Büyük Kayıp ve Dünya Bırakılan Büyük Miras: Theseus (Bölüm 3)
Zaferin ve kaybın kesiştiği bu yolculukta, Theseus yalnızca bir kahraman değil, bir halkın kaderini değiştiren lider olacaktı.
Zafer yolculuğu sona ermiş gibi görünse de Theseus’un kaderi hala yazılmaya devam ediyordu. Onu bekleyen olaylar, yalnızca kendi hayatını değil, bir şehrin geleceğini de şekillendirecekti. Hikâyenin devamında, Theseus’un zaferle döndüğü yolculuğunun aslında bir dönüm noktası olduğunu göreceğiz. Minotor’u alt etmesiyle kurtuluş getirdiğini düşünse de onu bekleyen trajediler ve unutulmaz hatalar kaderini mühürleyecek.
Artık adımlarını emin bir şekilde atıyordu ve işte Minotor’u uyurken buldu. Üstüne düştüğü gibi onu yere neredeyse sabitledi ve silahı olmadığını için yumruklarıyla öldüresiye dövmeye başladı. Theseus o zorlu mücadeleyi kazandıktan sonra hemen ip yumağını eline aldı ve çıkışı kolaylıkla buldu. Diğer kurbanları ve Ariadne’yi de yanına alarak gemiyle birlikte Atina’ya doğru yola çıktılar.
Yolda Naxos adasına uğradılar. İşte hikâye burada iki farklı şekilde anlatılır. İlk hikâyeye göre Ariadne uyurken Theseus onsuz denize açılarak onu terk etti. İkinci hikâyeye göre ise Ariadne’yi çok kötü bir şekilde deniz tutmuştu ve Theseus onu biraz dinlenmesi için kıyıya bıraktı. Şiddetli bir rüzgâr Theseus’u denize sürükledi ve uzun süre denizin içinde bocaladı. Kıyaya geri döndüğünde ise Ariadne çoktan ölmüştü ve bunu gören Theseus derin bir acıya gömüldü.
İki hikâyenin hangisinin doğru olduğunu bilmez ama Theseus’un geri dönüşte beyaz yelkeni çekmeyi unuttuğu gerçeğini hiçbir şey değiştiremez. Kederinden dolayı ya da kurtulmanın sevincinden dolayı unuttuğu bu detay babası için kötü haber demekti. Kral Aegeus siyah yelkenleri Akropolis’ten görmüştü ve bu onun için oğlunun öldüğü anlamına geliyordu. Bu habere dayanamayan Kral Aegeus kendini kayalıklardan attı ve öldü. İçine düştüğü deniz günümüzde de ‘Aegean(Ege)’ denizi olarak anılır.
Bu arada babası öldüğü için Theseus ülkeye geri döndüğünde Atina kralı oldu ama bu dönüş dünya için köklü değişimin bir temeli olacaktı. Theseus halka onları yönetmek istemediğini ilan etti çünkü bu ona eşit gelmiyordu. O herkesin söz hakkı olduğu eşit bir halk hükümetinden yanaydı. Theseus istifade etti ve vatandaşların toplanıp oy verebilecekleri bir konsey oluşturup cumhuriyet rejimi kurmuş oldu. Kendisi için bıraktığını makam ise başkomutanlıktı. Böylece Atina halkın fikirlerini özgürce söyleyebildiği ve kendi kendini yönetebildiği tek yer olmuştu.
Theseus bir dönemin ve bir halkın kaderini değiştiren bir figüre dönüştü. Zaferleri kadar kayıpları da onun efsanesini şekillendirdi. Ancak en büyük mirası, savaş meydanlarında değil, halkına sunduğu özgürlükte saklıydı.