DCEU Neden Başarısız Oldu?

Warner Bros.'un başarısızlık hikayesi.

DC'nin sinematik evreni olan DCEU (DC Extended Universe) projeleri geçtiğimiz yıl durdurulmuştu. DC Comics dünyadaki en ikonik süper kahramanlardan bazılarına sahip olsa da gişede istediği başarıyı elde edemedi bu da sinematik evreninin sonunu getirdi. Yeni başlayacak olan DCU adlı evrenin başına The Suicide Squad ve Guardians of the Galaxy'den tanıdığımız James Gunn ve yapımcı Peter Safran geçmişti. 10 yıllık süre boyunca DCEU içinde 15 film çekildi. Peki DCEU'yu son yıllarda bu kadar başarısızlığa götüren şey neydi? Superman Legacy ile DCU'ya geçmeden önce, bu evrende kronolojik olarak nelerin yanlış yapıldığına bir göz atalım.

Başlangıç

Marvel'ın sinematik evren fikrinin gişedeki başarısını gören DC, uzun süredir rakibine meydan okuyacak bir çizgi roman filmi evreni oluşturmak istiyordu. 2013 yılında Zack Snyder'ın yönettiği Man of Steel ile başlayan orijinal evren aslında kötü bir giriş yapmadı. Man of Steel, klasik Superman konusuna farklı bir yaklaşım benimsemeye karar vererek, hikâyeye daha karanlık ve ciddi bir tonla yaklaşıyordu. Bu yüzden birçok kişi, Zack Snyder'ın DCEU'yu başlatmak ve yönetmek için yanlış bir seçim olduğunu savunmuştu. Buna rağmen Man of Steel gişede iyi bir performans sergileyerek 670 milyon dolar kazandı ancak hayranlar ve eleştirmenler tarafından karışık tepkiler almıştı.

Bunun üzerine DC, Man of Steel'ın hemen ardından Batman v Superman: Dawn of Justice ile Superman'den sonra evrendeki en önemli karakterler olan Batman ve Wonder Woman'ı tek film altında tanıtmaya karar verdi. The Death of Superman ve The Dark Knight Returns çizgi romanlarına dayanan film ilk haftasında 422 milyon dolarlık devasa bir açılış yapmasına rağmen ikinci hafta sonunda %69 gerileyerek ciddi bir düşüş yaşadı. Oldukça ağır eleştiri alan film hayranları da daha evrenin başında ikiye bölmüştü. Warner Bros.'un en az 1 milyar dolar hasılat beklediği film gişede beklenen performansın altında kalsa da da 874 milyon dolar ile kötü de olmayan bir gelir elde etti. BvS: Dawn of Justice'de görüldüğü üzere Warner Bros.'un DCEU'da yaptığı en büyük hatalardan birisi MCU (Marvel Cinematic Universe)'ya yetişmek için acele etmesiydi. Marvel, The Avengers'den önce kahraman ekibini tanıtmak için solo filmler yayınlamıştı ve bunun için de dört yıl harcamıştı. DC'nin, Marvel'a yetişme çabası gelecekteki filmler için daha iyi saklanabilecek birçok potansiyel hikâyeyi de daha şimdiden bozmuş oldu ve Superman'i henüz ikinci filminde öldürdüler.

Güçlü Gişe

DC'nin bir sonraki filmi Suicide Squad'dı. Film, BvS: Dawn of Justice filminin olumsuz karşılanması nedeniyle yeniden çekimlere maruz kaldı. Suicide Squad vizyona girdiğinde kritik açıdan bir felaketti fakat gişede istediğini fazlasıyla aldı ve 'En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı' dalında Oscar kazandı. Önceki filmin Lex Luthor'u gibi, bu filmde de Jared Leto'nun canlandırdığı Joker neredeyse kimse tarafından sevilmemişti. Yine de öyle ya da böyle DCEU gişede iyi bir şekilde devam ediyordu. Daha sonra 2017 yılında vizyona giren Wonder Woman sadece DCEU değil, yılın en iyi filmlerinden biri olarak övüldü. İşler Warner Bros.'un istediği gibi gidiyordu.

