Dillerin Kaybolma Süreci 

Dünya dillerinin kaybolma sürecindeki iç ve dış faktörler.

Dillerin geçen yüzyıllar boyunca basit bir şekilde gözlemlenmesi bizi varlıkları kanıtlanmış olanlar arasında bazılarının, belki de birçoğunun artık konuşulmadığı gözlemine götürüyor; hepsi birer birer, çeşitli ve farklı sebeplerden dolayı ortadan kayboldular. Örneğin bugün kimse daha önce Kenan'da konuşulan Fenike dilini konuşmuyor. Çoğu zaman klasik diller olan Yunanca ve Latinceden bahsederken "ölü diller" tanımını kullanırız.

Elbette olay sadece bunlarla sınırlı değil. Diller her coğrafyada ve her çağda ortadan kaybolmuştur; diğerleri ise gözümüzün önünde, her geçen gün kaybolmaya devam ediyor. Dolayısıyla kaybolan dillerin olduğu ve kaybolmaya yüz tutan dillerin de olduğu gerçeği, düşüncemizin başlangıç noktasını oluşturuyor. Daha önce dünyanın kaybolan dillerinden bahsedip birkaç istatistiğe değinmiştik. Bu yazıdan sonra ise bu sürecin nasıl işlediğine dair genel bir fikir sahibi olacağız. Bu sürece sebep olan iç ve dış faktörleri inceleyelim. 

Dış Faktörler 

Bugüne kadar konuyu inceleyen araştırmacıların çoğu, dış veya "toplum dilbilimsel" faktörlerin araştırılmasına büyük önem vermiştir. Bu faktörlerden bir kısmı; Bir dilin diğerini domine etme koşullarını belirlemede oynadıkları rollerdir. Bunlar ekonomik, demografik, kültürel, eğitimsel, dil planlaması, politik vb. faktörlerdir. Bir dilin canlılığını kaybetmesi açısından önemli olan bu faktörler şu şekilde gün yüzüne çıkabilir; 

1) Bir dilin günlük hayattaki kullanım alanlarının ve gereksinim duyulan durumların kısıtlanması veya azalması.  

2) Bir dilin genç kuşaklara kısmi aktarımı. Bu gibi durumlarda, dil topluluğunda Nancy Dorian'ın terminolojisini izleyen en az iki tür konuşmacının varlığına tanık oluyoruz: kendi dillerine tam hâkim olduğu düşünülen akıcı konuşmacılar ve dillerine tam hâkim olmayan, sapmalarla birlikte kullanan yarı konuşmacılar. Bu anlamda konuşmacılar arasındaki daha ince bir ayrım Lyle Campbell ve Martha Muntzel tarafından yapılmıştır:  

  • S “strong”, neredeyse tamamen yetkin konuşmacılar; 
  • I “imperfect”, dillerini makul seviyede akıcı konuşan kusurlu konuşmacılar; 
  • W “weak semi-speakers", kendi dillerinde az yetkinliğe sahip “zayıf yarı konuşmacılar;” 
  • R “rememberers”, kendi dillerinden yalnızca birkaç cümle ya da kelime hatırlayan, hatırlayıcılar. 

İç Faktörler 

İç faktörler, dilin kendi yapısında ve kullanımında oluşan ve de dili konuşanların sebep olduğu faktörlerdir. Örneğin dili günlük hayatta sadeleştirme, karmaşık gramer yapılarının kaybına sebep olur ve dilin ölümüne sebep olan etkenlerden biridir. İsteğe bağlı bir sözdiziminin geliştirilmesi de bir diğer önemli etkendir. Bu, dilin, belirli durumları ilişkilendirme ve sıralama araçlarına sahip olmasına rağmen, bunları yalnızca isteğe bağlı olarak kullandığı ve karşıdakinin duruma göre söylemi anlamasının beklenmesi anlamına gelir. Aynı zamanda bir dilin üslup zenginliğini kaybetmesi, kullanılan kelimelerin azalması, bir kelimenin birçok anlamda kullanılması dilin tek tipleşmesine sebep olur, dolayısıyla dil ölümüne katkıda bulunur.