Doctor Who'nun Son 4 Yıllık Macerası ve 13.Doktor
Son 4 senede yayınlanan bölümler ve karakter yazımlarıyla ilgili kişisel görüşlerim üzerine kısa bir yazı.
Doctor Who'nun 11.sezonundan beri çok konuşulan ve seveni kadar sevmeyeni de olan Jodie Whittaker'ın canlandırdığı 13.Doktor'a geçtiğimiz BBC 100.yıl özel bölümüyle veda ettik. Şu son dört senede yayınlanan bölümler dizinin meraklıları arasında büyük bir tartışma konusu oldu.
Bölümler, kimileri tarafından yeterince iyi ve eğlenceli görülürken büyük bir çoğunluk tarafından yetersiz ve aceleye getirilmiş bulundu. Benim kişisel görüşüm ikinci grupla birlikte. Jodie Whittaker'ın Doktor'u canlandıracağı açıklandığında büyük bir beklentiye girmiştim ve dizi içerisinde yeni bir hava oluşacağını düşünerek çok sevinmiştim. Fakat bölümler yayınlandıkça diziyi eskisi gibi heyecanla takip edemediğimi fark ettim. Bu yeni sezonlar bende istediğim etkiyi bırakmamıştı çünkü bölümlerin yazılışı, olayların akış şekli ve oyunculuklarla beraber karakterler arası ilişkiler eskisi gibi iyi değildi. Birçok bölümde orada olmasa hiçbir değişikliğin yaşanmayacağı gereksiz alt hikayeler veya yan karakterler vardı. Bölümler olması gerekenden fazla dolu ya da fazla havadaydı. Örneğin Rosa bölümü bir yandan izlerken duygulandığım bir bölüm olsa da öte yandan antagonistin motivasyonu ve misyonu bence yeterince iyi verilememişti. Üstelik kendisinden kurtulması da o kadar ani olmuştu ki sindirmek pek mümkün değildi. Bölüm içerisinde o karakterin olmaması birkaç küçük değişiklikle hikayeyi daha etkili hale getirebilirdi. Gelecekten gelen ve ırkçılığı geri getirmenin tek yolunun Rosa Parks'tan kurtulmak olduğunu zanneden bir karakterdense Rosa'nın hayatına doğrudan etki eden ve hayatı o dönemlerde yaşamış siyahiler için zehir eden daha gerçekçi bir karakter yazılabilirdi. Böylece bir anda etkisiz hale getirilebilen ve sadece kısa süreliğine tansiyon yükselten balon bir kötü karakter yerine bizde gerçek bir etki bırakan ve olaylara gerçekten etki eden daha üç boyutlu bir karakter sunulabilirdi.
Bu gibi başka örneklerin yanı sıra Doktor'a ve yol arkadaşlarına kendilerini ve ilişkilerini yeterince iyi gösterebilecekleri bir alan bırakılmamıştı. On Üçüncü bize kendisinden önce gelenler gibi üzerine uzun uzun konuşabileceğimiz veya kendisinden bahsettiğimizde doğrudan hatırlayabileceğimiz etkili anlar bırakamadı. On Birinci'den bahsederken Pandora veya Akhaten konuşmasını ve Onuncu'dan bahsederken Mars'ın Suları'nda veya Zamanın Sonu'nda yaptığı çıkışları hatırlayabiliyoruz. Ancak On Üçüncü'den bahsederken maalesef aklıma bende etki bırakmış bir an gelmiyor. Üstelik daha önceki Doktorların yol arkadaşlarıyla olan ilişkileri insanın içini ısıtırken ve eğlendirirken Whittaker'ın Doktor'u ve yol arkadaşları arasındaki ilişki fazla tek boyutlu ve düzdü. Bence bunun en büyük sebebi tek seferde 3 yol arkadaşıyla birden karşı karşıya kalmamız ve hepsini ayrı ayrı tanıma fırsatı yakalayamamış olmamızdı. Bir şekilde karakterlerin arasındaki kimya tutmamıştı. Açıkçası son birkaç sezondaki karakterleri göz önüne alınca iyi yazılmış ve iyi oynanmış tek karakterin Sacha Dhawan'ın Usta'sı olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar Usta'nın zaman çizgisinde tam olarak nereye oturduğunu bilmesek de izleyici üzerinde etki bırakan ve sevilen bir enkarnasyon oldu.
Son olarak Doktor'un tüm geçmişinin değişmesine sebep olan Zamansız Çocuk kurgusundan bahsetmek istiyorum. İlginç bir olay örgüsü oluştursa da çok fazla değişikliğin yaşanmasına ve çok fazla soru işareti oluşmasına sebep olan bir ekleme bu. Hala bu olaya bağlı olarak önümüze konulan "Division" ve "Flux" meselesinin tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Evrenin yarısı Flux tarafından yok edildikten sonra nasıl evren içerisinde hiç kimsenin bu konuya tekrar değinmediği kafamdaki en büyük sorulardan biri. Havada bırakılan olaylar dışında Doktor'un hiç bilmediğimiz bir enkarnasyonu karşımıza çıktı ve ben her ne kadar bu karakteri de kendi başına sevmiş olsam da onun da tam olarak nereye konumlandığı konusunda bir fikrim yok. Kişisel görüşüm böyle bir hikayenin Usta için yazılmış olması gerektiği yönünde. Dizinin ana karakterinin yıllardır yazılagelmiş ve sağlam bir zemine çoktan oturtulmuş olan tarihinin değiştirilmesindense inişli çıkışlı bir karakter olan ve hakkında bilmediğimiz birçok şey bulunan Usta'nın tarihinin bu hikayeyle yeniden yazılması çok daha mantıklı olurdu ve Usta'nın Zaman Lordlarına ve Gallifrey'e olan öfkesini ve saldırısını açıklardı.
Özetle, çok büyük heyecan ve umutla başlayan 13.Doktor ve yol arkadaşlarının maceraları dizinin kendi için oluşturduğu standartların çok altında kaldı ve açıkçası benim seyir keyfimi büyük ölçüde etkiledi. Her ne kadar çok kötü olmayan ve Doctor Who tadını alabilmemizi sağlayan bölümler olsa da son dört senede yayınlanan bölümler benim için büyük oranda hayal kırıklığıydı. Bu sebeple Russel T. Davies'in ve David Tennant'ın kısa süreli geri dönüşünü sabırsızlıkla bekliyorum. Gelecek bölümlerle beraber Doctor Who'nun yeni Doktor'u Ncuti Gatwa'yla tekrar rayına oturacağına inanıyorum.