Franz Kafka'nın Dönüşüm'ü Üzerine Ayrıntılı İnceleme

Belki de yaşamının bir anlamının olması, kendi yaşamından ötedir.


FRANZ KAFKA

Franz Kafka ,3 Temmuz 1883'te şimdi Çek Cumhuriyeti olan Prag, Bohemya'da üst orta sınıf, Almanca konuşan bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Franz'ın iki küçük erkek kardeşi Georg ve Heinrich, Kafka altı yaşındayken bebeklik döneminde öldüler ve Franz, üç kız kardeşlerinin arasında tek oğlan çocuğu olarak kaldı. Kafka'nın her iki ebeveyni ile de zor bir ilişkisi vardı. Annesi Julie, oğlunun yazar olma hayallerini anlayacak entelektüel derinlikten yoksun, kendini evine adamış bir ev hanımıydı. Kafka'nın babası Hermann, Kafka'yı sık sık bunaltan güçlü bir kişiliğe sahipti. İş hayatında başarılıydı, hayatını kadın ve erkek giyim perakendeciliği yaparak kazandı. Kafka'nın babasının hem Kafka'nın hayatında hem de yazıları üzerinde derin bir etkisi oldu. Kötü bir mizaca sahip ve oğlunun yaratıcı yönünü pek takdir etmeyen bir tür tirandı. Kafka'nın romantik ilişkilerinde ve diğer ilişkilerdeki kişisel mücadelelerinin çoğunun, kısmen babasıyla olan karmaşık ilişkisinden kaynaklandığına inanıyordu. Kafka'nın yazdığı karakterlerin neredeyse hepsinin karşı karşıya oldukları kişiler onların özgüvenlerini ve duygularını tehdit eden ezici bir güce karşı çıkıyordu. Kafka, değerinin çoğunu doğrudan ailesinden, özellikle babasından almış gibi görünüyordu. Yetişkin yaşamının büyük bir bölümünde, ebeveynlerine yakın bir yerde yaşadı. Franz Kafka Prag Üniversitesi'nde Hukuk okuduktan sonra yazmaya çok az zaman bırakan yorucu bir sigortacılıkta çalışmak zorunda kaldı. 1923'te yazı yazmaya odaklanmak için Berlin'e taşındı ancak kısa bir süre sonra tüberkülozdan öldü. Arkadaşı Max Brod, Amerika ve The Castle gibi çalışmalarının çoğunu ölümünden sonra yayınladı.

ROMAN HAKKINDA

İlk kez 1915’te Die Weissen Blaetter adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm kitabının türü Absürt Kurgudur. Kafka’nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen hala tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır. 17 Ekim 1912’de Felice Bauer’e gönderdiği mektupta Kafka, Amerika romanı üzerinde çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini, bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazar. Dönüşüm işte böyle ortaya çıkar. (Kafka, 2019)

OLAY

Pazarlamacı olan Gregor Samsa sabah uyandığında kendisini bir böceğe dönüşmüş olarak bulur ve yaşamının geri kalanında da bu duruma alışmaya çalıştığını anlatır. Gregor Samsa yeni yaşamına alışmaya çalışırken Gregor Samsa'nın ailesi de onun yeni haline ve bir işte çalışmadığı hayatlarına alışmak zorundadır.

OLAY ÖRGÜSÜ

- Gregor Samsa sabah böcek olarak uyanır.

- Gregor Samsa böceğe dönüşmesi sebebi ile işe geç kalır.

- Patronu işe geç kaldığı için Gregor’un evine gelir.

- Gregor kapıyı açınca müdür korkup kaçar, annesi bayılır.

- Babası Gregor’u iterek odasına kilitler.

- Gregor’un kız kardeşi Grete artık onunla ilgilenmeye başlar.

- Gregor yemekten kesilir.

- Babası Gregor’a elma fırlatır ve sırtına saplanır.

- Eve kiracılar gelir.

- Gregor keman sesini duyarak salona doğru gelir.

- Gregor kiracıları böcek olduğu için korkutur ve kiracılar kaçar.

