Dido Elizabeth Belle: İngiltere'nin İlk Siyahi Aristokratı
İngiltere'nin ilk siyahi aristokratı olarak gösterilen Dido Elizabeth Belle'in hikayesini sizlerle paylaşıyorum.
Dido Elizabeth Belle, 1761 yılında, John Lindsay adında genç bir İngiliz deniz subayı ve Maria Belle adında afrikalı bir kadının kızı olarak Batı Hint Adaları'nda dünyaya geldi. Annesi Maria'nın Karayipler'de seyahat eden bir İspanyol köle gemisinde köle olduğuna inanılıyor. Babası Lindsay ise Senegal ve Karayip kıyılarında devriye atan "HMS Trent"in kaptanıydı. John Lindsay ve Maria Belle'in nasıl tanıştıkları tam olarak bilinemese de Lindsay'in gemisinin Maria'nın da bulunduğu köle gemisini ele geçirdiği düşünülüyor.
Annesi Maria birkaç yıl sonra ölüyor; şövalyeliğe ve amiralliğe terfi eden babası ise pek alışılmadık bir hareketle onu İngiltere'ye götürüyor. Burada Hampstead'deki Kenwood House'da subayın amcası, 1.Mansfield Kontu ve İngiltere'nin en güçlü yargıcı konumunda olan Başyargıç William Murray'nin bakımına veriliyor. Lord Mansfield ve karısının çocukları bulunmuyor ancak annesi yakın zamanda ölmüş olan Elizabeth Murray'i halihazırda yanlarına almış bulunuyolar. Lord Mansfield ve eşi, Dido'yu kuzeni Lady Elizabeth Murray ile birlikte büyüterek onu 18. yüzyıl aristokrasisinin yöntemleriyle eğitiyor.
Tarihçiler, Dido Elizabeth Belle'in eğitimli bir genç kadın olarak yetiştirildiğini ve bir müzik aleti çalmayı öğrenmenin yanı sıra diksiyon ve Fransızca gibi konularda da eğitim aldığını ileri sürüyor.
Ancak Lord Mansfield, Dido Elizabeth Belle'i kucaklasa da, Belle'in karşılaştığı tüm sosyete için durum böyle seyretmiyor.
Eski bir Massachusetts valisi olan Amerikan Thomas Hutchinson 1779'da Kenwood House'da davet edildiği bir akşam yemeğine katılıyor; sonrasında yaşananları ve düşüncelerini günlüğüne aktarıyor:
"Akşam yemeğinden sonra bir siyahi geldi ve bayanlarla birlikte oturdu. Kahveden sonra genç bayanlardan birinin kolunda bahçede yürüyüşe eşlik etti" diyerek şaşkınlığını belirtiyor ve takmış olduğu şapkasından kıyafetlerine kadar onu yakışıksız buluyor.
Dönemin İskoç ressamı David Martin'in bir tablosunda Dido Belle, kuzeni Lady Elizabeth Murray ile tasvir edilmiştir.
Resim, siyahi bir özneyi beyaz bir aristokratla eşit bir göz hizasında betimleyen ilk Avrupa portrelerinden biri olarak görülüyor. 18. yüzyıl İngiliz sanatında siyahlar genellikle hizmetçi veya köle olarak tasvir edilirdi. Siyah bir kadının beyaz bir kadınla eşit olarak temsil edildiğini görmek oldukça sıra dışı olarak değerlendirilse de pozlarının ayrımlarından Elizabeth'in elinde kitabıyla "resmiliği", Dido Belle'in meyve tabağı ve türbanlı haliyle "vahşiliği, egzotikliği, doğallığı" tezat teşkil ediyor.
Dido Belle ve Lady Elizabeth'in portreleri 1770'lerin sonlarında resmediliyor. Bundan kısa bir süre sonra Belle'in hayatı değişmeye başlıyor. 1784 yılında Lady Mansfield ölüyor. Bir yıl sonra da Belle'in çocukluğundan beri arkadaşı olan Lady Elizabeth evlenmek üzere ayrılıyor. Belle ve çocukları olmayan Lord Mansfield bu süre zarfında daha da yakınlaşıyorlar. Lord Mansfield ölümünden sonra Belle'in bakımını sağlama almak adına vasiyetini birkaç defa güncelliyor.
1793'te Lord Mansfield da ölüyor. Sonrasında, otuzlu yaşlarında olan Belle, John Davinier adında Fransız bir hizmetçiyle tanışıp evleniyor. Dört yıl sonra, biri bebekken ölen üç erkek çocuk dünyaya getirmiş olan Dido Belle, 43 yaşında, doğal sebeplerle hayata gözlerini yumuyor ve Bayswater Road'a yakın bir yere gömülüyor. 1970'lerde mezarı yeniden yapılanma nedeniyle taşınıyor ve ne yazık ki, Britanya'nın ilk siyah bürokratının şimdi nerede yattığını kimse tam olarak bilmiyor.
Geriye Lady Elizabeth ve Dido Belle'in portreleri kalıyor ve zaman geçtikçe Belle'in hikayesi unutuluyor. Hatta öyle ki, 1980'lere gelindiğinde, Lady Elizabeth'in hizmetçisiyle resmedildiği düşünülüyor. Gerçek, yerel tarihçi Gene Andrews tarafından yapılan araştırmaların ardından 80'lerde ortaya çıkıyor.
Dido Elizabeth Belle'in hikayesi, başrolde Gugu Mbatha-Raw'ın bulunduğu, 2013 yapımı Belle filmiyle beyaz perdeye taşınıyor.