Cinsel Kimlik İnşasında Sosyal Medyanın Etkisi
Cinsel kimlik parçası olduğu toplumun gölgesi altında şekillenir.
Kimlik Üzerine
Kimlik konusu farklı disiplinlerin doğası gereği farklı ele alınır, buna göre kimlik tanımı spesifikleşir. Psikolojide daha çok Freud ile birlikte psikoseksüel model içinde anılır. Freud‟un çocuk gelişimi konusundaki düşüncelerini geliştiren Erickson gelişim evrelerinin ilk yıllarında bebeğin anne ile ilişkisi dış dünyayla ilişkisini temel güven-güvensizlik konuları ile açıklar. Kimlik duygusu gençlik döneminde eskiden çekirdek durumda var olan kimlik duygusu ile bu dönemde gelişen ve toplumsal anlam yüklenen kimlik duygusu ile bütünleşir. Bu açıdan bu disiplin kimlik konusunda daha çok bireysel kimlikle ilgilenir.
Sosyolojik olarak ise kimliğin genel özelliklerinden biri bütüne bağlı kurulması, ait olma durumu, aidiyet duygusu içermesidir. Toplumsal kimlik bireyin ait olduğu toplumun değerlerine, sanatına, diline, inanç yaklaşımına, gelenek-görenekler ve diğer tüm kurumsal yapıları ile bağlantılı bir aidiyet bilincini belirtir. Birey kendi toplumu ile diğer toplumlar arasındaki benzerlikler, karşıtlıklar ve çatışmaları yüklediği anlamlar etrafınca tanır. Bu toplumsal kimlik vasıtasıyla yaşam pratiklerine ve gündelik hayata katılır.
Toplumsal Cinsiyet ve Cinsel Kimlik İnşası
Cinsel kimlik egemen kültür kodlarından ciddi sapmalar ifade ettiği durumlarda bile parçası oldukları toplumun genel söylemlerinden etkilenmektedirler (Kandiyoti 2012: 291). Cinsel kimlik basitçe kendi başına var olan bir kategorilendirme aracı olarak ele alınamaz. Bu nedenle çalışmanın bu bölümünde cinsel kimlik, cinsellik, toplumsal cinsiyet kavramları ile birlikte çerçevelendirilmektedir ve feminist teori bazında toplumsal cinsiyet kavramı ile ilgili tartışmalar, cinsel kimliğin yapılandırılmışlığına yani toplumsal olanla bağına vurgu yapılmaktadır.
Toplumsal cinsiyet ve cinsiyet arasındaki ayrım feministlerin ilk dönem kullanımı olarak “biyoloji kaderdir” anlayışına meydan okunması için geliştirilmiş ve bu yönde kadınların biyolojik olarak üreme gibi işlevlerle erkeklerden farklılıkları olduğunu ancak sahip olabileceği fırsatlar ve yapabilecekleri anlamında bir farklılıkları olmadığını ifade edebilmek konusuna hizmet etmiĢtir (Young,2009:40). Cinsiyet bu açıdan biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet olarak ayrılır. Cinsiyet biyolojik olan ve fiziksel varoluşun göstergesi olarak bedene atıfta bulunurken toplumsal cinsiyet, cinsiyetin toplumsal olarak yapılandırılmasını belirtir.
Sosyal Medya ve Cinsel Kimlik İnşası
Sosyal Medya, yeni medyanın tüm yapısal özelliklerini gösterir. Bunun dışında sosyal medyanın içinde neler yer aldığı ve kullanıcı tabanlı oluşundan ötürü içindeki kullanıcıların özellikleri bir bakıma sosyal medyanın ta kendisidir. Bu ortamın en önemli özelliği daha önceden de belirtildiği üzere geleneksel medyadan en açık arayla farklılaştıran iki yönlü iletişimi sağlamasıdır.
Sürecin kendisi içinde gerçek kimlikler yerini sanal kimliklere bırakmış, farklı örüntüler meydana gelmeye başlamıştır.
Dünya‟nın her hangi bir yerindeki her hangi bir olay ana haber bültenlerinde gördüğü ilgiyle karşılaşabilir olmuştur.
İmaj üretimi özneler açısından sosyal medya ortamları içindeki bir diğer önemli konudur. Dilimizde resim, görüntü, görünüş, fikir kavram olarak daha çok imge ile karşılanan imaj bir kişi veya nesnenin görüntüsel benzeridir. İmajların zihinsel, sözel, algısal, optik ve grafik türlerinden söz edilir (Robins,2013:22). Yaratılan imajlar, imajın kendi gücünden doğan çekicilik ve iticilik, arzu ve korku duygularının çelişkisini temsil eder. Bu imajların yönelimi ideal olan, mükemmel olana doğrudur. Lasch‟a göre mükemmele özlem narsistik birleşim arzusuna dayanır ve bedenin hapishanesinden kurtulmayı amaçlarken yitirilmiş çocuksu cenneti arar (Robins, 2013:96). Bu anlamda sosyal medya öznesi benlik oluşturma faaliyeti içindeyken bu tür mükemmel görüntü çizme gayesinde olan imajlar üretir. Üretilen imajlar bir gösterme pratiği olan sosyal medya ekranlarında gösteri amacını da kendiliğinden üstlenir gibidir.
