Ertelemeyi Bırakmak
Hep birlikte ertelemeyi bırakmak için bazı öneriler.
Hepimiz bir şeyleri ertelemişizdir ya da aktif olarak erteliyoruzdur. "Sonra yaparım," ya da "Yarın kesin başlıyorum!" diye diye işlerin nasıl biriktiğini fark etmeden koskoca bir dağ oluşturuyoruz bazen. Ama merak etmeyin, yalnız değilsiniz! Ertelemek o kadar alıştığımız bir şey haline geldi ki, bazen farkında bile olmadan yapıyoruz. Ama işte, işleri sürekli ertelemek bir süre sonra strese ve pişmanlığa dönüşebiliyor. Şimdi bu erteleme alışkanlığımızı nasıl bırakabiliriz, birlikte bakalım.
İlk olarak, neden ertelediğimizi anlamamız gerekiyor. Genellikle zor ya da sıkıcı gelen işler, bize ağır gelir ve bu yüzden onlardan kaçarız. Başta gelen nedenlerden biri mükemmeliyetçilik. Her şeyin mükemmel olmasını bekliyoruz. Ama gerçek şu ki, mükemmel diye bir şey yok. Bu yüzden işleri sürekli erteliyoruz çünkü mükemmel olmayacağını düşünüyoruz. Korku ve kaygı da ertelememize sebep olan şeylerden. "Ya başarısız olursam?" Bu soruyla mücadele etmekten korktuğumuz için adım atmıyoruz. Halbuki, denemeden başarısız olup olmayacağımızı nasıl anlayacağız? Motivasyon eksikliği de bu nedenlerden bir tanesi. Eğer bir iş bizi heyecanlandırmıyorsa, başlamamak için bin bir bahane bulabiliriz. Kendimizi zorla motive etmemiz gerekebilir. Bir diğer nedense dikkat dağınıklığı. Günümüzde telefonumuza gelen bir bildirimle bütün dikkatimizin dağılması o kadar kolay ki! Sosyal medya, diziler ya da oyunlar işlerimizi ertelememize neden olabiliyor.
Ertelemek kısa vadede elbette rahat hissettirebilir, ama uzun vadede stres ve kaygımızı artırabilir. Erteledikçe bizi bitmeyen bir stres ele geçirebilir. "Yapmam gereken bir sürü iş var, nasıl yetişeceğim?" düşüncesi bizi bunaltmaya başlayabilir. Ayrıca "Neden hep erteliyorum?" diye düşündükçe, zamanla kendimize olan güvenimiz azalabilir. Erteleme alışkanlığı yüzünden yapmamız gereken işleri bir türlü bitiremediğimizden ve zamanı boşa harcamış gibi hissedebiliriz.
Ertelemekten kurtulmak istiyorsak, hemen büyük adımlar atmaya çalışmamıza gerek yok. Küçük ama etkili alışkanlıklarla bu sorunu aşabiliriz. Eğer bir iş gözümüzde büyüyorsa, işe küçük bir adımla başlayabiliriz. Örneğin, "5 dakika çalışacağım" diye kendimize söz verebiliriz. Bazen sadece başlamak bile işi bitirmenin yarısıdır! Ayrıca, kendimize çok büyük hedefler koyarsak, altından kalkamayacağımızı düşündüğümüz için başlamak zorlaşır. Bunun yerine küçük, günlük hedefler belirleyerek başlamak işimizi kolaylaştırır. İşimiz bittiğinde de sevdiğimiz bir şeyi yaparak kendimizi ödüllendirebiliriz. Örneğin, sevdiğimiz bir dizi bölümü izlemek ya da dışarıda kısa bir yürüyüş yapmak gibi basit ama motive edici ödüller belirleyebiliriz. Bazı kişiler için anksiyeteye neden olabilir ancak "Bu işi 1 saat içinde bitireceğim" gibi bir zaman sınırı koymak, ertelemeyi azaltabilir ve bizi harekete geçmeye zorlar. Son olarak, her şeyin mükemmel olmasına gerek olmadığını kabullenmeliyiz. Bazen "yeterince iyi" olmak, işleri tamamlamak için yeterli. Mükemmel olmasını beklemek, bizi bir şeylere başlamaktan alıkoyan en büyük engellerden biri olabilir.
Erteleme alışkanlığından kurtulmak zaman alabilir, bu yüzden kendimize karşı nazik olmamız gerektiğini unutmamalıyız. Önemli olan, her gün küçük adımlar atarak ilerlemek. Başlangıçta zorlanabiliriz ama zamanla bu alışkanlıkları oturttukça, ertelemenin bizi ne kadar yavaşlattığını göreceğiz.
Ertelemeyi bırakmak için çaba göstermek, stresimizi azaltır, bize daha fazla zaman kazandırır ve kendimize olan güvenimizi tazeler. İlk adımı atmak her zaman en zor kısımdır, ama bir kez harekete geçtik mi, her şey daha kolaylaşır. Şimdi düşünelim, neyi ya da neleri erteliyoruz? O işi hemen şimdi yapmak için çaba gösterelim!