Firavun Akhenaten'in Antik Mısır Kaynaklarındaki Tasviri

Akhenaten dönemi antik Mısır tarihinin en ilginç ve olaylı dönemlerinden biridir. Bu yazıda bu nitelendirmeye biraz da olsa ışık tutuyoruz.

Ülkemizde her sene Ramazan ayında Hz. Yusuf peygamberin hayatını anlatan İran yapımı bir dizi yayınlanıyor. Bu dizide tek tanrılı dini kabul etmiş olan tek firavunun, Akhenaten’in, hikayesini de izlemiş oluyoruz. Birçok insanın Akhenaten’i bu diziden ve islami kaynakların bakış açısından öğrenmiş olma ihtimali çok yüksek. Bu yazımda Akhenaten’in Antik Mısır kaynaklarında nasıl anlatıldığından ve Akhenaten döneminde sanatta yaşanan değişimlerden bahsedeceğim.

 Akhenaten’in asıl ismi IV. Amenhotep ve kendisi ismini tek tanrılı dine geçtikten sonra değiştiriyor. Amenhotep “Amon (amen) iyidir” anlamına geliyor. Akhenaten ise “Aten’in hizmetkarı” anlamına geliyor. Tabii değiştirdiği tek şey ismi olmuyor. Bu süreçte Mısır’da bir sürü değişiklik yaşanıyor. Ülkenin başkenti Amarna şehrine taşınıyor. Tapınaklar yıkılıyor. Başka tanrılara tapınmak yasaklanıyor. Aynı zamanda Antik Mısır sanatında da büyük değişiklikler yaşanıyor. Hatta tek tanrılı dönemde icra edilen sanat, günümüzde Amarna sanatı olarak geçmektedir. Akhenaten dönemi ve sanatından bahsederken zamanının en önemli eserlerinden biri ile önceki dönemden bir esere birlikte bakarak üzerlerinden gitmek daha açıklayıcı olacaktır.

Üstteki stelde Akhenaten, eşi kraliçe Nefertiti ve çocukları tasvir edilmiştir. Alttaki duvar resminde ise Akhenaten ile aynı hanedandan olan III. Thutmose, hem tanrı Osiris'in (en soldaki) hem de tanrı Horus’un (soldan üçüncü) önünde tasvir edilmiştir. Akhenaten de III. Thutmose de Antik Mısırda kullanılan ünlü taçlardan biri olan mavi taç Kepreş’i takar. Antik Mısır sanatında insan figürlerinin yapılışına bakılınca Antik Mısırlıların mükemmeliyete önem verdikleri görülür. Akhenaten zamanına kadar olan insan figürlerine bakılırsa hepsi burada gösterdiğim örneğe benzer. Kişiyi yüzüne bakarak ayırt etmek mümkün değildir. Ağız, göz, yüz, vücut, hepsinin belli ölçüleri bulunmaktadır. Hatta antik mısırlılar eserlerini yaparken kareleme sistemi kullanmıştır. Fakat Akhenaten döneminde yapılan stelde figürlerin realist bir bakış açısıyla çizilmiş olduğu gözüküyor. Yüzlerinde karakteristik özellikler var. Bilhassa çene, burun ve göbek kısımlarında bunu görmek mümkün. Ayrıca amarna sanatının insan başı tasvirlerinde kafatasının uzatılmış şekilde çizildiği görülür. Burada da Akhenaten’in kucağında tuttuğu çocuğunda aynı şeyi görüyoruz. Bu çizim şekli de Aten’e ithafen, tanrıya daha yakın olabilmek gibi amaçlarla yapılmıştır.  Tanrı tasvirine bakacak olursak Akhenaten stelinde tanrı Aten bir güneş diski olarak tasvir edilmiştir. Güneş diskinden ışık hüzmeleri olarak gelen eller ise kral ve kraliçeyi kutsar. Akhenaten zamanında Aten tasviri hep güneş diski şeklinde, bir beden ya da yüz kullanılmadan yapılmıştır. Thutmose’nin bulunduğu duvar resminde ise tanrılardan iki tanesi görünür. Biri mumyalanmıştır diğeri de şahin başlı insan şeklinde tasvir edilmiştir. Bunun dışında, Aten genellikle en tepeye çizilir ve diğer figürler onun altında dururken çok tanrılı inanış zamanında tanrılar farklı farklı özellik ve formlarda çizilir ve figürler (genelde hükümdarlar) tanrıların karşısında ve neredeyse aynı boyda olarak çizilirler. Bazen çizilen tanrının taktığı taç hükümdarın taktığı taçtan farklı ve daha büyük çizilir.

Bu çizimler aslında inanç değişimini bizlere gösteriyor. Antik mısırlılar mükemmeliyetçi ve firavunları tanrı vasfına olabildiğince yaklaştıran türden bir inanışa sahipken Akhenaten, daha tanrı vasfından uzak, tasvirler açısından realist ve belki biraz daha mütevazı bir inanış benimsiyor.

Akhenaten döneminde yapılan değişikliklerin hiçbiri uzun ömürlü olmuyor. Akhenaten öldükten sonra tahta, oğlu Tutankhamun geçiyor. Tutankhamun’un asıl adı Tutankhaten. Kendisinin yaşı çok küçük olduğundan dolayı yönetimdeki güçlü insanlar ipleri eline alıyor ve çok tanrılı inanışa geri dönüş yaşanıyor. Bu yüzden Tutankhaten’in adındaki Aten ismi bile Amun ile değiştiriliyor. Aten inanışından kalanlar yok edilmeye çalışılıyor. Amarna şehri terk ediliyor. Eski düzen yavaş yavaş geri dönüyor. Akhenaten’in açısından bakacak olursak bunlar çok kötü şeyler olsa da bugün bizim açımızdan Amarna şehrinin terk edilmesi çok iyi bir şey. Eğer başkent Amarna olmaya devam etseydi belki bugün Akhenaten dönemiyle ilgili elimizde olan birçok eser elimize ulaşamayacaktı.

(Not: Akhenaten Türkçe kaynaklarda genellikle Akhenaton olarak geçiyor fakat isminin Aten isimli tanrıdan geldiğinin anlaşılması açısından yazıda bu şekilde kullanmak istedim.)