Herkesin merakla beklediği Justice League vizyona girdiğindeyse, sadece iki karakterin solo filmi vardı bu da filmin, devasa hikâyesinin yanı sıra üç yeni kahramanı da (Aquaman, Flash, Cyborg) tanıtması gerektiği anlamına geliyordu. Ayrıca filmin yönetmeni Snyder kızının ölümü sebebiyle post-prodüksiyon aşamasında ayrılmıştı. Bunun üzerine Warner Bros., The Avengers'ın yönetmeni Joss Whedon'u filmi tamamlaması için işe almıştı. Whedon filmin bazı sahnelerini büyük ölçüde değiştirip daha yumuşak bir tonda yeniden çekti. Günün sonunda ortaya karışık ve düzensiz bir iş çıkmıştı. Justice League 661 milyon dolar bu kez beklentinin oldukça altında kalmıştı. Üstelik bu sefer film her kesim tarafından eleştiri yağmuruna tutulmuştu. Filmin bütçesinin 300 milyon dolar olması yüzünden kazanılan 661 milyon dolarında pek bir önemi kalmıyordu. Justice League'in hem gişede hem de hayranlarda yarattığı hayal kırıklığının ardından stüdyo, filmler arasındaki bağlantıyı azaltarak solo filmlere odaklanmayı seçti.

Justice League ile tökezleyen DCEU'yu James Wan 2018 yılında Aquaman ile kurtardı. James Wan'ın yönettiği Aquaman, DCEU'nun şimdiye kadarki görsel açıdan en fantastik filmiydi. Aquaman, Atlantis krallığı ve okyanuslardaki saklı efsanevi yerleri keşfederek, kendisine ilham veren çizgi romanların eğlenceli ve maceracı ruhunu benimsemişti. Aquaman gişede 1 milyar 151 milyon dolar ile şimdiye kadar en yüksek hasılat yapan DC filmi oldu. Daha sonra çıkan Shazam! büyük bir gişe hasılatı yapamasa da hem eleştirmenler hem de genel izleyici tarafından iyi karşılandı. Ayrıca filmin bütçesi mantıklı bir şekilde ayarlandığı için için yapımcı şirket tarafından çok fazla göze batmadı.

Sallantı

Zack Snyder'ın ayrılışından sonra gelen filmlerin tonundaki hafifleme Birds of Prey, Wonder Woman 1984 ve The Suicide Squad gibi daha sonraki filmleri kurtaramayacaktı. Seri için tutarlı bir gelecek planı oluşturacak yönetici figürünün bulunmaması evrenin inşasını engelledi ve farklı yönetmenlerin önceki filmleri kendi vizyonlarına uyacak şekilde çekmeleri yüzünden DCEU'nun başarısı uzun sürmeyecekti.

Margot Robbie'nin canlandırdığı Harley Quinn her zaman DCEU'nun en önemli parçalarından biriydi. Bu yüzden Harley Quinn ekseninde dönen bir film hayran kitlesini geri sinemalara çekebilirdi. Riskli bir tercih olarak Rated R(18 yaş ve üzeri) yayınlanan Birds of Prey, olumlu incelemelerine rağmen gişede beklenen performansı gösteremedi. Bütçesinin iki katından fazlasını geri kazanmasına rağmen Birds of Prey, Warner Bros. için mali bir hayal kırıklığıydı. Wonder Woman 1984 ise pandemi ortasında çıktığı için sinema kısıtlamaları nedeniyle gişesi bir yana, kritik açıdan fazlasıyla olumsuz geri dönüşler alarak her açıdan fiyaskoydu. Hatta evrenin en kötü filmi olarak adlandırıldı. Pandemi şüphesiz Wonder Woman 1984'ün gişe hasılatı üzerinde büyük bir etkiye sahip olsa da aynı zaman da vizyona giren Godzilla vs. Kong ve Tenet'in başarısının altında kalması, filmin başarısızlığında diğer faktörlerin de etkili olduğunu gösteriyordu.

