Menşei Yapılmamış Cümleler
"İçinde tek bir bilineni arıyor gibi toplayıp çıkartıyorum seni benden,beni senden... Daima eksik çıkıyor hesabım. "
Bilmem kaçıncı sayfam oldu sana yazalı. Evet savruk bir dilde yazıyorum. Düşünmeden, ilk elden çıkan kelimelerin lügatteki anlamlarını bilmeden karalamaya başladım. Çocukluğuma ver yanlış yerlerde bilmediğim kelimeleri kullanıyorsam eğer.
Büyümemiş, toy bir gencim hayatında. Dizlerimde kendimce ''yara'' sandığım izlerim var. Çok bildiğim yanlışlarım, yapmam dediğim sanrılarım...barikatın ardı gibi bekliyorum başıma gelecek eylemi veyahut eylemsizliği. Korkar, çekingen halde, pürüzlü bir devranda menşei yapılmamış tercümeler gibi bekliyorum. Kaçıncı sayfam oldu sana yazmaya devam edeli hesaplayamadım. Birden fazla bilinmeyenin içinde tek bir bilineni arıyor gibi toplayıp çıkartıyorum seni benden, beni senden...
Daima eksik çıkıyor hesabım. neyi yanlış yapıyordum? Aklın sayılarına matematiğim yetmiyor yine. Bambaşka sonuçları veren işlemler bütünüydü sadece yaptığım aslında. Bir sonuca varamayacağımı bilerek yapmış gibi görünmek...bir kor gibi bedenimde geziyor yalnızlık. Saatime bakıyorum da ne çok yok saymışız bizi...
Çekilmiyor bu yalnızlık hele ki bu zalim sızı kan yerine pompalanıyorsa vücudumda, hiç çekilmiyor. Farklılığımızı unutarak sayıp sövmüş, satırlara işlediğim kelimeleri sen sayarak kavga etmişim yine. Bencillik ettim düşüncesizliğime ver. Evet sevgili, bambaşka yerlerdeyiz seninle. Everett Millais'in tablolarda dahi birleştiremediği bir aşkın ucundan kopmuş gibi boyalarımızın eskimesini bekliyoruz güneş vuran tenimize.