Dönüştürmek, Değiştirmek ve Korumak

Yaşamaya farklı bir bakış açısı.

Jupta Itoewaki, Güney Amerika'daki Surinam ve Wayana kabilelerinden gelen bir aktivist ve politikacı. Kendini yerli insanların bireysel ve toprak haklarını savunmaya ve gözetmeye, aynı zamanda Amazon ormanının habitatının önemine adamış biri.

Yaptığı TedX konuşmasında insanlığın hayatta kalması için "Indigenous (Yerli)" perspektifinin gerekli olduğunu anlatıyor. Doğduğu kabilede eşini kaybetmiş bir insanın başka biriyle evlenmeden önce iki yıl beklemesi gerekmekte, ancak biyolojik babası bu normu pek ciddiye almıyor ve kendisine bir sevgili buluyor. Bu sevgilisiyle evlenmeden çocuk yaptığı için kabilesi tarafından yargılanıyor ve sevgilisi bebeği düşürmesi için baskılanıyor. Türlü denemelere rağmen bebek, Jupta, doğuyor ancak bu yine de kabilesine kabul edilmesi için yeterli bir sebep değil. Annesinin ailesine sığınan bu kız çocuğu diğer insanlar tarafından "çöp" denilerek zorbalanıyor. Hikâyesinin sonunda ise nasıl geri dönüştüğünü, her insanın eşsiz değerleri olduğunu ve bunun korunması gerektiğini vurguluyor.

Yerli perspektifi, Batı perspektifinden farklı olarak bireyselliği korumaktan çok çoğulluğa önem vermekte. Bu Jupta'nın hikâyesinde olduğu gibi bazı yönlerden sorunlu görünse de, Jupta'nın kendisi insanlığın hayatta kalması için gerekli olan şeyin bu olduğunu söylüyor. Ona göre bunun için beş anahtar kelime var: Sorumluluk, saygı, ilişkiler, karşılıklı olma ve yeniden dağıtım.

(5R: Responsibility, respect, relationship, reciprocity, redistribution).

Yaşadıkları alana saygılı olma ve bunu davranışlarla gösterebilmek Jupta'ya göre sorumluluk bilincini oluşturuyor. Batılı insanların onun evine gelip sürdürülebilir orman yönetimi gibi şeyler söylemesini anlamsız bulan Jupta, zaten onların kültüründe böyle bir kelimeye ihtiyaç olmadığını çünkü bunu eylemleriyle asırlardır uyguladıklarını söylemekte. Bir diğer söylemi ise yerli insanların sayesinde ve himayesinde Amazon'un dünyadaki biyoçeşitliliğin %80'inini oluşturması.


Birbirine saygı duymanın yaşadığın dünyaya saygı duymaktan geldiği, ilişkilerin de karşılıklı öğrenmeden ve atalardan kalma topraklara duyulan saygıyla geldiğini savunuyor. Sahip olduklarımızı benimseyip alma verme dengesini kurarak, aldığımız kadar vererek dengeyi korumaksa "reciprocity" maddesini karşılıyor.

Belki de gerçekten sahip olduklarımızı değiştirmeye çalışarak ya da atarak değil, koruyarak ve benimseyerek değişebilir ve dünyamızı koruyabiliriz. Çünkü insan kendisini dönüştürmeden nasıl dünyasını dönüştürebilir?

İzlemek isterseniz Jupta'nın konuşmasını aşağıdaki linke bırakıyorum. Aynı zamanda benzer bir bakış açısı olduğunu düşündüğüm Avrupa Yakası'ndan tanıdığımız Hale Caneroğlu'nun da "Sen Değiş, Dünyan Değişsin" adlı Tedx konuşması da aşağıda.

Jupta Iteowaki: https://www.youtube.com/watch?v=w19lJjCASJg

Hale Caneroğlu: https://www.youtube.com/watch?v=mcM1-Dmyq_0