- Gregorun yarası iltihaplanır ve çok kötü bir duruma doğru gider.

- Gregor hayatını kaybeder.

- Aile uzun zaman sonra beraber geziye çıkar.

 ZAMAN

Dönüşüm kitabı Franz Kafka tarafından 1915 yılında yazılmıştır. Zaman kayması genel olarak bulunmuyor fakat bazı kısımlarda böceğe dönüşmeden önceki hayatından örnekler veriliyor.

MEKAN

Dönüşüm’de mekan Samsa ailesinin yaşadığı yerdir. Bu evde en çok bahsedilen yer ise Gregor’un sürekli içinde bulunduğu kendi odası ve salondur. Gregor’un odası anlatılırken çok fazla betimleme görebiliriz. Bu betimlemeler bize Gregor’un iç dünyasını yansıtır. Dergiden kesilerek duvara asılan kadın posteri Gregor’un hiçbir zaman romantik bir ilişkiye sahip olamayacağı anlamına gelir. Masada bulunan kumaşlar Gregor’un ailesi için işine karşı olan bağlılığını simgeler. Bu oda Gregor’un yaşadığı dönüşümden sonra ona uygun bir oda değildir.Odada bulunan pencere ise özgürlüğü anlatır. Gregor’un dış dünya ile olan etkileşimi sadece o penceredir. Odasında bulunan kapı ise Gregor’un kendi yaşantısı, sığınağı ve iç dünyası ile dış dünyanın ayrıldığı yer, o arada bulunan kısımdır. Salon ise diğer aile bireylerinin yaşamının geçtiği yer. Yemek masası aile bütünlüğünü temsil etmektedir. Fakat o bütünlüğün içinde Gregor yoktur. Her zaman o masaya oturmadan sadece işe gider. Bu da Gregor’un ailesi için sadece bir para kaynağı olduğunu gösterir.

KAHRAMANLAR

Gregor Samsa: Mesleği pazarlamacılıktır. İşini hiç sevmeyen, sadece kendi ailesinin potrona olan borçlarını ödeyebilmek için çalışan, bu işi yaparken yürümek zorunda olduğu için sürekli yorgun düşen, işin de başarılı olsa da sorumluluklarından kurtulduğu ilk anda işini bırakıp huzurlu bir hayatın hayalini kuran bir karakterdir. Pasif bir karakter olan Gregor Samsa’nın bu pasif olma durumu patronunun ve babasının karşısında sergilediği tutum ve davranışlardan açıkça anlaşılmaktadır. Bir sabah kendisini bir böceğe dönüşmüş olarak bulur.Dönüşümünden sonra bütün hayatı da değişmiş ve farklılaşmıştır. Gregor Samsa, dönüşümünden sonra insan olan yönünü kaybederek hayvanileşmiştir.

Grete Samsa: Gregor’un küçük kız kardeşidir. Abisini çok sever ancak Gregor’un geçirdiği dönüşümden sonra ona yardım etmeye çalışsa da bir süre sonra dayanamaz ve ona bakmak artık yük gelir. Keman çalmak konusunda yeteneklidir.

Baba Samsa: Gregor’un babasıdır. Otoriter bir insandır. Böcek Gregor’a karşı her zaman katı, kötü ve öfkelidir.

Anne Samsa: Gregor’un annesidir. Gregor’u çok sever. Gregor böceğe dönüşse de ona olan sevgisi değişmez. Ev içinde söz sahibi değildir. Normalde hasta olduğu çalışamamaktadır fakat Gregor’un bu dönüşümünden sonra maddi olarak destekte bulunabilmek için bir firmanın kıyafetlerini diker.

Gündelikçi Kadın: Evdeki eski kadın hizmetçinin gitmesi ardından evin ağır işlerini yapması için tutulur. Evi temizlerken Gregor ile karşılaşır fakat ondan hiç korkmaz. Gregor’u görmeyi alışkanlık haline getirir. Aile yasaklasa da onları dinlemez. Dobra bir kadındır. Gregor’un hayatını kaybettiğini ilk o fark eder ve Gregor’un cansız bedeninden o kurtulur.

