Fransız İhtilali'nin Osmanlı Üzerindeki Siyasal ve Sosyal Etkileri
Fransız İhtilali ve bunun osmanlı ile olan ilişkileri üzerine derleme.
Fransız Osmanlı İlişkileri
Fransa ve Osmanlı devleti ilişkileri ele alınacak olduğunda ilk girişim Fransa kralı François ’in esir olması zamanına dayanır. François ‘in annesi Osmanlı Devleti’nden yardım ister ve bu sayede Fransa-Osmanlı ilişkileri başlamış olur. Bu ilişkiler Kanuni Sultan Süleyman ve 3.Selim döneminde de etkileyici şekilde devam etmiştir. Tahta geçen Napolyon’un Mısır’a sefer düzenlemesi Osmanlı-Fransa ilişkilerini sekteye uğratan gelişme olarak tarihe geçmiştir. Yine 1740 yılına gelindiğinde Fransa’ya birçok imtiyaz tanınmıştır. Osmanlı’nın Avusturya ve Rusya ile savaşı sırasında Fransa destekte bulunmuş ve savaşın kazanılmasında önemli rol oynamıştır.[1] İmzalanan Belgrad Antlaşması diplomatik ve ticari alanda Fransa’nın elini güçlendirmesine neden oldu. Bu antlaşmanın şartlarını yerine getirmeyen Rusya’yı bildirmek üzere Said Mehmet Efendi Fransa kralı 15.Louis ile görüşmek Fransa’ya gitti. Yine Fransız İhtilali ve sonrası dönemde Osmanlı demokratikleşme sürecine girdi. Bu yaşanan gelişmeler ile Osmanlı Devleti’nin kötü yönetimi ve yaşanan toprak kayıpları Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına neden oldu. Fransa’nın özellikle Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine saldıran devlet olması son derece kritiktir.
Fransız İhtilali’nin Osmanlıya Sosyal ve Siyasi Etkileri
17. ve 18.yy’da Osmanlı devletinde Karlofça ve Küçük Kaynarca antlaşmaları ile yenilgiler devam ediyordu. Bu dönemde toprak kayıpları başlamış ve batının üstün olduğu anlaşılmıştı. Batıyı yakalamanın ancak ıslahatlarla mümkün olduğu anlayışı kabul görmekteydi. Fakat yöneticiler tamamıyla ıslahat yapma fikirlerini benimsemiyor kendi çıkarları doğrultusunda yalnızca askeri alanda yapılmak kaydıyla ıslahatlar yapılacağını söylüyorlardı. Bu dönemde Avrupa’ya gönderilen elçiler vasıtasıyla oradaki gelişmeler takip ediliyordu. 18.yy. Osmanlı Devleti’nde ıslahat hareketlerinin başladığı yıllar olup Fransa ve Napolyon hayranlığıyla bilinen 3.Selim’in tahta çıkmıştı.[2] Islahat temelinde ordunun yenilenmesi ve geliştirilmesi fikirleri etrafında toplanıldı. Askeri ıslahatlara karşı olan yeniçeriler Osmanlı’nın en önemli organlarından biriydi bu sistem zamanla bozulmalar gösterdi ve 2.Mahmud döneminde kaldırıldı. Temelde bu yenilik hareketleri uzun zamanlı planlı hareketler olmaktan öte günü kurtarmaya yönelikti. 3.Selim ıslahatlara başlamış ve bu dönemdeki en önemli ıslahat Nizamı Cedid Ordularının kurulması olmuştu. Kendisine karşı olan eleştirileri göz ardı etmiş Fransa Kral’ı 16.Louis’in tavsiyelerinden faydalanmıştı.3.Selim Fransız İhtilali sonrası başlayan dönemi yeni düzen olarak adlandırmıştır. Nizamı Cedid Ordularının kurulmasındaki en belirgin yapının batının her yönüyle üstün olduğu fikriydi. 2.Mahmud yeniçeri ocağını kaldırmış ve yerine yeni tarzda bir ordu olan Asakir-i Mansuru Muhammediye ordusunu kurmuştur. Bu ordunun komutası için seraskerlik birimi oluşturuldu. Askerlerin eğitimi ise son derece önemliydi, bu görevi icra etmeleri için Avrupa’dan subaylar getirtilmişti. Yine 2.Mahmud döneminde yurt dışına öğrenciler gönderilmiş; siyasi, sosyal ve alanda birçok yenilik yapılmıştır. 1833 yılında tercüme odaları kurulmuş Osmanlı Devleti’nin diğer devletlerle olan yazışmalarını organize ermek amacıyla yabancı dil bilen insanlar buralarda çalışmaya başlamıştı. 1831 yılına gelindiğinde ilk resmî gazete olan Takvim-i Vakayı-i çıkartılmış ve ilk nüfus sayımları yapılmıştır. 18.yy. Osmanlı’da edebiyat ve sanat alanında önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdi. Fransız İhtilali’nin aksine gelenekçi yazarlar medrese temsilcilerinden oluşmaktaydı. Osmanlı ulemasının ileride karşı geleceği batılı fikirlerin temelinde bu medrese temsilcileri bulunmaktaydı.
Osmanlı Devleti Fransız ihtilali sonrası dönemde Avrupa’ya elçilikler göndermeye başladı. Giden elçiler gittikleri ülkedeki önemli bilgileri ve yaşanan gelişmeleri inceleyecek ve bu gelişmeleri Osmanlı Devleti ile paylaşacaktı.[3]
Fransız İhtilali’nin gerçekleştiği dönemde Osmanlı tam anlamıyla olup bitenin farkında değildi. Dönemin dış işleri bakanı Ahmet Efendi ihtilali haber aldığında mutluydu. Ancak durum pek de Ahmet Efendi’nin haber aldığı kadar iyi değildi. Çok geçmeden ihtilalin dev dalgası Osmanlı Devleti’ni de vurdu. İhtilal Osmanlı Devleti’ni hem olumlu hem de olumsuz şekilde etkiledi. İhtilalin Osmanlı’ya olumlu etkisi hürriyet, eşitlik ve demokrasi gibi kavramların Osmanlı’ya gelmesi ve Osmanlı’da demokratikleşme hareketlerini başlatması oldu. Osmanlı Devleti’nde “Genç Osman” veya “Jön Türk” denilen aydınlar ihtilalin getirdiği bu fikirleri benimsedi. Bu fikirlerin eşitliğin, hürriyetin ve özgürlüğün Osmanlı Devleti’nde de vücut bulmasını istedi. Bunların çabasıyla Osmanlıda Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve Meşrutiyet ilan edildi. Yani birtakım demokratikleşme adımları atıldı.
[1] Sev, “Osmanlı-Fransız İlişkileri Ve Mehmet Said Paşa’nın Paris Sefareti (1739-1742)”.
[2] Karaman, “Fransız İhtilali’nin Osmanlı İmparatorluğu’na Etkileri”.
[3] Gümüşoğlu, “Modernleşmenin Osmanlı Toplumunun İnanç Yapısı Üzerine Yaptığı Bazı Etkileri”.