Eşik Şiiri Üzerinden Ahmet Hamdi Tanpınar

Eşikte olan bir insan nasıl hisseder? Tanpınar, neyin eşiğindedir?

Ahmet Hamdi Tanpınar, pek çok türde eser vererek Türk edebiyatında özel bir yere sahip olmuştur. Tanpınar’ın çeşitliliği ve entelektüel birikimi, eserlerine farklı şekillerde yansımıştır.

Tanpınar, şiirlerinde evrensel bir tutum sergilemektedir. Birtakım semboller ve metaforlar sayesinde bireyin iç dünyasındaki duygularını anlatmaya çalışır. O, şiiri söylemekten ziyade susma işi olarak görmektedir. Bu sebepten dolayı şiirlerini kapalı bir âlem olarak sunar. Diğer taraftan sustuğu şeyleri de hikâye ve romanlarında dile getirir.

Ahmet Hamdi Tanpınar, şiir hakkındaki görüşlerini iletirken, şiir dilinin her zaman nesir dilinden farklı bir dil olması gerektiğini ifade eder. Bu sebepten dolayı Tanpınar, “Eşik” şiirini “sanat, sanat içindir” görüşüyle “Öz Şiir” anlayışı altında yazmıştır. Bu görüşte estetik tavır ön plandadır. Rüya, zaman ve eşik kavramları Tanpınar’ın şiirlerinin yapı taşlarıdır. “Eşik” şiiri, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın metafizik ve varoluşsal sorgulamalarını yansıtan, derin bir içsel yolculuğun izlerini taşıyan bir eserdir. Şiirin merkezinde, zamanın ve varoluşun sınırlarında gezinme teması yer alır. O, “eşikte oluş”u anlatır. Gerçek karşısında rüya ve hayale sığınır.

Şiir, geniş bir kompozisyona sahiptir. Hece vezni ile yazılmıştır. Tanpınar, şiirinde sıfatları bolca kullanır. Kullandığı sıfatlar sayesinde hüzün ve karamsarlık gibi duyguları yansıtır. Şiirde, “oyun” kavramının önemi ayrıdır. Tanpınar’ın olgunluk dönemi şiirlerinde söz ettiği oyun, çocukların eğlence anlayışı olan oyundur. Bu dönem şiirinde ise Tanrı’nın insanlarla oynadığı oyunu anlatır. Artık oyun, mutluluk veren bir şey değildir.

Ahmet Hamdi Tanpınar, cinsellik olmadan aşkın da olmayacağını ifade eden ve bu duruma eserlerinde sık sık yer veren bir yazardır. Fakat onun için cinsellik bedensel biz hazdan ziyade ruhsal bir bütünleşmedir. Hakikatin farkına varan şair, sevgilisini kendisi ile birlikte hakikate davet eder.

“Eşik” kelimesinin sözlük anlamına bakıldığında bu kelimenin mekân, müzik, coğrafya, mecaz ve psikoloji olmak üzere pek çok bağlam içinde kullanıldığı öne çıkar. Tanpınar, kelimenin sözlük anlamına bağlı kalmakla birlikte “eşik” kelimesini çok yönlü bir imge olarak sunma gayretinde olan biz yazardır. Onun eserlerinde sık sık “eşik” kavramından hareketle düşüncelerini geliştirdiğini gözlemlemek mümkündür. Tanpınar, hayatındaki pek çok ikilikten dolayı eşikte yaşamaya kendini alıştırmış bir kişiliğe sahiptir. Bu kişilik özelliğini pek çok şiirine de yansıtmıştır.

“Eşik” kelimesi, hem fiziksel bir sınırı hem de ruhsal bir geçiş noktasını simgeler. Şair, hayatın, ölümün ve zamanın ötesinde bir gerçeklik arayışına vurgu yapar. O, eşik kavramını iki boyut, farklı iki zaman dilimi ve dünya arasında bulunma durumunu ifade etmek için de kullanmaktadır. Tanpınar, yaşamın yüzeysel ve geçici görüntülerinin ötesine geçerek, daha derin bir hakikati keşfetmeye çalışır. Tanpınar, bu şiiri ölüme rıza göstererek hayatın fethi olarak değerlendirmektedir. Eşikte yaşayan bir şair olan Tanpınar, şiirlerinde de en çok bu eşikte olma durumunu, rüya halini ve bu rüyanın içinde yaşanan bütünlüklü bir zamanı ele almaktadır. O eşikte yaşamaktan adeta mutludur; çünkü eşik belirsizdir.