Efsanenin On İki Görevi: Herkül- İlk Yedi Görev (Bölüm 2)
Güç, akıl ve irade sınavı: Bir kahramanın efsaneye dönüşen kefaret yolculuğu.
Tanrılar bile Herkül’ün gücünü kabul etmişti, ancak bu, onun için bir lütuf değil, bir lanetti. Çünkü bir kahramanın gerçek sınavı, yalnızca kas gücüyle değil, aklı, sabrı ve iradesiyle de verilirdi. Hiçbir silahın zarar veremediği Nemea Aslanı, her başı kesildiğinde iki kat büyüyen Hydra, yakalanması imkânsız olan altın boynuzlu geyik… Her biri, Herkül’ü sadece bir savaşçı değil, bir efsane yapacak engellerdi. Ama bu yol, yalnızca zaferlerle değil, acı ve fedakârlıkla da döşeliydi. İşte, Herkül’ün kefaret için çıktığı bu zorlu yolculuğun ilk adımları…
Görevlerden ilki hiç kimsenin öldüremediği ve hiçbir silahın bırakın öldürmeyi yaralayamadığı Nemea aslanını öldürmekti. Herkül bu zorluğu aslanı boğarak çözdü sonra devasa leşi tüm kuvvetiyle sırtına alıp Miken’e taşıdı. Bundan sonraki görevi almak için krala gittiğinde Eurysrheus zekasını kullanarak temkinli davrandı ve onu şehre almadı. Emirlerini uzaktan verdi.
İkinci görev ise Lerna’ya gidip oradaki bir bataklıkta yaşayan Hydra adında dokuz başlı yaratığı öldürmekti. Hidra'nın başlarından biri ölümsüzdü, diğerleri ise kesildiğinde yerine iki yeni baş çıkıyordu. Bu yüzden bu görevi yapmak da son derece zordu. Herkül yeğeni Ioaus’un getirdiği yakıcı alet ile kestiği başların bir daha çıkmamasını sağladı. Hepsi kesildikten sonra da Herkül ölümsüz olan başı büyükçe bir kayanın altına gömerek yok etti.
Üçüncü görev ise Artemis için kutsal olan altın boynuzlu geyiği Cerynitia Ormanı’ndan alıp canlı olarak geri getirmekti. Aslında ölüsünü getirmek çok daha kolaydı ama bu hayvanın ölüsünü getirmek büyük bir saygısızlık olarak görülürdü. Geyik o kadar hızlıydı ki kimse ona sahip çıkamıyordu. Herkül onu uyurken buldu ve ölümcül olmayacak bir okla da hızını yavaşlattı. Sonra onu sırtına alıp Miken’e götürdü. Bu görevde Herkül’ün sabrı ve hıznı oldukça ölçmüştü.
Dörüncü görev ise Erymanthus Dağı’nda büyük bir ini olan yaban domuzunu yakalamaktı. Bu domuz aşırı güçlü ve saldırgandı bu yüzden kral bu korkonç yaratığın canlı bir şekilde yakanalabileceğine inanmıyordu. Herkül burada zekasını kullanarak hayvanı bitkin düşürene kadar bir o tarafa bir bu tarafa kovaladı. Sonra koca hayvanı karların içine çekti ve tuzağa düşürdü. Onu yakaladıktan sonra zincirledi ve Miken’e götürdü. Bu görevi de böylece tamamladı.
Herkül’ün beşinci görevi Augeas’ın ahırını bir günde temizlemekti. Bu görev oldukça zordu çünkü Ellis Kralı olan Augeas’ın bir sürü sığırı vardı ve ahır yıllar boyu temizlenmemişti. Devasa bir pislik birikintisi onu bekliyordu. Kral bu işin bir günde biteceğine inanmadığı için bu işi Herkül’e vermişti. Güçlü adam burada gücünden çok zekasını kullandı ve Alpheus ve Peneus nehirlerinin yönünü değiştirerek tüm suyu ahırın içine doldurdu. Böylece nehirler ahırı tertemiz yapmış oldu.
Altıncı görev ise sayılarının fazlalığının yarattığı rahatsızlıktan dolayı Stymphalian Kuşları’nı uzaklaştırmaktı. Bu devasa ve saldırgan kuşlar Stymphalos Gölü çevresinde yaşıyorlardı. Bronz kanatları ve metal pençeleri onları güçlü bir düşman haline getiriyordu. Ayrıca bu kuşlar tarım alanlarına da büyük zarar veriyorlardı. Bu görevde Herkül’ün yardımına Athena koştu. Onun yardımıyla brozn bir çıngırak yapıldı ve bu çıngıraktan çıkan sesle kuşlar uçmaya zorlandı. Kuşlar gökyüzündeyken Herkül onları okla tek tek öldürdü. Kalan kuşlar da orayı terk etti.
Yedinci görev ise Girit Boğasının canlı olarak yakalanması ve Miken’e getirilmesiydi. Poseidon Girit Kralı Minos’a tanrılara kurban etsin diye bir boğa vermişti ama bu boğa o kadar güzeldi ki kral onu kurban edemedi ve kendine sakladı. Posedion buna çok öfkelendi ve boğayı çılgın bir hayvana dönüştürdü. Vahşileşen boğa Girit’teki tarlalar ve köyler başta olmak üzere her şeye zarar veriyordu. İşte Herkül de bu boğayı yakalayacaktı. Boğayı takip etti ve bir yerde üstüne atladı. Herkül ellerini boğanın boynuzlarına geçirdi ve onu bayıltana kadar onunla boğuştu. Sonrasında onu canlı olarak bağlayıp Miken’e götürdü.
Her biri imkânsız görünen bu görevlerle Herkül, yalnızca fiziksel gücünü değil, zekâsını, sabrını ve iradesini de sınadı. Aslanları boğdu, ölümsüz başları yok etti, nehirleri yönlendirdi ve korkunç yaratıkları alt etti. Ancak bu, sadece başlangıçtı. Onu bekleyen diğer görevler, sınırlarını daha da zorlayacak, efsanesini tamamlayacak ve belki de onu gerçekten arındıracaktı. Ama bu kahramanlık hikâyesinin burada sona ermiyor. Bu yüzden sizi serimin son yazısında bekliyor olacağım!