Evrensel Dilbilgisi

Noam Chomsky, 1960'lı yıllardan itibaren modern dilbilime ve dilbilgisine yaptığı katkılar sayesinde dilbilime yeni bir bakış açısı geliştirmiştir. "20. yüzyılın dilbilimin babası" olarak tarihe ve çalışmalara adını yazdıran Ferdinand de Saussure'ün yolundaki ışıkların daha da parlak yanmasına katkılarda bulundu.

Noam Chomsky'nin dilbilimin birçok alanına katkıda bulunduğu bilinirken bunlardan belki de çoğu dilbilim çalışmalarının temelini oluşturan "evrensel dilbilgisi" yeni bakış açılarını araştırmalara kazandırmıştır. Fizyolojik etkenlerin etkilemediği insan zihinleri, benzer zihin yapılarıyla eşit derecede benzer ürünler ortaya koymaya meyillidir. Bu da dillerde bir aynılık durumunun olduğunu gösterir. Bütün dillerin dilbilgisinin ortaklaştığı konular vardır. Neticede tüm diller aynı mantıksallık düzlemi üzerinde eşit derecede özgün, karışık ve üreticidir.

İnsan dilini hayvan dilinden ayıran en önemli özelliklerden biri de "dilin üretici yönüdür." Bu yaratıcılık sayesinde insan dili yeni türetimler ve sözdizimsel çizgisellikte ve hiyerarşilerde eklemeler ve eksiltmeler yapabilirken bunları hayvanların yapamadığını da görürüz. İşte bu da konuşma dilinin insana özgü olup yalnızca benzer zihin yapılarına sahip olan bireylerin benzer dilsel üretimler yapabileceği anlamına gelir.

Benzer zihinsel üretimlerin benzer zihinlerden üretilmesinin yanı sıra dillerdeki bu aynılık, evrensel bir ortak paydada buluşmaya da sebep oluyor. Dillerin arasındaki bu evrensel özellikler de Noam Chomsky'nin 1960'lı yıllardan itibaren dilbilime kazandırdığı yeni bakış açılarından biri olan "evrensel dilbilgisi (universal grammar)" terimini alanyazınına eklemiştir.

Diller gerek görünüm gerekse yapı olarak birbirlerinden ayrılırlar fakat evrensel dilbilgisi, dillerin hangi aileden geldiğine veya dili konuşanların kimler olduklarına bakmaksızın ortak paydada buluşmalarına sebebiyet verir. Bu ortak payda sayesinde kimi yapılar ve ifadeler bir aynılık ve eşitlik barındırır.