri Hatun kendisine laf söyletecek şeylerden uzak durarak şiirlerine ve eserlerine odaklanarak ilerlemiştir. 15. Yüzyılda Anadolu’da erkek şairlerin çoğunlukta olduğu bir zamanda Mihri Hatun gibi kadın şairlerin olması kadınların da isterlerse yazar olabileceklerini göstermektedir, evet o dönemde kadın şair olmak zordu ama belli kültür seviyesindeki ailelerde doğan kadınlar diğer kadınlara göre daha rahatlardı. Mihri Hatun dönemin şanslı kadınlarından olup bu şansı çok iyi değerlendirmiştir.
Mihri Hatunun iki beyitine bakalım;
Ben umarımdım ki seni yâr- ı vefadar olasın
Ne bileydim ki seni böyle cefakâr olasın
(Senin ben vefalı bir sevgili olacağını umardım, senin böyle cefakar olacağını nereden bileyim)
Hele sen kâide- i cevde eksik komadın
Dostluk hakkı ise ancag ola var olasın
(Sen eziyetin kurallarını eksik bırakmadan yaptın, bunu acak dostluk hakkın için yaparsın sağol(!))