Doğu Ekspresinde Cinayet
Kara saplanmış bir tren, bir cinayet ve bir dedektif
Agatha Christie'nin en bilinen romanlarından biri olan bu kitap merakımızı en son ana kadar diri tutmanın yanı sıra akıcılığıyla da bizi etkiliyor.
Kitap ülkemizden geçmekte olan Toros ekspresinde başlayıp sonrasında İstanbul'dan kalkışı olan Doğu(Oriant) ekspresinde devam ediyor. Başta karakterler karmaşık gelse de bir anda kenidnizi kitaptaki karakterlerle özdeşleştiriyorsunuz.
Sherlock Holmes ve Agatha Christie romanları her zaman raflarda yanyana sunulur. Daha öncesinde hep Sherlock Holmes kitapları seçmenin bir etkisi olarak her zaman Agatha Christie okumaktan korkardım. Ya Sherlock kadar iyi değilse? Ve bildiğim kadarıyla Agatha Christie romanlarında hep farklı bir dedektif sunuluyor. Fakat bu kitap tüm bakış açımı değiştirdi. Ayrıca, farkettim ki benim açımdan Agatha Christie romanlarının dili Sherlock Holmes kitaplarının yanında daha anlaşılabilir ve sade kalıyor.
Kitap hakkında spoilersız bilgi vermek gerekirse, dedektifimizin de bulunduğu bu trende bir cinayet işleniyor. Fakat yolcuların hepsinin cinayet saatinde tanıkları var. Yani hepsi masum gibi. Peki gerçekte katil kim?
Kitapta en sevdiğim kısımlar galiba sonlara yaklaştıkça işlerin kızıştığı bölümler. Kafanızda sürekli katil kim, katil kim? sesleri vb. Kitapta hoşuma gitmeyen tek bir nokta vardı o da fransızca sözcüklerin ara ara tekrar edilmesi. Fakat hepsinde çevirisinin yapılmaması. Okumayı çok mu etkiliyor? Tabiki hayır ama bence azaltılabilirdi bunlar.
Son olarak eğer akıcı ve gizem dolu bir kitap arıyorsanız işte aradığınız kitap. Okuma hızımın düştüğü bu günlerde bile 3 günde bitirdim. Daha kısa sürede de bitebilirdi tabiki ama biraz zevkini çıkarmak lazım. Özellikle böyle güzel kitapların. İyi okumalar.