Fareler ve İnsanlar'da Büyük Buhran Etkisi
Steinbeck, bu eserinde yalnızca bireylerin değil aynı zamanda Büyük buhran Dönemi'nin toplumsal yapısının portresini çizer.
Fareler ve İnsanlar, 1937 yılında realizm akımının temsilcilerinden biri olan John Steinbeck tarafından yazılmış bir Amerikan klasiğidir. Büyük Buhran'ın yarattığı toplumsal ve ekonomik zorlukları derinlemesine yansıtan bir yapıttır. Kitapta birbirini kardeş gibi gören iki çiftlik işçisi George Milton ve zihinsel engelli Lennie Small'un yaşadıkları anlatılır. Her türlü zorluğa göğüs geren bu ikili, yalnız kaldıklarında kurdukları "kendilerine ait bir çiftlik" hayaline tutunur ve birbirlerinden güç alırlar. Lennie'nin soyadının aksine kocaman olan yapısı ve bundan doğan gücü birleştiğinde istemsiz davranışlarının önüne geçilemez olur. Önceki çiftlikten Lennie'nin yumuşak ve tüylü şeylere dokunma zaafı yüzünden kovulurlar ancak yeni geldikleri çiftlikte de bu bela peşlerini bırakmaz. Lennie, çiftlikteki kadının saçlarını çok beğenir ve dokunmak ister. Hiçbir şeyden haberi olmayan kadın ona izin verir ve canının yanmasıyla birlikte bunun bir hata olduğunu anlar ancak geri dönüş için çok geçtir. Lennie kadının saçlarını severken istemsizce onu öldürür ve kaçar. Tüm çiftlik onun peşine düşer. Lennie'yi en iyi arkadaşı George bulur, hayallerinden konuşmaya başlarlar. George hayallerinin bu şekilde gerçekleşmeyeceğini anlar ve bir kurşun sesi duyulur.
Büyük Buhran, 1929’da başlayıp 1930’lu yılların sonuna kadar devam eden ekonomik buhrana denir. Sanayileşmiş şehirlerde işsizler ve evsizlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Tarım ve sanayi işçileri sık sık işten çıkarılmış, geçimlerini sağlamak için sürekli iş aramak zorunda kalmışlardır. George ve Lennie de kitapta bu göçebe işçi sınıfını temsil eder. Her iş arayışında hayallerini gerçekleştirmek için belirsizlik içinde yola çıkarlar. Bağımsızlıklarını kazanıp, artık göçebe olmayıp kendi çiftliklerine sahip olmak istemeleri onlar için ulaşılamazdır. John Steinbeck, hayallerin ve gerçeklerin çelişkisini güçlü bir şekilde işler ve dönemin insanlarının umutlarını nasıl kırdığını gözler önüne serer. Bu dönemde hayatta kalmanın etik değerlerden daha önde geldiğini final bölümünde gösterir.
Bu dönemde, toplumun zayıf ve dezavantajlı bireylere karşı sert tutumu görülür. Bireyler arasındaki bağlar zayıflamış ve insanlar yalnızlaşmaya başlamıştır. Crooks, siyahi olduğu için, Candy fiziksel olarak yetersiz olduğu için hor görülür. Bu kişiler fiziksel ve sosyal zayıflıkları nedeniyle alt sınıfa itilmişlerdir. Curley’in eşi de çiftlikte kendine erkelerin arasında yer bulamadığı için yalnızdır. Çiftlik sahibinin oğlu Curley’nin kibiri, ekonomik gücün insanlara toplumsal üstünlük kazandırdığına daire bir eleştiridir.
Steinbeck, bu eserde yalnızca bireylerin değil, aynı zamanda Büyük Buhran Dönemi’nin toplumsal yapısının portresini çizer. Trajik sonuyla birlikte bu roman, Büyük Buhran’ın yarattığı çaresizlik ve yitirilen umutların güçlü bir simgesi olarak gösterilebilir