Film İncelemesi:Don't Worry, I'm Fine

Filmin Adı: Benim İçin Üzülme/ Don't Worry, I'm Fine

Tür:Dram

Yapım Yılı:2006  

Yönetmen: Philippe Lioret

Filmin Süresi: 1 saat 40 dk

İspanyadan dönen Lily'i anne ve babası karşılıyor. Ancak Lily'nin görmek istediği asıl kişi erkek kardeşi Loic'di. Kardeşinin 1 hafta önce babasıyla yaşadığı kavgadan sonra evi terk ettiğini ve bir daha haber alamadıklarını öğreniyor.Bunun üzerine Lily ikizini aramaya koyuluyor fakat hiç bir sonuç alamıyor bu da Lily'i (Melanie Laurent) depresyona sürüklüyor.                            

Lily ilk sahnesinden itibaren çok soğuk bir karakterdi.Depresyona girene kadar kardeşiyle ilgili endişesini hissedemiyorduk. 'Kardeşi alt tarafı evi terk etmiş bunda depresyona girecek ne var' diyebilirsiniz ancak kaçırdığınız bir nokta var Lily 'ikiz' kardeşi için endişeleniyor. Tahmin edersiniz ki ikiz kardeşlerin normal kardeşlere göre bağı daha güçlü.Buda Lily'nin depresyona neden bu kadar kolay girdiğini bize açıklıyor.Ayrıca aralarındaki bağı ikiz kardeşinin ona yaptığı şarkıyla da çok daha iyi anlayabiliriz.

Lily kardeşinin ortada olmayışını kabullenemeyip depresyona girmişken anne ve babasının sakin tutumları biz izleyicileri kızdırıyordu ve anne ile babaya kötü bir önyargımız oluştu.Özellikle Loic'den gelen mektuplardan sonra babadan nefret etmeye başladık.Lily uzun süre kardeşine ulaşmaya çalışıyor ancak hiç bir şekilde ulaşamıyor.Tam depresyondan dolayı hastaneye yatırlımışken kardeşinden mektuplar gelmeye başlıyor.Bu şekilde hem depresyondan yavaş yavaş çıkmaya başlıyor hem de babası ve kardeşi arasındaki gerilimi iyice anlamış oluyor.

Kardeşinin ortadan yok oluşunun üzerinden 1 yıl geçmişken Lily hala kardeşini unutamıyor.Kardeşini bir süreliğine unutmak için tatil yapmaya karar veriyor ancak bir gün babasının mektup postalarken görüyor.Ona gelen mektupların aslında hiç kardeşinden gelmediğini anlıyor.Buna rağmen Lily'nin babasına kızmadığını görüyoruz.Kardeşinin mektuplarda babasıyla ilgili yazdığı şeylerin aslında babanın kendisiyle ilgili düşünceleri olduğunu anlıyoruz.Babanın oğlunun gidişinden sonra kendisini suçladığını görüyoruz.Bir çocuğunu kaybettikten sonra diğer çocuğunu yanında tutmaya çabaladığını görüyoruz.

Lily ile aynı kasabada büyüyen ve aynı zamanda Lily'nin yakın arkadaşı Lea'nın eski erkek arkadaşı olan Thomas filmin başından beri Lily'nin en büyük destekçisiydi.Thomas ailesinin mezarını ziyarete giderken Lily'nin kardeşinin mezarını görüyor.Ve biz bu sahnede görüyoruz ki Loic aslıda evi terk etmemiş ,ölmüş.

Lily'nin ailesinin aşırı korumacı ve hassas olması biraz fazla rahatsız edici olsada Loic'in ortadan kaybolması bile onu depresyona sürüklemişken kardeşinin ölmüş olduğunu bilmenin daha zor ve tehlikeli olabileceği fikrini aklımıza sokuyor.

Her ne kadar Lily'nin erkek kardeşini göremesek de ikisi arasındaki ilişki kesinlikle hissediliyordu.Ancak flashback'le bile olsa görseydik verilen hissiyat daha güçlü olabilirdi.

Son olarak Lily'nin son sahnelerde kardeşinin gitarını görmesi onun öldüğünü anladığı anlamına mı geliyordu?

Benim ve çoğu kişinin filmi izleme sebebi kesinlikle AaRon'un Lili şarkısıydı.Tam anlamıyla filmle bütünleşen bir şarkıydı

AaRON - U Turn (Lili): https://www.youtube.com/watch?v=wJRh0PlWB6g