Farklı Mitolojilerden 4 Güneş Tanrısı

Farklı mitolojilerden Güneş tanrıları olan Helios, Ra, Amaterasu ve Kuyaş hakkında bilgiler.

Yunan Mitolojisinde Güneş Tanrısı: Helios

Helios, eski Yunan dininde ve mitolojisinde Güneş tanrısı ve Güneş’in kişileştirilmiş varlığıdır. Işık saçan bir taçla ve gökyüzünde dört atlı bir arabayla betimlenir. Yeminlerin bekçisi ve görme yetisinin de tanrısıdır. Helios, eski Yunan’da Olymposluların çevresinde sıkça yer alan bir tanrı değildi. İkinci derecede bir tanrı olmasına karşın daha geç dönemlerde Romalıların güneşle ilişkili, özellikle Apollo vSol isimleriyle andıkları tanrılarla özdeşleştirilmesine bağlı olarak tapınımı önem kazanmıştır. Apollo da her ne kadar ışıkla özdeşleşmiş ise de ilk ortaya çıktığında Apollo güneş tanrısı değildir. Apollo ve Artemis'in, güneş-ay ile özdeşleşmesi daha sonradan gerçekleşmiş, özellikle Romalılar döneminde bu anlayış kuvvetlenmiştir.

Hesiodos’un Theogonia (Tanrıların Doğuşu) kitabında belirttiği üzere Helios 6 erkek Titan’dan biri olan Hyperion ile 6 dişi Titan’dan biri olan Theia’nın oğludur. İki kız kardeşinin adları Eos (Şafak) ile Selene’dir (Ay). Mit yazarlarının öykülediği ilişkileri arasında Helios’un iki Okeanid’le olan ilişkisi öne çıkmaktadır: Bunlardan Klymene’den "Phaethon" adında bir oğlan ile "Heliades" grup ismiyle anılan kızlar doğmuştur. Diğer Okeanid Perseis’den de kişisel öyküleri mitolojide sıkça dile getirilen Kirke, Pasiphae, Aietes ve Perses isimli çocukları olmuştur.

Helios, her sabah Eos’un hazırladığı ve atlarını koştuğu Güneş’in altın arabasını bilinen dünyanın doğusundan, Kolhis’ten gök kubbeye doğru yola çıkarıp her gün izlediği yola sadık kalarak Güneş’i insanları yakacak denli yere yakın, onları donduracak denli yerden uzak tutmadan sürer, akşam olunca da yolculuğunu bilinen dünyayı kuşatan Okeanos’un batı ucundaki sularında sonlandırır. Gece olunca yolculuğun başladığı doğuya dönmek için gündüz gökyüzünden yaptığı yolculuğun tersini bilinen dünyayı kuşatan Okeanos üzerinde yapmak zorundadır. Bunun için zanaatkâr tanrı Hephaistos’un armağan ettiği altından yapılma tekneyi kullanır.

Mısır Mitolojisinde Güneş Tanrısı: Ra

Ra, Mısır mitolojisinde güneş tanrısıdır. Kutsal merkezi Heliopolis'tir. Genellikle başında bir disk bulunan şahin kafalı insan biçiminde canlandırılmıştır.

Ra daha sonra Osiris'i firavun ilan etmiştir. Osiris'ten sonra ise Seth, Osirisi öldürerek başa geçmiştir. Seth'ten sonra babasının öcünü alarak Horus, firavun olmuştur.

Güneş Ra'nın sembolüdür. Tüm vücudunu ya da gözünü temsil eder. Ra'nın sembolleri güneş sembolleridir. Phoenix'e benzer bir özelliği vardır, her sabah ateşlerin içinden tekrar doğar. E.A. Wallis Budge'a göre Ra Mısır'ın tek tanrısı idi. Diğer tüm tanrılar ve tanrıçalar, Ra'nın parçalarını oluşturuyordu.

Milattan önce 2400'te ulusal bir tanrılığa ulaştı ve daha sonra Amun ile birleşip Amun-Ra'yı oluşturdu. Ra diğer tanrılardan daha köklü bir yapıya sahip olduğundan çoğu olaylarda diğer tanrılara emir verdiği ve yönetici olduğu vurgulanmaktadır. Amun-Ra en güçlü tanrıydı. Sonraki zamanlarda yeryüzü tanrısı Atum Güneş'i batıran tanrı olduğuna inanıldığı için Ra'nın güneş battıktan sonraki haliydi. Khepri güneşi gökyüzünde hareket ettiren tanrı, zamanla Ra'nın bir parçası oldu. Ra'yı doğan güneş kıldı.

