Fırtına

Kısa kısa filmler upuzun yollara çıkıyor ve ne kadar yüyürse yürüsün bazı insanlar seslerini duyamıyor.

Arıyor kendini arıyor ve bakıyor, deniyor duymayı. Hava biraz güzelleşmiş sanki, bu havada hiç böyle şeyler düşünülür mü? Ve hiç bulabilir mi insan kendini burada?

Uzun bir yola çıkmış

tek başına kalmış

saati ara ara durmuş

ve sormamış günleri

bazen yürümüş

bazense şaşırmış

uzun platolar giyen yaşlı insanlar

koşarken ayağı takılan güvercinler

birden gözlerini kapatmış

ve yalvarmış tanrısına

sonra

bulamadığı onda ne varsa

bu sefer istemiş kendinden ve özünden

istemiş ki yalnızca duysun

Çokça zaman geçmiş, kendi sesini duymaz olmuş. Fark etmemiş başlarda ve zaten pek de çıkmazmış gürültüsü tenhada. Hep konuşmuş aslında. Şarkılar söylemiş keyfi varken bir zamanlar ve otururken beraber lacivert koltuklarda. Bağırmış çoğunda ama bağırmış aslında öfkesinin hayal kırıklığı olduğunu ne yazık hiç mi hiç anlamadan. Bir açabilse ve ah duyabilse gözleriyle. Ve her ne sebepten çıkarsa çıksın sesi, günün en sessiz vaktinde fark edermiş ki kelimeleri tuhaf tınılı bir gürültüden fazlası değil. Anlamamış nedenini, anlamaya da pek de çalışmamış sanki

beklemiş biraz

yoğunmuş

yorgunmuş

düşünmeye pek zamanı olmuyormuş

sevgilisi şöyleymiş

annesi beklentideymiş

evlerin işleri varmış insanların işleri

fındıkmış ve bazen fıstıkmış

Bahaneleri tükenmiş. Özün sözüne gelmiş ve uzun lafların kısası kalmış. Artık yüzleşmesi gerekmiş. Yetişkin bir insanın içine dönüp bakmasıysa cehennemden de betermiş. Baktığı yerde görebildiği çok az şey varmış, umduğu hiçbir şey ona sadık kalmamış, kendi bildiği ve sığındığı hislerinden geriye yalnızca ufak tefek kırmızı tokalar kalmış. Günün sonunda ne uzun yollar ne gölgeli ağaçlar ne de kalabalık caddeler yardım edememiş duymasına. Belki de artık yoluna böyle devam etmesi gerekmiş. Duyabilmek bir lütufmuş ve belki de bir süre için kendisinden alınıp daha çok ihtiyacı olan birilerine verilmiş. Umarmış ki o kişi bu hediyeyi özümsebilir ve severmiş.

Kendisini duyamayan iki insan izledim ben. Böyle anladım ve böyle hissedenler gibi izledim. Bir sürü şey değişti ve herkes nasılsa aynı kaldı, güvenip birbirini mahvetmenin tazeliğiyle. Kimine rüya gibi gelen kimine kabus oldu ya da keyif aldı bundan kimileri. Çok düşünüp yordu ve beni bana döndürdü biraz bu film. Kimse kimsenin kabusunda uyanmasın, herkes kendi sesiyle konuşsun, ve gece olurken kendi kabusuna kendi otursun.