Favori Üçlü: Sinemacıların Film Seçkileri 4

Dördüncü Yazı

Bir süredir sinema ve hatta sanat hakkında yazıyorum. Bu süreçte, tıpkı benim gibi sinemacı olan arkadaşlarımla konuşurken fark ettiğim detay, her ne kadar aynı düşünsek de bilişsel süreçlerimizin, yaşamsal farklılıklarımız, kişisel zevklerimiz ve bakış açılarımız birbirinden apayrı. Aynı okulda, aynı dersleri aynı kişilerden almamıza rağmen bu böyle ve bu sebeple bir şey denemeye karar verdim.

Tıpkı benim gibi sinemacı olan birkaç arkadaşıma en sevdikleri üç filmi sordum ve aldığım cevaplar üzerinden bu filmleri değerlendirdiğim bir seriye hoş geldiniz.

Dördüncü arkadaşımla devam ediyorum. Kendisi, en sevdiği üç filmi benimle paylaştı ve bende sizlerle aşağıda paylaşıyor olacağım:

Dipnot: Bu arkadaşım işin mutfağından kendisi bir kurgucu bu sebeple de filmlerde en önem verdiği konu haliyle kurgu. Filmleri bu bakımdan da düşünürsek aslında bu alana ilgi dünyan bir kişinin tercihleriyle başlıyoruz.

Chungking Express

İki polis aşık olur. Biri gizemli bir kadın figürüne, bir diğeri sürekli gittiği restorandaki güzel bir garsona aşık olur.

Arkadaşımın bu filmi sevmesinin ana nedenleri ise: Alışılagelmişin dışındaki anlatı yapısı ve yine sıradışı ve filmin kendine has görselliği. Benim film hakkındaki kişisel görüşüm ise, film, izleyiciye hem görsel hem de düşünsel anlamda etkiliyici bir deneyim sunmakta. Filmin güçlü anlatımı, katmanlara sahip karakterleri beni ve arkadaşımı derinden etkileyen unsurlar arasında.

Kırık Çember (The Broken Circle Breakdown)

Felix Van Groeningen tarafından yönetilen Belçika yapımı bir drama filmidir. Johan Heldenbergh ve Mieke Dobbels'in aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanmıştır. Film, yoğun duygusal temaları ve çarpıcı müzikleriyle dikkat çeker.

Arkadaşımın en sevdiği şeyin bu filmde konu olduğunu dile getirdi. Bu sebeple, Kırık Çember'in konusuna değinmeden geçemeyeceğim. Filmin konusu, hayatın içinden kopup gelen yoğun duygusal temalarla dolu ve izleyiciyi derin duygulara sevk eden bir aşk hikayesini anlatır. Uzun zamandır izlemeyi düşündüğüm ama bir türlü vakit ayıramadığım bir filmdi bu seri sayesinde izleme fırsatı bulduğum için arkadaşıma teşekkürlerimi iletiyor ve bir sonraki filme geçiyorum.

Kıyamet (Apocalypse Now)

Savaşın etkileri, insanın karanlık ve pis doğası, güç ve ahlak gibi temaları işler. Film, Vietnam Savaşı'nı arka plana alarak, insanın içsel mücadelelerini ve ahlaki çöküşünü derinlemesine işler. Kurtz karakteri, savaşın ve gücün insan üzerindeki yıkıcı etkilerini sembolize ederken, Willard'ın yolculuğu, insanın kendini keşfetme ve içsel çatışmalarını çözme sürecini temsil eder.

Öncelikle dile getirmem gereken bir husus var: Bu arkadaşımla filmleri aynı platformda izlediğim için listesinde "Kıyamet"i görüp izlemiş ve derinden etkilenmiştim. Arkadaşımın filmi sevme sebebi ise: ''Hem teknik anlamda hem de genel kalitesi bakımından öne çıkması, ayrıca klasik Hollywood'dan farklı bir hikaye anlatım tarzına sahip olması benim için çok önemli. Böylesi bir film tabii ki en sevdiğim filmdir."

Bu yazıda, sinemacı ve hatta kurgucu bir arkadaşımın seçtiği üç önemli filmi inceledik. Her bir film, özgün anlatımı, derinlikli karakterleri ve güçlü temalarıyla öne çıkıyordu. Sinemanın farklı yönlerini ve estetik anlayışını yansıtan bu yapıtlar, sanatın gücünü ve sinemanın evrensel dilini bir kez daha gözler önüne seriyor.