Bir Sözün Hikayesi

Dağılmamak gerek en derinden toparlanması da zor, kendinle barışmak da...

Bu sözü uzun zaman önce yazmıştım. Bugün bu sözün ortaya çıkışını ve hangi hislerle, psikolojik durumla yazıldığından bahsedeceğim. Büyüdüğümün farkına varmamla birlikte sorumluluklarımın getirilerinin sonuçlarıyla yüzleşmem gereken bir dönemdi.

Hayat denilen öğretmenin bize her zaman mutluluk eşliğinde bir şeyler tecrübe ettirmeyeceği çok açıktır. Yaşımız büyüdükçe çocukluğumuzun bize verdiği hayalperestlik, ansızın çılgınlık yapabilme hissi, nedensizce gülme gibi durumlar bir altın değerindeymiş. Sonradan fark ediyor ancak insan. Hızla ilerleyen bu dönemden çıkmak istememek herkesin yaşadığı bir durum.

Olgunluk denilen şeyin yaşadığımız sorunlar karşısında tepkisiz kalma, yaşanabilir zaten düşüncesi olmadığını daha fazla anlam içerdiğini düşünmeye başlamıştım. Zamanında harekete geçmek diye bir şey varmış bahane olarak canım isterse yaparım sözleri kifayetsiz kalabiliyormuş.

İlerleyen bir süreç var. Kararlar ise sizin bilginiz dahilinde ilerlemiyor. Bu ise sadece rutinlerinizin bir parçası. Devamında sizde bir kat çıkmak,farkındalık yaratmanın gerekliliği anlıyorsunuz. Zaten bunu anlamanız bile uzun zaman alıyor. Yola çıkmak için anlık bir karar yetiyor ama bundan sonrası işler bir garipleşiyor doğru tercihi yapabilmek zorlaşıyor.

Her bir adım senin sorumluluğunda artık. Heleki aldıın kararların sonuçları senin dışında kişilere zorluk yaratıyorsa sorun büyük oluyor. Örnek olarak bir arkadaşım adına karar vermiştim kendisi sonuçlarıyla baş etmek zorunda kalmıştı. İyi niyetle bile olsa ilerisini düşünmediğim bir durumdu ve yanlıştı.

Şimdiye kadar anlattıklarım yaşadığım psikoljik durumu, hissettiklerimin bir açıklamasıydı. Dağılmamak gerek en derinden aslında içinde tüm faturayı kendine kesmek olarak nitelendirebilirim. Bir söz okumuştum yakın zamanda sanırım iki gün önceydi.


Tam da bu yüzden insan içinde faturayı kendine keserse hayat onun için zor bir hale gelir. Hesap verecek olan kişinin de hesap soracak kişinin kimliği de aynı kendinsin. Kimi kime sorguluyorsun? Ne anlamsız geldi de altını doldurmaya çalışıyorsun?

Cevapsız kalıyor soruların. Bu "kendine hesap sorma" geçiyor zaman zaman nüksetse de. Artık toparlanma aşamasına geçmen gerekiyor(Alaylı bir mizah olarak hayat böyle devam etmez kardeşim :)). Etrafımızdaki insanların umut kaynağı, sevgi sebebi olmak bu aşamaya atlamamdaki en büyük bir nedendi diyebilirim.

Sözün son kısmına gelecek olursam "kendinle barışma durumu" hem zor olanı hem en huzur duyduğum bir dönemdi. Kişi değerini, kendini keşfetme sürecine giriyor.



Tabi hiç kolay olmuyor bu düşünceye bürünmek ama olsun farklı bir bakış açısı yakalıyorsun. Küçük dediğin şeylerden tecrübe ediniyorsun. Yani benim öyle olmuştu:).

(Okuduğum söze Tomorrow 'un Linkedin hesabından ulaşabilirsiniz.)