Dünya Bir Sahnedir: Maskelerin geçmişi ve Bugünü
"Dünyayı kandırmak isteyen onun maskesini taksın." Sizleri maskelerin geçmişten geleceğe olan bu yolculuğuna davet ediyorum...
Dini ayinlerden tıbbi gerekçelere kadar kullanım alanı olan maskelerin kısa bir öyküsü.
Dramanın da hem sembolü hem de özü olan maskelerin geçmişi sandığımızdan da çok eskilere uzanıyor. Elimizdeki verilere göre en eski maskelerden birisi, yaklaşık olarak 75.000 yıl öncesine dayanan ve Musteryen dönemine ait olduğu iddia edilen Mousterian Protofigürini olarak da bilinen La Roche-Cotard Maskesidir. Bu maske Fransa’da 1949 yılında yine aynı isme sahip olan bir mağarada bulunmuştur. Maskenin yapılış amacının çeşitli ayinlerde kullanılmak olduğu düşünülüyor.
Maskelerin günümüzün en önemli araçlarından birinin parçası olan tekerleğin icadın da önce gelmesi insanların günlük ihtiyaçlarından çok dini ihtiyaçlarını daha önde tuttuğu anlamına geliyor. Bu ritüellerde maskeleri tanrılarıyla bağlantı kurmak için sembolik olarak takarlardı. Mesela bazı kültürlerde genellikle inandıkları tanrılar veya ruhlar ile bir çeşit bağlantı kurmak hatta kötü ruhlardan korunmak için de kullanılırdı. Yazının icadından önce kullanılan maskeler de bu toplumlarla beraber tarihe karıştı.
Antik Mısır’da kullanılan maskeler diğer kullanımların yanı sıra Ölüm maskeleri ile ölüleri hatırlamak, ölümsüzleştirmek ve ruhlarını korumak amacıyla da kullanılırdı. Bu maskelerin belki de en bilineni ünlü Tutankhamun Maskesidir. Hükümdarlarının bedenini ve ruhunu bu maskelerle koruduklarına inanırlardı.
Trajedya’nın simgesi olan gülen ve ağlayan yüz maskesi Antik Yunan’da önemli bir rol oynamıştır. Bugün ki tiyatronun temelini atan Thespis oyun sergilemek amacıyla maske takan ilk oyuncudur ve bütün bu katkılarından dolayı ona ''Drama’nın Babası'' denilir. Günümüz Batı tiyatrosunun da gelişimine de büyük bir etkisi olmuştur. Tiyatroda performans sergilemek için takılan maskelerin yanı sıra fiziksel olmayan bir maske de kullanılır. Sonuçta her oyuncu rolüne girmeden önce maskesinin ardına gizlenir ve yepyeni bir kimlik edinir. Fakat bu kullanım oyuncularla sınırlı değildir; günlük hayatta karşılaştığımız pek çok durum da çoğu insan dış dünyaya karşı oluşturdukları bu maskeleri takar ve perdeler kapana dek rollerine devam eder.
Dini ritüeller ve tiyatroda kullanılan maskelerin Orta Çağ dönemine gelindiğinde kullanım amacı bu sefer sağlık içindi. 1347 yılında İtalya limanına yaklaşan bir geminin ambarındaki fareler Avrupa tarihini derinden etkileyecekti. Çünkü bu fareler ölümcül salgın hastalığa yol açacak olan Yersinia pestis adındaki bakteriyi taşıyordu. Asya kıtasında başlayıp İtalya’da devam eden bu Kara Ölüm kısa zaman içerisinde bütün Avrupa’yı ele geçirmişti. Bu bakteriler kana karıştıktan sonra ölümcül hale gelir ve bulantı, eklem ağrıları ve ateş gibi belirtilerle kendisini gösterir. Avrupa’da yaklaşık olarak 25 milyon insanın bu veba hastalığından dolayı öldüğü düşünülmektedir. Böyle bir zamanda insanlar tekrardan maskelere yönelmişlerdi. Ünlü gaga biçimindeki maske doktorlar tarafından hastalardan gelen kokuyu engellemek ve tedaviyi kolaylaştırmak için takılırdı. Gaga kısmı bir filtre görevi görüp içerisine lavanta gibi güzel kokulu bitkiler yerleştirilirdi. Bunun yanı sıra hastalığın bulaşmasını engellemek amacıyla da kullanılırdı. Bu maskeler Avrupa’da adeta ölümün simgesi haline gelmişti.
Günümüze biraz daha yaklaşırsak maskelerin yer edindiği bir diğer zaman ise yeni teknolojilerin tarih sahnesine çıktığı ve kimyasal silahların kullanıldığı 1. Dünya Savaşıydı. Bu sefer maskeler kimyasal bir zehirden korunmak için kullanılmıştı.Solunan havadaki zehrin kömürün yüzeyinde tutulduğunu ve havayı temizlediğini farkeden fizikçi Cluny Macpherson tarihin ilk gaz maskesini icat etmiştir. Bu icattan önce koruma sağlamayan, pamuk bir bezden oluşan maskeler vardı. Fakat zehirli gazların öldürücü etkisinden böyle korunmak mümkün değildi.
Maskelerin sağlık amacıyla kullanıldığı bir diğer zaman tüm dünyayı etkileyen Covid-19 pandemisiydi. 2019 yılında Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve küresel bir krize yol açan bu virüsten korunmak için maskeler günlük yaşamın bir parçası haline gelmişti. Virüsün yayılmasını önlemek amacıyla kullanılan maskeler Orta Çağ’da ya da 1. Dünya Savaşında kullanılan maskeler gibi değil cerrahi maskelerdi.
Aslında maskeler gibi üzerine çok düşünmediğimiz pek çok şeyin tarihinin bu kadar eskiye dayanması ve kullanım alanın bu denli geniş olması şaşırtıcıdır. Maskeler, ritüel ve tiyatro sahnelerinden savaş meydanlarına ve pandemi koşullarına kadar her alanda insanların ihtiyaçlarına cevap vermiştir. Bir de insanların kendilerini farklı bir biçimde koruyacakları maskeler vardı fakat bunlar ne veba maskesi gibi dönemseldi ne de sağlık için kullanılıyordu. Tıpkı William Shakspeare 'in dediği gibi:
''Bütün dünya bir sahnedir,
Ve bütün erkekler ve kadınlar yalnızca oyuncudur;
Her biri sıraları geldikçe girer ve çıkar,
O bir kişi ömründe nice roller oynar...''
(As You Like It, spoken by Jaques in Act II Scene VII Line 139)