Dil Gerçekten De Düşünceyi Şekillendirir mi?
Sapir-Whorf Hipotezi Nedir
İnsanlık tarihinin eski tartışmalarından biri de dillerin düşünceyi şekillendirip şekillendirmediğidir. Bu tartışma, iki dilbilimci Edward Sapir ve Benjamin Lee Whorf’un ortaya koyduğu ve konuştuğumuz dilin dünyayı algılama ve düşünme biçimimizi etkilediğini savunan bir hipotezle daha bilimsel bir zemine oturmuştur. Sapir-Whorf hipotezi, her dilin konuşanlarına “kendine özgü” bir gerçeklik inşa ettiğini öne sürer.
Bu hipotezi biraz daha açmak gerekirse; Sapir ve Whorf, dillerin yapısal ve kavramsal farklılıklarının onları sadece birer iletişim aracı olmaktan çıkardığını savunurlar. Onlara göre dil, düşünceyi aktarmak için kullanılan bir araç olmanın ötesinde, düşüncenin şekillenmesine ve hatta sınırlarının belirlenmesine yardımcı olan bir etkendir.
Mesela, tükenmekte olan dillerden biri olan Hopi dilindeki zaman kavramı, İngilizce'dekinden oldukça farklıdır. Whorf’a göre Hopi halkı zamanı döngüsel olarak algılarken, İngilizce gibi Batı dillerinde zaman daha çok doğrusal bir çizgi gibi tanımlanır. Bu yapısal fark, Hopi dilini konuşan insanların zamanı bambaşka bir şekilde deneyimlemelerine yol açabilir.
Bir başka örnek de Türkçedeki "mavi" ve "lacivert" ayrımı olabilir. İngilizcede bu ayrım yoktur; “blue” kelimesinin önüne açık ya da koyu anlamında sıfatlar eklemek gerekir. Türkçedeki bu belirgin ayrım, ana dili Türkçe olan kişilerin mavi tonlarını daha kolay ayırt edebilmesini sağlayabilir. Benzer şekilde, bazı yerel dillerde yön tarifleri yalnızca kuzey, güney, doğu ve batı gibi coğrafi yönlerle yapılır. Araştırmalar, bu dilleri konuşan kişilerin yön bulma konusunda daha hızlı ve başarılı olduklarını göstermiştir."Peki bu, dillerinin onları “daha zeki” yaptığı anlamına mı gelir? Hayır. Ancak, dillerinin düşünme biçimlerini şekillendirdiği sonucuna varmak oldukça mümkün.
Yine de şu soruyu sormadan geçmeyelim: Düşüncelerimizin tamamını dil mi belirler? İnsan zihni oldukça esnek bir yapıya sahip olduğundan, aynı kavramı farklı şekillerde ifade edebilmek insanlığın doğal bir yetisidir. Hatta bir dilde var olmayan bir kavramı açıklamak için birkaç cümleyle anlatım yoluna gidebiliriz. Bu da demek oluyor ki, dil düşüncemizi etkileyebilir, ama onu kesin çizgilerle sınırlamaz. Kısacası, dil düşünceyi bütünüyle belirlemez; ama onu etkileyerek şekillendirir demek yanlış olmaz.
Eğer birden fazla dil biliyorsanız, bazen bir durumu ya da hissi başka bir dilde ifade ederken kendinizi daha rahat ve özgür hissettiğiniz anlar yaşamış olabilirsiniz. Bu durum hem çok doğal hem de bence dillerin karmaşıklığı ve gizemi açısından oldukça merak uyandırıcı ve eğlenceli. Sonuçta “bir dil bir insan” lafı boşuna söylenmemiş. Dünyayı daha iyi anlamak istiyorsan, belki de başka bir dilde düşünmeyi denemek, bakış açını ve yaratıcılığını bambaşka boyutlara taşıyabilecek harika bir araç olabilir!