Bir Kitabı Bitirmemek: Bazı Hikâyeler Bitmesin Diye

Bazı kitapları bitirmemek, o hikâyeyi içimizde canlı tutmak demektir. Son sayfayı çevirmek, bazen vedalaşmaktır; o yüzden bazen bekletiriz…

Bazı kitaplar, son sayfası çevrilince bitmez; içimizde yankılanan bir boşlukla kalır. Bu yüzden bazılarını bilerek tamamlamam. Son birkaç sayfayı başucumda tutarım, günlerce, bazen aylarca. Ne zaman elim gitse, kalbim durur. Çünkü o son sayfa, bir şeyin bittiğini fısıldar kulağıma. Ve ben, o fısıltıya kulak vermemek için beklerim.

Bir kitabı bitirmemek, yazara ya da hikâyeye bir saygısızlık değildir. Aksine, en sessiz sadakat biçimidir belki de. Hikâyeyi kendi içimde korumaya almak, zamanın dışına çıkarmaktır. Çünkü son sayfa çevrilmediği sürece, o karakter hâlâ yolda, o mektup hâlâ postaya verilmemiş, o aşk hâlâ söylenmemiştir.

Bazen tahmin ettiğim sonu görmek istemem. Bazen de kalbimin dayanamayacağını bildiğim için ertelerim. Mutlu sonlar bile acı verir bazen. Çünkü “mutlu son” demek, artık hiçbir şeyin devam etmeyeceği anlamına gelir. Ve ben, devam eden şeyleri severim.

Okuduğumuz kitaplar aslında biraz biziz. O yüzden bazılarını bitirmemek, kendimizin de bir yanını tamamlamamak gibidir. Bilerek, isteyerek yarım kalmak...

Ve belki de bazı hikâyeler, sadece bizim içimizde devam ettikçe gerçekten yaşıyordur.