TEMALAR

ANLAMSIZLIK

Gregor yaşadığı dönüşümden kimse onun bu halini sorgulamıyor sanki hayatları eskisine çok benzermiş gibi yaşamaya devam ediyorlar. Ailesi bu olay karşısında aşırı tepkisiz kalıyor. Bu durumu düzeltmek veya bir çözüm bulmak yerine ondan kurtulmaya çalışıp Gregor’u gözden çıkarıyorlar. Kimse olan bitenlere şaşırmıyor. Gregor öldüğünde ise rahat bir nefes alıp sanki hiçbir şey olmamış gibi gezmeye çıkıyorlar.

DEĞİŞİM/ YABANCILAŞMA

Gregor’un yaşadığı dönüşümden sonra her şeye karşı yabancılaştığını gözlemleyebiliriz. Eskiden sevdiği ve beğendiği yemekleri artık beğenmeyip çürümüş yemekleri tercih etmesi ve işe gidemeyecek olması gibi örnekler verilebilir. Fakat daha derin olan şey aslında dönüşümden önce de Gregor’un kimseye bağlılık gösterememesi, ilişkilerinin çok iyi olmamasıdır. Daha sonrasında da zaten ailesi tarafından sadece para kazanma aracı olarak görülen Gregor işe gidemeyince günden güne ailesi olan yakınlığının eriyip yok oluyor. Gregor dönüşümden sonra odasında sürekli kilitli kalıyor ve evdeki kişilerin onu görmesi yasaklanıyor. Kız kardeşi onunla ilgilense bile o odaya geldiğinde koltuğun altına saklanıyor. Bu yabancılaşmanın en büyük sebebi ise Gregor’un insani olmaktan çıkması ve hayvanileşmesi. Gregor artık insanlarla iletişim kuramıyor çünkü onlarla konuşamıyor.

UYUMSUZLUK

Gregor’un yaşadığı dönüşüm onu insan bedeninden uzaklaştırıp insan zihnine daha da yakınlaştırmıştır. Bu ilerleyen zamanlarda kaybolsa da yaşadığı büyük değişim sonrasında hala insan gibi düşünmeye devam ediyor ama aslında böcek. Bu nedenle Gregor’un bedeni ile zihni arasındaki kopukluğu ve uyumsuzluğu görebiliyoruz.

İNCELEME

Franz Kafka Dönüşüm adlı kitabında topluma karşı olan tutumu ve eleştirileri akıllara kazınıyor. İçinde bulunduğumuz durumları çok güzel bir şekilde karakterler üzerinden bize aktırıyor. Örnek vermek gerekirse; Samsa’nın dikkat çeken ilk özelliği ailesine karşı olan tutumu ve bağlılığıdır. Kendisinden önce ailesini düşünmesi, yaşamının merkezine onları koyması ve yaşananlar yüzünden ailesinin zor durumda kalmasını hep kendisine bağlıyor. Bu durumu açıklayabilmek için Rogers’ın koşullu olumlu kabul kavramına bakmamız gerekecek. Bir ebeveyn, kendi çocuğuna istenilen davranışları sergilediğinde sevgi gösterir ve diğer zamanlarda bu sevgiden onu yoksun bırakırsa, çocuk bu sevgiye muhtaç olduğu için bu sevgiyi kazanmak adına her şeye uyum sağlayacak şekilde bir yaşam sürdürme davranışına yönelecektir. Bu bağlamda Gregor’un koşullu olumlu kabule maruz kaldığını söyleyebiliriz. Başka bir perspektiften bakacak olursak Maslow’un kuramından da bahsetmemiz gerekir. Bireyin yaşadığı süre boyunca ihtiyaç duyduğu şeyler vardır. Bu ihtiyaçlar giderilince birey sürekli yeni şeylerin ihtiyacını duymaya devam edecektir. İhtiyaçlar hiyerarşisi, yaşam döngüsünün özetidir. Maslow’un kuramında beş basamaklı bir yapı vardır. Bu yapının her basamağında bireyin duyduğu en temel ihtiyaçlar en altta olmak üzere basamak basamak yukarı doğru ilerler. Maslow’a göre bir basamaktaki ihtiyacı tamamlanmadan diğer basamağa geçilememektedir. Bu nedenle Gregor Samsa’nın bu basamaklardan sevgi ihtiyacının giderilmediğini görebilir. Böceğe dönüştüğü sabah işe gidemeyeceği için patronu eve geldiğinde herkes öğrenir onun böcek olduğunu. Herkes şok geçirirken evden kaçmaya çalışan patronun ardından giden kişi Gregor’dur. Çünkü işe devam edip ailesi için para kazanmak zorundadır. İçinde bulunduğu hali anlamlandırmaya bile çalışmadan kara kara ailesini düşünmeye devam etti Gregor. Kendi halini hiç düşünmeden sadece ailesinin yaşadığı zorlukları onlara katlanılabilir duruma getirmek istiyordu. Bunları yapmasının tek nedeni ailesinden görmek istediği ama hiçbir zaman göremediği o sevgiye muhtaçlığından. Gregor, ailesinin ihtiyaçlarını karşıladığında seviliyor, takdir görüyor ve kahraman olarak görülüyor. Bunu bağımlılık haline getiren Gregor, ailesinin gerçekte onun hakkında ne düşündüklerini çok geç fark ediyor.

