Elle Woods ve Feminizm

Yıllar boyu sarışınlar aptaldır, kadınlar ya akıllı olurlar ya da güzel gibi algıları yıkan filmin anakarakteridir Elle Woods. Ayrıca sorunları feminen bir şekilde çözmenin yanlış olmadığını, sorunları çözerken sert ve maskülen bir tavır takınmanın gerekli olmadığını anlatıyor Legally Blonde / Bu Nasıl Sarışın? filmi.

2001 yılında ilk olarak ABD'de vizyona giren film Delta Nu öğrenci birliği başkanı olan Elle Woods'un onu terk eden sevgilisini geri kazanmak için Harvard'a girmesi ve daha sonrasında hukuk bölümüne karşı olan gizli tutkusunu bulmasını, bunu yaparken sevdiği hiçbir şeyden ödün vermemesini işliyor.

Ailesi, hukuk fakületisini çirkin, sıkıcı ve ciddi insanların yeri olarak nitelediği için ona hiçbir şekilde finansal destek sağlamaması Elle'yi amacından hiçbir şekilde saptırmamış ve kendi emeğiyle Harvard'a girmesine engel olamamıştır.

Okula geldiği ilk andan beri sürekli dış görünüşüyle ilgili dalga geçilen Elle'in, film boyunca tarzından hiçbir şekilde ödün vermemesi küçük ama önemli ayrıntı. Zira 1990 - 2000'lerde geçen filmlerin hepsinde dış görünüşleriyle dalga geçilen tüm kadın anakarakterlerde filmin başında görüntülerinden çok memnun olmalarına rağmen sürekli bir değişim geçirmeleri söz konusu, gözlüklerini çıkarmaları, makyaj yapmaya başlamaları ve farklı tarzda giyinmelerinin hepsi buna örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra bu kadınların hiçbiri kendi sorunlarını çözmemiş, hep popüler olan erkek karakterler tarafından tavsiyeler alan bu karakterlerin patladığı bir zamanda Elle Woods'un küçük yardımlar alsa da her sorunu kendi çözmesi, hiç kimseyi küçümsememesi, eski sevgilisinin nişanlısı da dahil olmak üzere hiçbir hemcinsini düşman olarak nitelendirmemesi, görmemesi de filmde güzel bir feminist ruhun olduğunu gözler önüne sermekte.

Bunun yanı sıra sosyal medyada da oldukça ön plana çıkan kadınlar ya akıllı,çalışkan olabilir ya da güzel, bakımlı olabilir algısını yıkan karakter bize bunun gerçek olmadığını ve manikür yaptırmanın sadece yarım saat aldığını hatırlatıyor. Ki bu tartışmayı da oldukça saçma buluyorum. Gratis ve D&R'ın aynı AVM içinde bulunması ve iki mağaza arasında en fazla 15 dakika mesafe bulunması da bu tartışmanın oldukça saçma olduğunu gösteriyor zaten.

Filmde yer alan davayı da tamamen mantığı, perma kuralları ve biraz stereotipleştirmeyle çözmesi bize tamamen kendimiz olduğumuz zaman ne kadar güçlü olduğumuzu hatırlatıyor.