Dikkat Bozukluğunun Eğitim Hayatına Etkisi
Çocuklarda dikkat eksikliği üzerine yaşanan problemler ve sonuçlar ele alınmıştır.
Çocukların eğitim süreci, sadece zekâ düzeyine değil, aynı zamanda dikkatlerini ne kadar toplayabildiklerine de bağlıdır. Günümüzde birçok çocuk derslerde başarısızlık yaşasa da bunun nedeni tembellik ya da isteksizlik değil, çoğu zaman dikkat bozukluğu olabilir. Dikkat bozukluğu, özellikle çocukluk çağında kendini gösteren ancak zamanında fark edilmezse çocuğun eğitim hayatı boyunca süren bir sorun hâline gelebilen önemli bir durumdur. Genellikle "dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)" olarak bilinir.
Dikkat Bozukluğu Olan Çocuklar Neler Yaşar?
Dikkat bozukluğu yaşayan çocuklar, genellikle derste öğretmeni dinlemekte zorlanırlar. Kalabalık ve hareketli ortamlarda kolayca dikkatleri dağılır. Verilen ödevleri ya unutur ya da tamamlamakta zorlanırlar. Sınavlarda sıkça dikkat hataları yaparlar; aslında bildikleri soruları, sorunun tamamını okumadan cevapladıkları için yanlış yapabilirler. Ders sırasında hayallere dalıp öğretmenin anlattıklarını kaçırabilirler. Bütün bu durumlar çocukların potansiyellerini ortaya koyamamalarına ve akademik başarılarının düşmesine neden olur.
Yanlış Anlamalar ve Etiketlenme
Ne yazık ki bu çocuklar çoğu zaman çevreleri tarafından yanlış anlaşılır. Öğretmenleri ya da aileleri tarafından “tembel”, “yaramaz” ya da “sorumsuz” olarak etiketlenebilirler. Oysa onların ihtiyacı olan şey, yargılanmadan anlaşılmak ve desteklenmektir. Bu yanlış yargılar çocukta özgüven eksikliğine, motivasyon kaybına ve zamanla okuldan soğumaya kadar giden olumsuz etkiler doğurabilir. Başaramadığı için kendine inancı kırılan çocuk, çaba göstermekten de vazgeçebilir.
Doğru Yaklaşımla Her Şey Değişebilir
Dikkat bozukluğu olan çocukların başarılı olması mümkündür; ancak bunun için doğru yaklaşım şarttır. Ders çalışırken kısa süreli planlar yapmak, sık molalar vermek, dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırmak ve küçük başarıları bile takdir etmek bu çocukların kendilerine olan güvenlerini tazeler. En önemlisi, ailelerin ve öğretmenlerin çocukları yargılamadan önce bir uzmana danışmasıdır. Çünkü çoğu zaman çocuklar başarısız olmak istemez; sadece nasıl odaklanacaklarını ve kendilerini nasıl organize edeceklerini bilemezler. Bu yüzden profesyonel bir destekle çocukların yaşamı kökten değişebilir.
Sonuç olarak dikkat bozukluğu, fark edilmediğinde eğitim hayatında zincirleme sorunlara yol açabilecek bir durumdur. Ancak erken teşhis ve doğru yaklaşımla bu çocuklar da en az diğerleri kadar başarılı olabilirler. Unutmamak gerekir ki dikkat bozukluğu yaşayan birçok çocuk, içten içe başarmak isteyen ama bunun için yol gösterilmeye ihtiyaç duyan çocuklardır. Onlara anlayışla yaklaştığımızda, hem eğitim hayatları hem de genel yaşam kaliteleri çok daha iyi bir yöne evrilebilir.