Gregor’un ailesi o böceğe dönüştükten sonra annesi ilk zamanlar onu görmek için her yolu deniyor. Sonunda onu o halde görünce korkudan bayılıyor ve onu kabul etmek istemiyor. Babası ise başından beri onu kurtulması gereken bir fazlalık olarak görerek varlığını reddediyor. Kız kardeşi ise abisini en çok düşünen ve ona yardımcı olmaya çalışan kişi. İlk anlarda ona yardım etse de sonradan o da bunu kaldıramadığı için evden gitmesi gerektiğini söyleyen kişi oluyor. Anne ve babasının tutumlarından sonra kız kardeşinden de bu tarz davranışlar gören Gregor üzüntüden ölüyor. Yaşamı boyunca sevgi gördüğünü sandığı o gece aslında hiç sevilmediğini anlıyor Gregor. Hayatını adadığı ailesinin gözünde bir böcekten farksız olmadığını anlayan Gregor aslında bu nedenle böceğe dönüşmüştü. Yalnızca bir böcek kadar değer gördüğü için. Biraz daha derine inildiğinde Gregor Samsa’nın böceğe dönüşümü, toplumu yansıtan ailenin ona karşı dönüşümüdür. Karl Marks’ın ‘yabancılaşma’ kavramı ile bağlantılıdır bu böceğe dönüşme metaforu. Hikayede Gregor’un uzun uzun iş hayatına değiniliyor. Gregor’un çalışma koşulları çok ağır ve kapitalist olan bu sistemde kendisini bu denli yabancılaşmış görmesi hiç de anormal değil. Gregor Samsa, dönüşüm geçirdiği güne kadar gerek iş yerinde olsun gerek de aile içerisinde hep köledir fakat uslu birisi olduğu sürece sevgi görür. Bilinçaltında yaşadığı başkaldırı kendine uygun formu bulur ve Gregor’un dönüşümü artık başkalaşmış birisi olmasıdır. Dönüşüm yaşadığı andan itibaren onun savaşı toplum ve ailesine karşıdır. Ondan istenilen ve beklenenleri karşılamamaya başlayınca ve sonuçsuz kalınca böceğin iğrençliği ile özleşir. Kendi ailesinin ondan gün geçtikçe daha da nefret etmesi anlaşılabilir bir durumdur. Gregor, dönüşümünü yaşayacağı bu böcek halinin içinde bir yerlerde saklandığını bilmesi ve her an ortaya çıkabilme ihtimalinin artmasıyla ailesi için gittikçe bir ucube olması kaçınılmaz oluyor. Ailesinin Gregor’a olan koşullu bağlılık durumları (para kazanan evlat), bu durumun gerçekleşmemesi ile son bulan sevgi ile bağlantılıdır. Aslında dönüşüm geçiren kişi Gregor gibi dursa da aslında bu dönüşümü geçiren kendi ailesidir. Ona karşı nasıl dönüştükleri ve bu değişimin altında yatan sebeplerin Kafka için çok önemli olduğunu görmekteyiz. Fakat bunu bazıları tam anlamıyla anlamamış gibi. Bunu söylememin nedeni Franz Kafka kapak tasarımı için yüzeysel ve aslında gerçek anlamı ‘böcek olmak’ olmayan bir istekte bulunarak şunları dile getiriyor:

