"Comfort? Zone"
Konfor alanınız aslında konforlu değil.
Her insan şüphesiz ki rahat bir yaşam sürmek ister. Yarını düşünmeden, sürekli bir şeyleri kontrol etme iç güdüsü hissetmeden, pürüzsüz bir yaşam... Ancak rahat bir yaşam kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Kimi insan rahatlığı maceradan maceraya koşmakta bulur, kimi insan ise evinde vakit geçirmekte. Peki rahat bulduğunuz yolun karşısına geçip, o yoldan yürümeyi denediniz mi hiç?
Konfor alanı genel geçer bir olgu değildir. Herkese göre değişiklik gösterir. Bir insanın yaşantısı, arka planı ve çevresi, bu alanı şekillendiren etkenlerden bazılarıdır. Bir insan sosyal alanlarda çok yara aldıysa konforu yalnızlıkta bulabilir. Aile içinde kaos ile yetişmiş bir çocuk, yetişkin hayatında kendini, benzer bir kaosa çekilirken bulabilir. Çünkü kaos onun için tanıdık ve konforludur. Ne bekleyeceğini bilebilir. Onu şaşırtmaz ve yabancılık çekmez. Bir nevi onun normali bu yaşam şekli olur. Tersi bir örnekte el bebek gül bebek büyümüş biri bu hayattan uzaklaşmamak ve kendi hayatını kurmamak için elinden geleni yapabilir. Her şeyle onun yerine ilgilenen biri vardır çünkü. Onun yerine karar veren, onun yerine çalışan, onu memnun eden birileri mutlaka vardır. İster istemez etrafına da onun için bunları sağlayacak insanları çeker.
Bu bahsettiğimiz alanlar gerçekten konforlu mudur? Objektif bir şekilde bakıldığında insan hayatının sürekli benzer desenlerde ilerliyor olması, insan hayatına tek düzelik katar. Sürekli aynı tip insanlarla görüşüp -ya da yalnız kalıp- benzer deneyimler yaşayarak mental ve ruhsal gelişimin önüne geçilir. Bir insan deneyimleriyle kendine bir şeyler katar. Eğer bir şeyler deneyimlemezsek gelişemeyiz. Böylelikle kendimizi gerçekleştireceğimiz yolları da tıkamış oluruz. Hayat, konfor alanımızın dışına çıktığımızda yabancı hissettirir. Kontrolü kaybetmiş gibi hissederiz. Bu da çok büyük bir rahatsızlık verir bizlere. Yabancılık hissi, belirsilik hissi adeta bir cehennemdir. Ama konfor alanınızın rahatlığından uzaklaşıp, olaya geniş açıdan baktığınızda hayatınızın zenginleştiğini görebilirsiniz. Yeni insanlar, yeni deneyimler size farklı bakış açıları sunar. Hayatınızın yeni pencerelere açıldığını görürsünüz. İşte bu his, biraz rahatsızlığın yarattığı cehennem hissinden daha büyük bir hazza yol açar. Her değişim sancılıdır ama bu sancı sonsuza kadar sürmez. Rahatsız olan şeylerin üzerine gittikçe özgürleşiriz. Yeni deneyimlere kollarımızı açtıkça gelişiriz. Yürüdükçe yol alırız. Tanıdık olan her zaman kolay olan değildir. Her gününüze acı içinde devam ederken, huzur size rahatsız ve tatsız gelebilir. Ama hareket etmek zorundayız. Risk almak zorundayız. Önümüze çıkmasını beklediğimiz her zorluğa rağmen aksiyon almak zorundayız. Neale Donald Walsch "Hayat konfor alanımızın sonunda başlar." diyor. Buyrun, hep birlikte rahatsız olana kucak açalım, hayatımızı başlatalım. Yaşamaya başlayalım.