Amon-Ra'nın kimliği Yunan ve Roma Mitolojilerinde Jupiter ile birleşmiş, Zeus'un şehri Diospolis Thebes'e adanmıştı. MÖ 14. yüzyıla kadar aynı şekilde var olan Ra, Akhenaten zamanında Aten tek tanrısına inanış geçtiğinde tek tanrılığını yitirdi.

Ancak Ra her zaman tek tanrı olarak görülüyordu. Ra'ya İlahi'de (MÖ 1370),  Ra'nın gelen çoktanrıcılıkla olan savaşını anlatıyordu. İçinde birçok tanrının ayrı bir tanrı olarak değil de Ra'nın bir parçası olarak var olduğunu anlatıyordu. Örnek olarak:

"Şükürler olsun o Ra 'ya; Gücü yaratan, Ament'in alışkanlıklarının içine giren; bakın Temu'nun vücuduna."
"Şükürler olsun, o Ra'ya. Gücü yaratan, Anubis'in gizli yerlerine giren, bakın Khepera'nın vücuduna."

Güneş Saltanat Kayığı

Ra her gece Duat'a geçmek için bir güneş kayığı ile yolculuğa çıkardı. Sabahları Atet, öğleden sonraları da Sektet eşlik ederdi. Maat, kayığın gideceği yolu belirlerdi.

Ay'ın sembolü Thoth eşlik eder, Horus'un yanında geceleri beklerdi.

Mehen'in yardımcılığında birçok diğer tanrı bu kayıkla beraber ona eşlik etmiştir. Mehen kayığı, karanlık canavarlardan korurdu. İlk Mitoloji'de Seth kayığı koruyordu ve Apep saldırıyordu. Ancak daha sonraki mitolojilerde, Seth şeytan olarak görüldü ve Thoth, Seth'e karşı kayığı koruyordu. Güneş tutulmalarını da kayığın korunamaması yüzünden olduğuna inanılırdı.

Ra'yı Güneş tanrısı olarak kabul edenler için Mısır'da Tanrı, yaşam ve ışıktı.

Japon Mitolojisinde Güneş Tanrısı: Amaterasu

Amaterasu Ōmikami, genellikle kısaca Amaterasu olarak anılır, aynı zamanda Ōhirume no Muchi no Kami olarak da bilinir, Japon mitolojisinde güneş tanrıçasıdır. Genellikle Şinto panteonunun baş tanrısı (kami) olarak kabul edilir, aynı zamanda Japonya'nın en eski edebi metinleri olan Kojiki ve Nihon Shoki'de şu şekilde tasvir edilir: Göksel diyar Takamagahara'nın hükümdarı (veya hükümdarlarından biri) ve Japonya İmparatorluk Evi'nin efsanevi atası. Kardeşleri, ay tanrısı Tsukuyomi ve fırtına tanrısı Susanoo ile birlikte, yaratıcı tanrının en önemli üç çocuğu olan "Üç Değerli Çocuk"tan biri olarak kabul edilir.

Amaterasu'nun başlıca ibadet yeri, Mie Eyaleti, Ise'deki Büyük Ise Tapınağı, Şinto'nun en kutsal yerlerinden biri ve önemli bir hac merkezi ve turistik noktadır. Diğer Şinto kamilerinde olduğu gibi, o da Japonya'daki birçok Şinto tapınağında kutsal bir yere sahiptir.

İbadet edilen diğer formları şu şekildedir:

Yılan

Bazıları, güneş tanrıçası olarak tapınılmasının dışında, Amaterasu'nun bir zamanlar yılanlarla akraba olduğunu ileri sürmüştür. Ise Rahipleri arasında dolaşan, esas olarak Amaterasu'nun her gece Saiō ile bir yılan veya kertenkele şeklinde uyuyan karşılaşmasını anlatan bir efsane vardı, bu da rahibenin yatağına düşen pullarla kanıtlanmıştır. Bu, bir ortaçağ keşişi tarafından günlüğüne kaydedilmiş ve "antik zamanlarda Amaterasu'nun bir yılan tanrısı veya güneş tanrısı olarak kabul edildiği" ifade edilmiştir.

