Düşünce

Bazen bir ara, gittiği yönünü değiştirir

Hayatımız boyunca doğru düzgün kaç kere düşünmüşüzdür?

Doğumdan itiraben kendimizi bir yarış atı misali koşarken buluruz. Bir ömür boyunca sürer bu yarış. Okullar, sınavlar, iş arayışı, statü, standartlar derken bir ömrü tüketiriz. Bu ömür içinde de yüzlerce karar alırız, kimileri bizim için oldukça önemli kararlardır. Hayatımızı değiştirecek, yıllarımızı alacak kararlar. Bu kararlar üzerine düşünecek gerçekten vaktimiz var mıdır peki?

Daha on sekiz yaşındayken hangi mesleği yapacağımıza karar vermemiz beklenir. Kimi zaman da yaptığımız üniversite ve bölüm seçimi ya evden çıkıp gitmek ya da puanımızı tutturmak içindir. Ömrümüzün bi yerinde verdiğimiz bu karar geri kalan bütün hayatımızın etkileyeceğini hesaba katmadan, pek düşünülmeden verilir genelde. Zaten senden de düşünülmen beklenmez onun yerine; paragraf çözmen, geometri neti yapman beklenir. Sistem öyle bir kurulmuştur ki bir engelden diğerine nefes bile aldırmadan koşturur insanı. İnsan bu arada sadece devam etmeye odaklıdır durup düşünmeye değil.

Oysaki bazen ihtiyacımız olan tek şey durup düşünmektir. Mesela bir öğrenci mezuna kalmayı gözünde büyütse de belki de o bir sene bütün bakışlardan kaçmak ve durup düşünmek için idealdir aslında. Çünkü hayatta büyün bu koşuşturmanın dışına çıkıp verdiğin o mola büyük resme bakıp " Ben ne yapıyorum, ne yapmak istiyorum aslında?" Demek için uygun bir zamandır.

Hayatın her zaman diliminde, her büyük değişimde ihtiyaç halindeyizdir bu aralara. Çünkü bir ömrün sonunda geriye baktığında ardında hayal kırıklarıyla geçmiş, yorgun bir savaştan mağlup bir şekilde bulmak bir ömrü heba etmektir aslında.

Yaşadığın şehir, çalıştığın iş, yaptığın evlilik ve daha nice verdiğin karar... Pişmanlıkların ardından geçen bir ömründe sürdürmek için önemli kararlardır. Bazen öncesinde bazen sonrasında düşünecek vaktimiz olur ama en kötüsü en sonunda. İşte bu yüzden düşünmek bir lüks değil, bir ihtiyaçtır. Bir an durup, o hengamenin dışına çıkıp kendine bakmak… Koşarken değil, durduğunda fark edersin nereye gittiğini. Ve belki de en kıymetlisi, gerçekten gitmek isteyip istemediğini. Çünkü hayat, sadece varmakla değil, yolda kim olduğunla ilgilidir. Her şeyden önce, kendine bir adım geri çekilip bakma iznini ver. Çünkü bazen sadece düşünmek bile bir yön belirlemeye yeter.