Enerji Güvenliği

Enerji güvenliği nedir?

Dünyada nüfusun sürekli artışı ve özellikle sanayi devrimi sonrası yaşanan teknolojik sıçrama insanların dünyaya bakışını, isteklerini, gereksinimlerini de değiştirmiştir. Sanayi devriminden sonra gelişen teknoloji ile dünya tarihinde bir devrim yaşanmıştır. Teknoloji tarihin geri kalına göre öyle bir hızla artmıştır ki bu teknolojiler için gereken kaynaklar konusunda sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Özellikle enerji konusunda teknolojiyle paralel bir gelişim yaşanmış enerji ihtiyacı inanılmaz bir derede artış göstermiştir. Bu artış daha fazla kaynak arama gerekliliği getirmiş ve bu gereklilik de günümüze kadar uzanan savaşlara ve karışıklıklara sebebiyet vermiştir. Artan enerji ihtiyacı bundan dolayı ortaya çıkan savaşlar, enerjinin güvenliği kavramını ortaya çıkarmıştır.

Enerji güvenliği, kısa bir tabirle enerji kaynaklarına erişim, tedarik güvenliği, enerji kaynaklarının sürdürülebilirliği ve enerji politikalarının istikrarı gibi kavramları içeren bir terimdir. Genel olarak, enerji güvenliği, bir ülkenin veya bölgenin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için güvenilir, sürdürülebilir ve ekonomik olarak kabul edilebilir enerji kaynaklarına sahip olma yeteneğini ifade eder. Bu yetenek enerji arzının kesintisiz ve güvenilir olmasını sağlamak için çeşitli boyutları içerir; enerji kaynaklarına erişim, enerjinin taşınmasının ve depolanmasının güvenliği, enerji kaynaklarının sürdürülebilirliği ve ülkelerin enerji güvenliği politikaları gibi örnekler verebiliriz.

Bunları kısaca açıklamak gerekirse ilk olarak enerji taşınmasının güvenliği, enerji kaynaklarının sürekli ve güvenilir bir şekilde temin edilebilmesidir. Enerji kaynaklarının arzında beklenmedik kesintilerin yaşanmaması, enerji tedarik güvenliğinin sağlanması için önemlidir. Bu, enerji arzının çeşitlendirilmesi, enerji depolama kapasitesinin artırılması, alternatif enerji kaynaklarının kullanımı ve enerji talebi yönetimi gibi önlemlerle gerçekleştirilebilir. Enerji kaynaklarına erişim ise, bir ülkenin veya bölgenin enerji kaynaklarına kolaylıkla ulaşabilme yeteneğidir. Enerji kaynaklarına erişimin güvence altına alınması, ülkenin dış politika stratejileri, enerji anlaşmaları ve diplomasi yoluyla gerçekleştirilebilir. Bu, enerji ithalatı ve ihracatı yoluyla enerji kaynaklarına erişimi sağlama ve enerji güvenliğini artırma sürecini içerir. Üçüncü olarak, enerji kaynaklarının sürdürülebilirliği, gelecek nesillerin enerji ihtiyaçlarını karşılayabilme kapasitesidir. Sürdürülebilir enerji kaynakları, yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği önlemleri gibi çevresel olarak dostu ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanır. Enerji kaynaklarının sürdürülebilirliğinin sağlanması, iklim değişikliği, çevresel etkiler, doğal kaynakların korunması ve enerji kaynaklarının etkin kullanımı gibi faktörleri içerir. Ülkelerin enerji güvenliği politikalarına gelirsek, bu terim her bir ülkenin daha önce saydığımız terimlerin kendi ülkelerinde uygulama şekilleridir. Örneğin bir ülke enerji kullanımında sürdürülebilirliğe ve gelecek nesillere aktarıma önem veriyor ise dış ve iç politikalarında enerji bu yönlere doğru olacaktır. Ya da ülkenin konumundan dolayı (örneğin Türkiye) enerjinin transfer süreci önemli ise bu kez politikalar enerji taşımacılığı üzerinden ilerleyecektir. Enerji güvenliği kavramının önemi ve yıllardır gündemde oluşu dünyada var olan enerji kaynaklarının dağılımı ile de yakından alakalıdır çünkü bu kaynaklar dünyanın her bölgesine eşit bir şekilde dağılmamıştır ve kimi bölge ve ülkeler diğerlerine göre bu konuda daha şanslıdır (ya da içinde bulundukları siyasi durumlara bakarsak şanssız). Dünya petrol rezervlerinin kanıtlanmış haline göre bu rezervlerinin yarısına yakını Ortadoğu bölgesinde bulunmaktadır. Bölgenin siyasi istikrarsızlığına ve küresel güçlerin burada kontrol kurma çabasına baktığımızda enerji güvenliğinin önemini daha rahat bir şekilde kavrayabiliyoruz.

Tanımın tarihçesine göz attığımızda ise 1. Dünya Savaşı başlamadan önceki dönemde Winston Churcill’in aldığı “kömür yerine petrol ile çalışan gemilerin kullanılması” kararı ile ilk defa kendini gösterdiğini görüyoruz. Resmi bir tanım olarak ise Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) enerji güvenliğini “Uygun fiyat ile enerji kaynaklarının kesintiye uğramadan kullanılması” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım kendi tarihine göre birtakım doğruluk payı taşıyor olsa da günümüzde bu denli basit bir tanımdan söz etmek mümkün değildir. Tanımın yapıldığı zaman diliminde yaşanan Arap İsrail savaşları sonucunda 1973 yılına gelindiğinde, petrol üreticisi Arap ülkeleri İsrail yanlısı politika izleyen başta ABD olmak üzere batılı devletlere bir ambargo uygulamış ve petrol fiyatlarını arttırmışlardır. Bu artışla beraber batı ülkelerinde gelişmiş sanayide duyulan petrol ihtiyacı karşılanamamış ve bir petrol krizi yaşanmıştır. Sonuç olarak Uluslararası Enerji Ajansının da o tarihlerde fiyatla ilgili bir tanım yapmış olması doğal olmuştur. Günümüze uygun tanımdan ise yukarıda bahsettik artık sadece uygun fiyatla petrol temin etmek tanımı yetersiz kalmaktadır. Sonuç olarak ise enerji güvenliği yadsınımaz bir gerçek olarak hayatımıza girmiştir ve her devlet bu konuda politikalar izlemek zorundadır.