Bu sırada Snyder gittiği için değişen planlar Warner Bros. ve Snyder hayranları arasında mücadeleye dönüşmüştü. Perde arkasındaki Henry Cavill, Ben Affleck ve Ray Fisher dramaları bir yana hayranlar, Warner Bros.'un Zack Snyder'ın Justice League'ini yayınlaması için #ReleaseTheSnyderCut" adı altında bir kampanya başlattı ve ilginç bir şekilde olumlu sonuç verdi. Warner Bros. COVID-19 salgını nedeniyle orijinal içeriğe ihtiyaç duyduğu için HBO Max üzerinden filmi yayınladı. 2021 yılının Ağustos ayında çıkan James Gunn'ın The Suicide Squad filmiyse hem fanlar hem de eleştirmenler tarafından beğenildi ancak bu olumlu tepkiler filmin gişede istediğini almasına yetmedi. The Suicide Squad, Suicide Squad'ın doğrudan devam filminden ziyade bu konsepte yönelik ikinci bir girişimdi. Film James Gunn'ın DC dünyasına ilk adımıydı ve bu onun 2025'te Superman: Legacy yeni başlatılacak olan DCU'nun kreatif şefi olmasına yol hazırladı.

Dizi Dünyasına Giriş

MCU'nun, Disney+'da yayınladığı yeni televizyon içeriklerini gören Warner Bros. dizi dünyasında da rakibinden geri kalmak istemedi ve HBO Max üzerinden Peacemaker'ı yayınladı. DCEU'nun tek televizyon dizisi ve aynı zamanda en iyi yapımlardan biri haline gelen John Cena'nın Peacemaker'ı hayranlar için hoş sürpriz olmuştu. Peacemaker, bağımsız hikâyesine rağmen kendi başına eksiksiz bir karakter dizisi sunuyordu. Dizi aynı zamanda DCEU ile bağlantılı sayılabilecek parçaları da içinde bulunduruyordu bu yüzden ev ödevi gibi yayınlanan Marvel dizilerinden ayrılıyordu. James Gunn tarafından 2. sezon onayını alan dizi ilk sezonu bir nevi yok sayarak(burası biraz kafa karıştırıcı) DCU'ya geçiş projelerinden birisi olacak.

Düşüş Devam Ediyor

Warner Bros. seriyi kurtarabilecek aktörün Black Adam rolüyle Dwayne Johnson olduğuna açıkça inanıyordu. Dwayne Johnson ise evreni kendi ekseninde şekillendirmeye çalışınca her şey iyice birbirine karışmıştı. Johnson, Henry Cavill'in Superman'ini geri getirmek için stüdyo yönetimi ile görüşüyordu. Film başarısız olduğundaysa, hayranlar kendilerini bir kez daha ikiye bölünmüş hâlde buldular. Film, DCEU'yu birbirine bağlamaya çalışırken Black Adam'ın en büyük düşmanı olan Shazam'ı görmezden geliyordu. DCEU'nun uyum eksikliği sorunu giderek büyümeye başlamıştı. Her film, daha büyük bir evrene nasıl uyduğu dikkate alınmaksızın, boşlukta yapılmış gibi hissettiriyordu. Bu yüzden seri artık bazı cameo'lar hariç artık iyice birbirinden bağımsız bir hâle dönüşmeye başlamıştı. Hikâye ve olayların hiçbir etkisi yok gibiydi.

SON

Uzun süredir ertelenen Shazam! Fury of the Gods gişede kötü bir şekilde çakıldıktan sonra The Flash, DCEU'nun son umut ışığıydı. The Flash, hem Batman'i hem de Wonder Woman'ı öne çıkararak Justice League için bir macera başlatmaya çalışsa da, sözde "Şimdiye kadar yapılmış en iyi süper kahraman filmi" olarak tanımlanan proje, başka bir hayal kırıklığıydı. Üstelik 30 yıl sonra Batman kostümünü yeniden üzerine giyen Michael Keaton'da DCEU'yu kurtarmaya yetmemişti. Blue Beetle ise iyi bir film olmasına rağmen serinin günahlarının bedelini ödemek zorunda kaldı.

Her şeyin çok geç olduğu artık açık bir şekilde görülüyordu. 2013 yılında Man of Steel ile başlayan seri maalesef hiçbir zaman MCU'nun başarısına rakip olamadı. Aquaman and the Lost Kingdom ile evrene son verildi. ​DCEU'nun başarısızlıklarındaki en büyük etkenlerden biri Warner Bros.'un hem planlarını ayarlayamamaları hem de yöneticilerinin senaryo ve hikâyelere mühadele ederek değişiklik yapmaya zorlamasıydı. DCEU'da vizyon ve plan eksikliği açıkça görülüyordu. Stüdyo kalite yerine potansiyel gişe kârını önemsiyordu ve izleyicilerin kalitesi ne olursa olsun her şeyi izleyeceğini düşünüyordu. Bunun da bedelini ödediler.