Cinsel kimlik parçası olduğu toplumun gölgesi altında şekillenir. Davranışlar, edimler ve dil aracılığıyla aktarılır. Sosyal medya içinde öznelerin farklı bir kimlik inşa ettiği görülür.
Ancak gerçek hayattakinden ne kadar bağımsız olduğu tartışmalıdır. Cinsel kimliklerin bu ortam içinde heteroseksüellik, eril-dişil olarak kurgulandığı görülmektedir. Cinsiyetin kurucu normlarından ikili cinsiyet anlayışının yanı sıra bu ortam heteronormativitenin* dışladığı cinsel kimliklerin de ifade özgürlüğü dolayısıyla özgür bir ortam olarak varlıkları daha gözle görünür hale gelir.
Sosyal medya üzerinde cinsel kimliklerin kurgusu bu anlayışlarla birkaç düşünce boyutu vardır. Birincisi kimliğin parçalı ve akışkan olması üzerine istikrarsız bir ortam olduğu diğeri ise gerçek hayattaki normların sürdürüldüğü bir ortam olarak ele alınmaktadır (Soyseçkin,2007:53, Kara 2014:53). Sosyal medyanın söylemler eril-dişil olarak incelendiği araştırmalarda eril olanın hakimiyeti ve dişil olanın daha gizli, bastırılmış bir görünüşü vardır. Argo ve küfür kullanımı, yapılan konuşmalarda baskın olan ve konuşma yönünü değiştirenin eril olan olması, özür dileme, nazik olma gibi özellikler ise diĢilin söylemlerinde göze çarpmaktadır (Soyseçkin,2007:63-66). Bu referans noktaları akılsallık-duygusallık gibi ikili karşıtlıklarla kadın-erkek dikotomisine uygun olarak bu ortam için de kuramsal olarak sürdürülmektedir. Bunun yanı sıra MUD olarak anılan bilgisayar oyunlarında yoğun biçimde tartışılan heteroseksüellerin çaprazlama olarak sanal kimlikleri kullanışı yani bir erkeğin kadın oyuncu olarak ya da tam tersi olarak gerçekte kadın olan birisinin erkek olarak sanal ortama katılımı ve bir rol sürdürmesi, oynaması açısından trasngender** kavramıdır.
*Heteronormativite: Heteroseksüelliğin normatif olarak toplumsal alandaki görünümüdür. Bunun daha açıklayıcı yanı normun anlamında gizlidir. Norm buyurgan olma, kurallarla belirlenme, düzenlemenin ifadesidir. Bu açıdan heteronormativite cinsiyetin normatif olarak düzenlenmesini içerirken aynı zamanda yaygın olan, “normal” olan anlamlarını da içerdiğini varsayar.
**Transgender: Sandy Stone için tek bir bedende pek çok kiĢilik (çoklu kişilik); tek bir bedenin dışında çok sayıda kişilik(çeşit çeşit biçimleriyle siberuzamdaki personalar ve onlara eşlik eden iletişim teknolojileri); pek çok bedenin içinde/dışında tek bir kişi (kurumsal toplumsal davranış) olarak söylemsel sınırlar oluşturmadır.
Kaynakça
Bourdieu, P. (2014). Eril tahakküm. (Bediz Yılmaz). İstanbul:Bağlam.
Foucault M. (2007). Cinselliğin tarihi. (Çev. Hülya Uğuru Tanrıöver).İstanbul:Ayrıntı.
Kandiyoti D. (2012). Pembe kimlik sancıları cinsiyetin yol ayrımında sorun ve. Kültür Fragmanları içinde (ss. 278-293). (Deniz Kandiyoti ve Ayşe Saktanber Ed.). İstanbul: Metis Yayıncılık.
Robins, K (2013). İmaj: Görmenin Kültür ve Politikası (2. Baskı). (Çev.Nurçay Türkoğlu). İstanbul: Ayrıntı.
Fragmanları içinde (ss. 278-293). (Deniz Kandiyoti ve Ayşe Saktanber Ed.). İstanbul: Metis Yayıncılık.
Young, I. M. (2009). Yaşanan bedene karşı toplumsal cinsiyet: toplumsal yapı ve öznellik üzerine düşünceler, Cogito, 58,39-57.