Ejderha

Genel olarak Amaterasu-ejderha çağrışımlarından bazıları Japon oyunlarına gönderme yapmaktadır. Bunun bir örneği, ejderha tanrıçası Benzaiten'in Amaterasu'nun yayılımı olduğu Chikubushima geleneğindedir. Bunun ardından Japon destanında karakterlerden biri olan Taiheki, Nitta Yoshisada; Amaterasu ve bir ejderha ile karşılaştırmalar yaparak şu alıntıyı yapmıştır:

“Duydum ki, Ise'nin Güneş Tanrıçası… onun gerçek varlığını gizlemektedir. Vairocana'nın yüce imgesinde ve onun bu dünyada mavi okyanusun ejderha tanrısı kılığında ortaya çıktığını."

Cennet Mağarası öyküsünün bir başka versiyonu, Amaterasu'yu tüm vücudundan ışık yayan bir hayvan/kami türü olduğu için ünlü mağaraya inişi sırasında bir "ejderha-tilki" olarak tasvir eder.

Türk Mitolojisinde Güneş Tanrısı: Kuyaş


 Türk ve Altay mitolojilerinde Güneş Tanrısı. Koyaş Ata, Gün (Kün) Ata, Güneş (Küneş) Ata ya da Yaşık Ata olarak da bilinir. Moğollar Nar (Nara) Etzeg derler. Kardeşleri Umay, Ay Ata ve Erlik'tir. Mekânı gökyüzüdür. Sembolleri tulpar ve tuğruldur.

Yeryüzüne gönderdiği yaşam enerjisi nedeniyle Türk kültüründe Güneş’e saygı duyulur ve yaşam verici bir unsur olarak kabul edilir. Güneş’in doğduğu yön saygıyı hak eder. Avrupa medeniyeti “Eks Oriente Luks” (“Işık Doğudan Yükselir” yani uygarlığın kökeni doğudadır) diyerek aynı anlayışı farklı bir biçimde vurgulamışlardır. Anadolu sözcüğü eski Yunan dilinde Güneş’in doğduğu yer demektir. Türkler doğan Güneşi üç veya dokuz kez selamlarlar.

Tüm kültürlerde güneş dünyaya gönderdiği ışıklar, yani yaşam enerjisi nedeniyle saygı duyulmuştur. Verdiği ısı onun gücü olarak görülmüştür. Bu nedenle de neredeyse tüm uygarlıklarda ve tüm topluluklarda eril olarak algılanarak Baş Tanrı konumuna getirilmiştir. Göğün yedinci katında oturur. Türklerle de bağlantılı bazı ön Asya kültürlerinde dişil olarak algılanmıştır. Günümüzde kızlara Güneş adının verilmesinin nedenlerinden birisi de budur. Türklerde güneş sıcağın ay ise soğuğun sembolüdür. Ural Batır (Ural Han) söylencesinde Gök Tanrısı Samrav’ın iki karısı vardır birisinin adı Kuyaş Ana’dır. Diğeri de Ay Ana'dır.

Divan-ı Lügati’t Türk’te sözcüğe Usıtgan kuyaş kapsadı (Bunaltıcı güneş bastırdı) şeklinde rastlanır.

Etimolojik olarak Kuyaş Kuy/Kuz kökünden türemiş olup Güneş anlamına gelmektedir.

Popüler kültürde ele aldığım ilk üç tanrı sıklıkla yer almaktadır. Özellikle Ra ve Helios'u uzun zamandan beri sıkça gördüğümüzü söylemek yersiz olmaz. Japonların da bu sektöre ele attığını ve mitolojilerini pazarlamaya başladıklarını düşünürsek Amaterasu ismi de muhtemelen bizim için bir süre sonra yabancı olmayacaktır. Peki Kuyaş ve diğer Türk mitolojisi tanrılarının popüler kültürde yer alabilmesi için, önce kendi halkımız daha sonra da dünya tarafından tanınmasını nasıl sağlayabiliriz ve bunu nasıl ilgi çekici hâle getirebiliriz? İşte bunu düşünmek gerekir.