Erkek Egemen Bir Toplumda Kadınlık ve Erkeklik Rolleri

İki Cinsin Dünyayı Algılama Biçimindeki Farklılıkların İncelenmesi:


Kadın ve erkek arasındaki ilişki toplumların zihniyet yapılarına göre değişmektedir. Bu blogda erkek egemen bir toplumda karı koca ilişkisinin nelerden etkilendiği, kadınlık ve erkeklik rollerinin toplum tarafından nasıl şekillendirildiği, kadın-erkek ilişkileri, iki cinsin dünyayı algılama biçimindeki farklılıkları incelemek hedeflenmiştir.


Kadın ve erkek varoluş yapıları gereği birbirinden çok farklı niteliklere ve niceliklere sahiptir. Bu yüzden iki cinsin dünyayı algılama biçimindeki farklılıklar yadsınamaz bir gerçekliktir. Birçok araştırma gösteriyor ki kadınlar yapıları gereği daha duygusal, detaycı ve olaylara ; parçaları inceledikten sonra bütüncül bir gözle bakabiliyorlar. Erkekler ise daha mantıklı tutumlarına rağmen olayları sadece yüzeysel bir şekilde ve bütüncül olarak değerlendirmektedir. Bu iki cinsin algılarındaki ve düşünce işleyişindeki farklılıklar aile içindeki çatışmalara ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermektedir. Kadınlık ve erkeklik rolleri -özellikle mahalle kültürünün yoğun olduğu bölgelerdeki halk olmak üzere -toplum tarafından biçimlendirilmektedir.


Genele bakarsak kadın-erkek ilişkisini ve özele indirgediğimizde karı-koca arasındaki ilişkiyi etkileyen toplumsal algının yapısıdır. Memduh Şevket Esendal’ ın kaleme aldığı “Bu Yollar Uzar” hikayesinde karı-koca ilişkisi işlenmektedir. Daha altı aylık evli olan Postacı Hayri karısını çok sevmesine rağmen toplumun dedikoducu yapısında yetiştiğinden bir erkek olarak karısının onu aldatma ihtimalini sıkça düşünmektedir. Hayri eve giderken onu yolda görüp sorular soran adam meraklı ve öğüt vermek istese bile iğneleyici yapısı gereği mahallenin dedikoducu ve meraklı olma özelliklerini yansıtmaktadır. Bu hikayedeki gibi ataerkil bir zihniyete sahip toplumda erkeklik rolü çalışmakla ve kadınlık rolü ise ev işlerini yapmakla ilişkilendirilebilir.


Erendiz Atasü’ nün “Sessiz Ali” hikayesinde de ataerkil bir toplum yapısına körü körüne bağlanmaktan, kadınlık ve erkeklik görevlerinin mahalle baskısına göre ne derecede etkilendiğinden bahsedilmektedir. Ailevi yapısı ve yetiştirilme tarzı sebebiyle sessiz fakat saygılı bir kimliğe sahip olan Ali mahalleli tarafından değiştirilmeye çalışılmaktadır. Tamamen yobaz ve künt bir zihniyete sahip olan bu mahalledeki insanlar Ali’ nin sessiz ve saygılı kimliğini maalesef yadırgamaktadır. Hatta çoğunluk olarak aynı özelliklere sahip olmanın verdiği güçle; bu naif özelliklerin zayıflık ve güçsüzlük göstergesi olduğunu düşünen mahalle halkı Ali’ nin kendilerinden farklı olmasından rahatsızlık duymaktadır. Bir diğer hikayede olduğu gibi “Sessiz Ali” de erkek figürü; çalışan ve eve para getiren kimsedir. Öte yandan kadın figürü çalışmayan, kocasının sözünü dinlemeyi saygınlık olarak gören bir toplumda yetişmiş, zamanını sadece kadınlar arasında geçirmek zorunda kalan bir kimliğe bürünmüştür. Sessiz Ali iş hayatında mahalleden emmilerini, dayılarını(hikayede Ali emmi veya dayı der) dinlemek yerine kendi bildiğini okumuştur. Ancak konu kadın erkek ilişkisine, yani kendi karı-koca hayatına gelince içindeki mahallesinin haklı olma şüphesi onu hikayede de söz edildiği üzere seslenmeye yöneltir. Yaşadığı toplumdaki zihniyete göre karısını ona karşı korkusunun olmaması saygınlığının da olmayacağı anlamına gelmektedir. Çok efendi, kibar ve sessiz bir ruha sahip olan Ali bir gün mahallenin öğütlerini dinleyip karısını döver.

Sessiz ve saygılı kimliğini sözde saygınlığını kazanmak adına terkeden Ali bağnaz ve yadırgayıcı olan mahalle halkının prototipi haline gelir. Herkes Ali’ nin karısını dövmesini eleştirmek yerine Sessiz Ali seslendi diyerek onu destekler şekilde hareket etmektedir.

 

Kadın ve erkek toplumsal algıdaki çürüklük nedeniyle yanlış bir tutumla hareket etmektedir. Toplumun dayatmaları ve mahalle baskısı yüzünden karı-koca ilişkilerinin zedelenmesi mümkündür. Kadınlık ve erkeklik rolleri çeşitli dayatmalara ve yargılama biçimlerine göre belirlendiği sürece toplumsal çözülme engellenemez. İnsanlar erkeklere işçi, kadınlara ise köle kimliğini yüklememelidir. Yararlandığım iki kaynağa dayanarak söyleyebilirim ki kadın ve erkek ilişkisi dahil birçok meseleyi toplumsal algı yönetmektedir.

 

Kaynakça

1.     Erendiz Atasü’ nün “Sessiz Ali” hikayesi

2.     Memduh Şevket Esendal’ ın “Bu Yollar Uzar” adlı hikayesi