Fanzinlerin Geçmişten Günümüze Önemi

Şikago Sanat Enstitüsü 70ler, 80ler ve 90ların fanzinlerini bir araya getirerek alt kültürü kutluyor.

Medya taklidi yapan ama aslında finansal amaçlı hareket eden şirketlerden ve estetik kelimesinin milyonlarca sosyal medya gönderisinde defalarca kullanılmasından önce fanzinler vardı. Editoryal hiyerarşilerden yoksun, pazarlamadan uzak fanzinler birer akımdı. Günümüzde bile modayı, kültürü, aktivizmi ve tasarımı nasıl algıladığımızı etkileyen, toplumun düşünce şeklini değiştiren ve alt kültürleri yönlendiren araçlardı.

Şikago Sanat Enstitüsünün en yeni sergisi Abonelik: Sanatçılar ve Alternatif Dergiler, 1970-1995'de 130'dan fazla fanzin sergileniyor. Sergi enstitünün ender fanzinleri eline geçirmesi ile aynı zamana denk geliyor. Bu fanzinler House klüpleri ve Punk alanlarından çok daha fazlası, alt ve karşı kültür topluluklarının anıtsal kanıtları. Önem verdikleri şeyse sosyal kapitalden öte gelecek vaat eden sanatçıların gerçekçiliği.

Ana akım basımları moda adına objeleştirdikleri kişilerin renk ve kıvrımlarını çalarken sergide yer verilen fanzinler konu aldıkları toplulukların hikayelerini yansıtma amacı taşıyordu. Günümüzde, geçmişim popüler kültürü olduğunu düşündüğümüz akımları ve sesleri belgeliyorlar fakat yayın zamanlarında asıl amaçları ana akımda kenara itilmiş olan kimlik politikaları ve sanatsal deneyselliğin var olabilmesi için alan yaratmaktı. Fanzin yayıncılarının dünyasında önemli olan yazılarının ne kadar tıklandığı ya da ne kadar reklam aldıkları olmadığı için editoryal otonomi sahibi olabiliyorlardı.

Dolayısıyla bu fanzinler ötekileştirilen gruplar için kutsal kitap görevi görüyordu. Ayrımcılıktan ve şirketsel politikalardan uzak, arkasında durdukları değerleri ve kişileri savunabiliyorlardı. Her ne kadar ana akım medya da örneğin kadınların sorunlarını göz ardı edemeyecek olsa da, alternatif yayın özellikle bu sorunlar üzerine kurulmuştu. Basım ve yayında devrime neden olan öfkenin büyük bir kısmı ötekileşmenin sonucunda oluşan seslerden doğmuştu.

Peki bu çaptaki bir fanzini oluşturan nedir? Yalnızca kalın ve canlı renkli grafikler ve çizgi film benzeri kolajlar değil. Sanat Enstitüsünün sergisine katkı sağlayan bir yığın isim ve uzun bir tarih var. Bu fanzinler Joan Jett'in 1992'de başkanlık adaylığından Wigstock festivaline kadar birçok şeyi içerdi, arkasındaki yaratıcı zekalar ve içerdiği konular birbirinden çeşitli. Sosyal haklar ayaklanmaları sonrası karşı kültür zıtlaşmaya yatkın ve sözünü çekinmezdi. Bir fanzin yaratmanın kolaylığı ve nispeten düşük ücreti söyleyecek şeyi olan herkesi kendi fanzinini yaratmaya yüreklendirdi.

Günümüzün yaratıcıları da fanzinlerin hâlâ ilgi uyandırmasını sağlayan nostalji faktörünü benimsemeye başladılar. Geçmişte en çok ses uyandıran fanzinlerin modern versiyonlarını görmeye başlıyoruz yavaş yavaş. Onlar da hiyerarşi karşıtı ve deneysel konseptler oluşturuyor ve sanat arasılığı teşvik ediyorlar, fotoğrafçılar yazı yazıyor ve yazarlar da tasarım yapıyor. Zamanın ruhu göz önüne alınınca yazılı basına geri dönüşte kararlılık görmek pek şaşırtıcı değil aslında.

Sanat Enstitüsünün sergisi protesto, aktivizm ve fikir paylaşma gibi eylemlerin telefon ekranlarından gerçekleştiği günümüzde oldukça kuvvetli bir mesaj veriyor. Sergi yazılı basının gücünü ortaya koyuyor ve belki de izleyicilerine ileriye doğru atılan adımların yüz yüze organizasyon sonucu oluşabildiğini hatırlatıyor.