 “Son konuşmamızda bana, Ottomar Starke’nin Dönüşüm için bir kapak resmi hazırlayacağını yazmışsınız. Bunu okuyunca küçük ama sanatçıyı ‘Napoleon’dan tanıdığım kadarıyla, herhalde çok gereksiz bir korku uyandı içimde. Yani Starke gerçekten bir kitap resimleyicisi olduğundan, doğrudan böceğin resmini yapmaya kalkışabilir gibi geldi bana. Sakın yapmasın böyle bir şey, lütfen! Niyetim, böylece onun yetki alanını kısıtlamak değil, öyküyü doğal olarak daha iyi bildiğim için, kendisinden yalnızca bir ricada bulunuyorum. Böceğin resmi yapılamaz. Dahası, uzaktan bile gösterilemez. Böyle bir niyet yoksa eğer ve dolayısıyla isteğimde gülünç kaçıyorsa – daha iyi. Ricamı iletir ve desteklerseniz size çok müteşekkir kalırım. Resimleme için benim öneride bulunmama izin verilseydi eğer, o zaman anneyi, babayı ve Müdür beyi kapalı kapının önünde gösteren veya daha da iyisi, anneyi, babayı ve kız kardeşi aydınlık odada, yandaki karanlık odada açılan kapıyı da açık dururkenki sahneleri seçerdim.” [Kafka’dan Kurt Wolff Yayınevi’ne, Prag, 25 Ekim 1915]

Böcek ya da böcekleşmek aslında bir durum göstergesidir. Yaşanılan şey fiziksel değil bilinç düzeyinde gerçekleşir. İçe kapanılmış, sindirilmiş bir durum. Bu nedenle Gregor Samsa’nın “dönüşmesi”, çarkın bir dişi, eleştirmeden sadece “boyun eğen” bir toplumun ferdi olmaktan kurtulma durumunu anlatır. Bu bağlamda böcekleşen ve dönüşen kişinin kaderi tabii ki de toplum tarafından örselenmek ve dışlanmaktadır.

Değinmemiz gereken son kısım ise müzik olayı. Bu müzik olayı aslında Gregor Samsa’nın içinde yaşadığı ve bizlere aktarmaya çalıştığı bu tartışmalı benliği karşısında bize bazı ipuçları sunacaktır. Gregor’un normal yaşantısında çok da müziksever bir insan olmadığını hikaye kapsamında anlarken birden kız kardeşi keman çaldığında aşırı duygulanıyor. Buna göre bakacak olursak ‘dönüşüm’ aslında tek bir anlamıyla kendi kişiliğini, benliğini etkilemeden sadece fiziksel zorluklar ve sorunlar olarak karşısına gelmiştir. Kendisi dahil herkes onu ‘böcek’ olarak tanımlasa bile aslında o hâlâ bir insandır. Belki de müziği duyduğu anlarda dönüşmüş halinden bağımsız bir şekilde insanlaşmış, dönüşüm dönüşüm olmaktan uzaklaşmıştır. Müzik ona karşı çok büyük anlamlar ifade etmese de kendi yaşamı ötesinde hep kardeşi için istemiştir, sevmiştir. Belki de yaşamının bir anlamının olması, kendi yaşamından ötedir. Kendi pazarlamacı kimliğinin ve sürekli o yaşantısının bir yerde biteceğini ve sadece onlardan ibaret olmayacağını hissetmiştir. Ölüm kesinlikle herhangi bir sürecin sonu değildir. İçinde bulunduğun önceki duruma eklenen bir “durumdur” burada. Yeni, salt bir dönüşüm belki de.