Fi Felsefesi; İnsanlık Maliyeti

İnsanın bedeni için gereken maliyet sizce nedir? Yumurta, sperm kafi miktarda tutku ter... Dünyadasın hoşgeldin, senin için oyun başladı. Zarlar atıldı eller senin için oynanmaya başladı. Kader çarklarını çevirdi, hayat başladı.

Doğduğun yer, sevgisiz bir baba, kifayetsiz bir anne, yeterince şanslıysan da parasızlık da tuzu biberi diye başlayan dizinin felsefesi şu şekilde devam ediyor. Hayatın senin tarafına değilde bir başkasının cebini doldurma anı hiçbir işe yaramayan çevreni ve kötü kariyerini de unutmamak gerekir. Lakin bunların tamamını diziyi izleyenler hatırlayacaktır lüksiyet içerisinde meşrulaşan kimlik kaygısıyla bunaklaşan klinik psikolog olarak gösterilen baş rollerden birinin ağzından duyuyoruz.

Ters giden işlerin, dibe vuran ekonominin, sürekli gırtlağında olan para sevdalısı insan müsvetteleri, savaş, ölüm ve sonun başlangıcına adım adım yaklaşan ütopik karakterlerimiz. Her karakterin bir duygu sistemi temsil ettiğini düşündüğüm Fi dizisinde özellikle hırs ve saplantılı aşkın birleşmesiyle ortaya çıkan yıkım sürecine dikkat kesilerek izlenmesi anlatıyı farklı bir düstura doğru yuvarlar.

Asıl sorulardan birine gelecek olursak; eşitlik, adalet , umut bunların izleyiciye yansıtıldığı karakterlerin daha pasif bir rol izleesine bakacak olursak aslında var olan üçüncü bir konuya daha dikkat çekmek olası oluyor.

Bir sorunun getirmiş olduğu muhteşem döngü... Diziyi izleyenlerin haberdar olduğu gazeteci karakteriyle özellikle gönüllerimize su serpen karakterin sorduğu sorunun onun hayatında ki etkisi herşeyin başlangıcının benim için bu olduğu diziyi tekrar izlendiğinde aslında kağıtların tekrar dağıtıldığı, kaçan mı yoksa savaşan mı olduğunu anlama fırsatı sağlayan soru üçgenine hazır mısın?

Bir başkası olmak için değil kendin için tahminen ne zaman adım atacaksın. Artık kim olmaya kararlısın veya sen hangisisin.

Bir psikoloğun psikoloğu da psikolog mudur? Yoksa plansızlıklar plana tabi olarak devam eden süreçler bütünü müdür?

İşte diziyi tekrar izlediğimde kafamın içinde geçen ve aslında geri dönülüp bakılması gereken yapımlar arasında olduğu düşüncesindeyim.