Fransız Art Nouveau Hareketi ve Afişin Gelişimi 01
Çağdaş Sanat Kuramları dersinden notlar
Fransa' da Viktorya dönemi grafiklerinden Art Nouveau'ya geçiş, kademeli bir şekilde gerçekleşmiştir. Bu geçişte, Paris'te çalışan iki grafik sanatçısı, Jules Cheret (1836-1933) ve Eugene Grasset (1841- 1917) önemli rol oynamışlardır. 1881' de çıkan basın özgürlüğü ile ilgili Fransız yasasının birçok sansür hükümlerini kaldırarak, afişlerin resmi ilanlar için ayrılan alanlar ve kilise dışında her yere asılabileceğine izin vermesi, afiş endüstrisinde büyük bir gelişmeye yol açmıştır. Sokaklar toplumun her kesiminden insanların izleyebildiğin bir sanat galerisi haline dönüşmüş, saygın ressamlar artık reklam afişleri tasarlamayı küçültücü bir davranış olarak görmekten vazgeçermişlerdir. Arts and Crafts hareketi tasarım sanatları için yeni bir yön yaratmış ve Jules Cheret bu yönde atılım yapan ilk sanatçı olmuştur. Modern afişin babası olarak adlandırılan bu ünlü tasarımcı, uzun yıllar resimli litografi afişlerin, sadece duyuru niteliği taşıyan 73 tipografik harf baskısı afişlerin yerini alması için çaba göstermiştir. 1866' da Paris' te açtığı basımevinde gerçekleştirdiği ilk afiş, Sar ah Bernhardt'ın oynadığı "Le Biche au Bois" (Ormandaki Dişi Geyik) adlı oyun için hazırladığı monokromatik bir tasarımdır.
Le Biche au Bois, Jules Cheret 1866
Jules Cheret, bu afişle resimli afişin öncüsü olmuştur. Bu tarihten 1900 başına kadar binden fazla afiş üreten Cheret, afişlerindeki figür ve görüntü kalabalığını zamanla azaltmış, kendi basımevindeki çalışmalarıyla da bizzat renkli baskının gelişimine katkıda bulunarak, kullandığı canlı renklerin göze çarpan niteliğiyle, sanatsal afiş yaratmıştır. Karakteristik olarak, siyah kontur içerisinde canlı kırmızı, ışıklı sarı ve yeşilin yanında, mavi mürekkebi akşam ve gece atmosferi yaratma veya süzülerek danseden figürlerin arka planında açık mavi fon oluşturmak üzere kullanmıştır. Bu parlak renkler, grafik bir canlılık sağlamış, ustaca gerçekleştirdiği üst üste basımlarda şaşılacak genişlikte bir renk yelpazesi yaratmıştır. Cheret tasarımını doğrudan taş üzerine çizerek, sanatçının tasarımı hazırlayıp, bunu taş üzerine geçirmeyi bir el sanatçısına bırakma işlemini değiştirmiş, çalışmalarındaki gereksiz detayları atıp, büyük renkli alanlar kullanarak dikkati ana motif üzerinde toplamıştır. Tipik kompozisyonu, afişin ortasında yer alan ve hareket eden figür ya da figürlerdir. Konu ne olursa olsun afişlerinde hep aynı güzel genç kadın tipine yer vermesi, halk tarafından hayranlıkla karşılanmış ve bu kadın tipi "Cherette" olarak adlandırılmıştır. Yarattığı bu kadın tipiyle, toplumda kadına yeni bir rol veren Cheret, "kadın özgürlüğünün babası" olarak nitelendirilmiştir. "Cherette", toplumda hakim olan mazbut, iffetli kadın ve hayat kadını ikilemlerine bir alternatif getirmiştir. Ne aşırı iffet düşkünü, ne de fahişe olan, bu kendine güvenen kadının özgürce yaşayıp, hayatın tadını çıkarması, kısa elbiseler giyip dans etmesi, şarap içmesi, hatta halk 74 arasında sigara içmesiyle, fransız kadını tarafından sadece giyimiyle değil aynı zamanda yaşam biçimiyle de taklit edilmiştir. 1884 yılında Cheret afişlerini -bu günkü billboard'ları anımsatan- 1.5 metreye varan ölçülerde yaparak, büyük boy afişi Paris'te ilk defa uygulayan sanatçı olmuştur. Çalışmalarında, Parislilerin yaşama sevincini, büyük şehrin parlak atmosferini ve gece hayatının çekiciliğine kapılan kentsoylu kesimin 19. yüzyıl sonundaki sınırsız vurdumduymazlığını yansıtmayı yeğleyen Cheret, Toulouse-Lautrec ve Theophile Steinlen gibi çağdaşlarının aksine, "La belle epoque'un (Güzel çağ-19. yüzyıl sonundaki Paris'in parlak yaşamını tanımlayan bir deyim) perde arkasına hiç değinmemiştir. (Bektaş, Ankara, 1992, s. 23)(T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Okt. Gonca İlbeyi GEÇMiŞTEN BUGÜNE LİTOGRAFİ, Sanatta Yeterlik Tezi Eskişehir Aralık 19939)