Deprem Bölgesindeki Çocuklara Psikolojik Yardım

Depremden etkilenen çocuklara yardım edebilmek adına kısa bir yazı.


Deprem Bölgesindeki Çocuklara Psikolojik Yardım

Geçtiğimiz günlerde, tüm Türkiye'nin yüreğini yakan bir olay meydana geldi. Kahramanmaraş merkezli, 7,7 büyüklüğündeki deprem yaklaşık 10 ilin yıkımına sebep oldu. Yıllardır meydana gelen felaketlerin en büyüğü olan bu olay, aramızdaki birçok canı da aldı.

Bir deprem ülkesi olan Türkiye'nin asırlardır boğuştuğu bu doğal afet, birçok kez yüreğimizi yakan acılara sebep oldu. Uzun süreler boyunca böylesi yaşanmayan bir felaketin sonuçları da sarsıntısı kadar büyük. Zor günlerin pençesinde olan insanlara en büyük yardımlardan biri de moral ve motivasyon. Enkazın altında kalmış, enkazdan kurtarılmış veya yakını bu durumda olan insanlara psikolojik açıdan yardım etmenin değeri paha biçilemez. Bu yüzden bu durumda olan insanların hislerini anlamak ve içinde olabilecekleri duygusal durumları bilmek gerekiyor.

Bu gibi travmatik olaylarda TSSB denilen durum ortaya çıkar. TSSB, travma sonrası stres bozukluğu olarak bilinir. Depremzedelerde bu, sık görülen bir durumdur. TSSB'nin ortaya çıktığına dair oluşan belirtiler şu şekildedir:

- Uykusuzluk ve kâbus görme

- Olaylarla ilgili anıları rahatsız edici biçimde sık sık hatırlama

- Sürekli olarak aynı şeyleri yaşama korkusu

- Kolay irkilme ve çabuk sinirlenme

- Gelecekle ilgili plan yapamama

- Çevreden uzaklaşma

- Olayları hatırlatan görünümlerin rahatsız etmesi


TSSB desteği, mümkün olduğu takdirde bir psikolojik danışman tarafından yapılmalıdır. Bu imkanın bulunmaması halinde ise gerekli bilgilere sahip herkes yardımcı olabilir. Deprem bölgesinde bulunan kişilerin hemen hepsi, mevcut durumdan etkilenir. Bunun yanında çocuklar, fark edilmese bile psikolojisi en derinden etkilenecek insanlar. Çocuklara güvende olduğunu hissettirmek ve tehlikeli anların geride kaldığını göstermek, yardım etmek adına atılacak ilk adım. Onlarla oyun oynayarak, ilgilenerek ve resim yaparak normal birkaç aktivitede bulunmalarını sağlamak önemli. Onlara güvende olduğunu hatırlatacak ve yaşadıkları durumun gelip geçici olduğunu anlamalarını sağlayacak sözler söylenmelidir. Yaşanılan durum barındırdığı basit ifadelerle aktarılmalı ve içinde bulunulan koşullar ne kadar kötü olursa olsun öylece lanse edilmemelidir.

Unutmamalıyız ki tüm herkesin şu anda desteğe ihtiyacı var. Sarılmayı bekleyen yaralar maddi ve manevi tüm ilaçlara hazır. Depremin yıktığı yürekleri toparlamanın bir yolu da onları anlamak ve yanında olduğumuzu hissettirmek. Yıkılan her bina yeniden inşa edilebilir ama yıkılan yürekleri tekrar ayağa kaldırmak; tüm bunlardan çok daha büyük bir çaba gerektirir.