Dedikodu Kervanına Hoş Geldiniz: Şakir Paşa Ailesi Özel Bölüm

"Hangi Osmanlı'nın Çocuğusunuz?" Testine Cevap Olan Aile


Tarihimizin şöyle bir tozlu sayfalarına baktığımızda, Şakir Paşa ailesi, “Skandal nedir, entrika nasıl örülür?” sorularına pratikte yanıt veren bir çılgınlıklar şovudur desek abartmış olmayız. Hadi oturun, kahvenizi yudumlayın, çünkü bu aileyi anlamak için sadece tarih bilgisi yetmez; bolca dedikodu hazırlığı yapın! 


Kimdir Bu Şakir Paşa Ailesi? 

Bu aileyi anlatmaya kalkışırsak, önce içinde yetişen zekâ dolu sanatçılardan ve aşırı özgür ruhlardan başlamak lazım. Osmanlı döneminin sonlarında parlayan Şakir Paşa ailesi, türlü renkleriyle adeta bir tabloyu andırıyor: diplomat ve Osmanlı Paşa'sı Şakir Paşa, sanatçı ve yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı (daha çok Halikarnas Balıkçısı olarak bilinir), öncü ressam Aliye Berger, yazılarıyla toplumu sarsan Halide Edib Adıvar'ın yakın dostu Fahrelnissa Zeid ve heykeltraş Zeki Faik İzer gibi birbirinden farklı yeteneklere sahip ü yelerle dolup taşıyor. 

Her biri sanat ve entelektüel hayatının farklı bir köşesine damga vurmuş bu isimler, aile içinde sürekli fikir ayrılıkları ve tartışmalar yaşamış, bu da aile efsanesinin bir parçası haline gelmiş. Ama şu bir gerçek: Bu aileyi çözmek için sadece tarih kitapları yeterli değil; biraz mizah anlayışı ve merak da gerekiyor. 


Skandallar ve Dedikodular Çayı Demleyin Gelsin 

  1. Cevat Şakir ve Sürgün Yılları Ailenin belki de en tanınmış üyesi olan Cevat Şakir Kabaağaçlı, yazılarıyla Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin entelektül çevrelerinde yankı uyandırıyor. Ancak bir yazısında asker kaçaklarını savunduğu gerekçesiyle hapis cezası alıyor ve Bodrum'a sürgün ediliyor. Bodrum'un bir balıkçı köyünden bir turizm merkezine dönüşmesinin temelini atan bu sürgün, onun Halikarnas Balıkcısı olarak anılmasını sağlıyor. Dedikodulara göre, bu yazıyı yazarken asıl amacı, sürgün hayatıyla yeni bir sayfa açmaktı. 
  2. Aliye Berger ve Sanatın Skandal Kokusu Aliye Berger, litografi sanatında çığır açarak tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Dönemin muhafazakâr kesimi onun eserlerini anlamaktan çok uzak olsa da, cesur ve yenilikçi sanat anlayışı toplumu ikiye bölmüş durumda. Onun aşk ve kayıp temalarını işlediği eserleri, sadece sanat dünyasında değil, dedikodu sofralarında da konuşulur olmuş. "Bir kadının sanatçı olması zaten skandalken, bir de bu kadar özgün eserler ortaya koyması kabul edilemez!" diyenler azımsanacak gibi değil. 
  3. Fahrelnissa Zeid ve Avrupa Maceraları Ailenin bir diğer parlayan yıldızı Fahrelnissa Zeid, sadece Osmanlı'da değil, Avrupa'nın sanat çevrelerinde de isminden söz ettiriyor. Modern sanatın öncülerinden biri olan Fahrelnissa, kendi tarzını oluşturup Paris ve Londra gibi sanat merkezlerinde sergiler açmış. Ancak onun cesur renk kullanımı ve soyut eserleri dönemin muhafazakâr kesiminde “Bu kadın Osmanlı'nın neresinden çıktı?” sorularına yol açmış. 
  4. Aile İçi Kavgalarda Zirve Her büyük ailenin bir dramı vardır, ancak Şakir Paşa ailesinde bu drama bir sanata dönüşmüş durumda. Kimi zaman sanat anlayışı üzerinden tartışmalar yaşanırken, kimi zaman siyasi görüş ayrılıkları işin içine girmiş. Aile içinde kopan bu fırtınalar, dışarıya sızdığında toplumu ikiye bölmekte hiç zorlanmamış. 


Hitler, Elizabeth ve Atatürk: Farklı Yollar, Ortak Noktalar 

Bu noktada Şakir Paşa ailesinden bir parantez açıp tarihin en karizmatik figürlerinden bazılarının ortak paydasına bakalım. Hitler, Kraliçe II. Elizabeth ve Mustafa Kemal Atatürk gibi isimler düşünüldüğünde ilk bakışta apayrı dünyaları temsil ettikleri sanılsa da, ortak noktalarından biri kararlılıkları ve çizdikleri çizgiyi sonuna kadar takip etmeleri. 

  • Hitler, kendi korkunç ve yıkıcı vizyonunu hayata geçirirken dünyayı savaşa sürükleyen kararlılığıyla tarih sahnesinde unutulmaz bir iz bıraktı. 
  • Kraliçe Elizabeth, özellikle uzun ömrü ve tahttaki istikrarıyla “Kraliçe” kavramının tanımını yeniden yazarken bir sembol haline geldi. 
  • Atatürk ise halkına modern bir devlet kazandırıp fikirlerini bütün engellere rağmen hayata geçirdi. 

Üçü de tamamen farklı motivasyonlarla harekete geçmiş olsa da, arkalarında iz bırakmalarını sağlayan şey öne çıkan fikirlerine olan sadakatleriydi. 


Entrika Dolabının Kapısı Hep Açık 

Bu ailede sır diye bir kavramın olmadığını söylemiş miydik? Her hikâye bir diğerine bağlıyor ve ortaya adeta bir dizi senaryosu çıkıyor. Bir yandan sanat ve fikir özgürlüğünün cesur bir temsilcisi olan bu aile, bir yandan da kaotik iç yapısıyla meraklılarına hep malzeme sağlıyor. 

Son söze gelirken, şu gerçeği kabul etmek gerek: Şakir Paşa ailesi, tarihin belki de en renkli ve karmaşık hanedanlarından biri. Her bir üyesiyle, sanatın ve hayatın farklı boyutlarına dokunmuş, iz bırakmış bir hikâye anlatıyor. Onların entrika dolu geçmişine baktığımızda, biraz şaşırmadan, biraz da gülümsemeden edemiyoruz. 

Belki de bu aileden öğrenilmesi gereken en önemli ders, hayatta hatalar ve başarılar kadar bunları kabullenip yeni hikayeler yazmanın da değeri. Çünkü ne kadar karmaşık olursa olsun, Şakir Paşa ailesinin hikayesi, her daim hayranlıkla anlatılmaya değer. İşte, bir tarihçe değil, adeta bir şiir gibi. 


KAYNAK 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mehmed_%C5%9Eakir_Pa%C5%9Fa_(1855-1914)