Frederic Lenoir, Öngörülemeyen Bir Dünyada Yaşamak, Türkiye İş Bankası Yayınları, 2024.

Bir kitap tanıtımı

Bir tanıtım yazısı:

“Krizler, sarsıntılar, hastalıklar tesadüfen ortaya çıkmaz.Bir gidişatı düzeltmemiz, yeni yönelimler keşfetmemiz, başka bir yaşam yolunu deneyimlememiz için gösterge görevi görürler" Carl Gustav Jung (s.11).

“Covid-19 krizi bağlarımızı hem sınadı hem de güçlendirmemizi sağladı. Bu bağlar iki şekilde sınandı. Öncelikle fiziksel korunma mesafesiyle: toplumsal ilişkilerde birbirimize dokunmayı bıraktık ve bulaşma riskine bağlı olarak başkalarından korkma duygusu geliştirdik. İkincisi, bizi bazı akrabalarımızdan, dostlarımızdan, iş arkadaşlarımızdan, günlük hayatta tanıştığımız herkesten ayıran kapanmayla" LENOIR (s.31).

Başlangıç olarak diyebiliriz ki Lenoir bu kitabında, Jung’un sorguladığı şekliyle, içinde yaşanan krizi, travmaya karşı tepkilerimizi, neler yapılabileceğini incelemiştir.

Kriz özelinde güçlendirme, uyum sağlamak gibi aşağıda belirtilen on başlık altında bu kitabı yazar.


Kitabın bölümleri:

“Kendini güvende hissetmek, zorluklarla baş edebilmek, uyum sağlamak, hazzı ve olumlu duyguları beslemek, yavaşlamak ve anın tadını çıkarmak, bağları güçlendirmek, anlam vermek, özgür olmak, ölümü evcilleştirmek, eylemek ve rıza göstermek” .

Ve Lenoir ekliyor: “Zorluklarla başa çıkabilmek için iki koşul var ve travmadan sonra direnç, intibak ve gelişme gelir” (s.10).

Bu 2 koşul şöyledir: Yapılandırıcı bir sevgi deneyimi yaşamış olmak ve baş etmeyi istemek.

Yazar bu noktada Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine [1] gönderme yaparak, bu sekiz basamağı kabul ederek sorar: “Fakir bir aileden gelen bir ergen, bazen iyi bir yemek veye bir çatıdan ziyade arkadailarıyla aynı telefonu isteyebilir.”

Ve Lenoir söyler:

“Mizah, gülme, ironi, kendimi çok yakın hissettiğim büyük bir felsefi akımın göbeğinde yer alıyor: Taoculuk. M.Ö. 6. Yılda Çin’de ortaya çıkan Taoizm, mizahı bir mesafe kazanma unsuru olarak değelendirir.

Gülme, zihnimizin gücüyle acılı, saçma , rahatsız edici bir duruma mesafe alabilmemizi sağlar: Geri çekilmek ve uyum sağlama yeteneği geliştirmek" (s.15).


Lenoir, bu noktada esneklik ve yumuşaklığın kazanılması gereken özellikler olduğuna değinerek kontrolümüz dışında olan salgın, savaş hastalık, sevdiğimiz birini kaybetmek durumunda Taocu felsefede olduğunu bize söylediği “tepki vermeme” yani kaçınmak, pasif kalmak yerine, “doğru zamanda nasıl hareket edeceğimizi bilmemiz” gerektiğine dikkat çeker.

Kitabın önemli bir başka noktası, Hazzı ve olumlu duyguları beslemek başlığı altındadır: Bir travmanın kurbanı olduğumuzda “dinginliğe nasıl tekrar kavuşabiliriz?” sorusudur (S.19).

Yazar, bu başlık altında, duygusal dengemiz açısından önemli olan bedensel tepkilere de bakar.


Anlam vermek bölümüne bakarsak, Lenoir’den şunları devralabiliriz:

“Hayatınıza anlam verme, yaşamak için sebepler bulmak demektir. Geçici de olsa şu soruyu yanıtlamaya çalışmaktır: Neden yaşamaya devam etmek istiyorum? Ölümün yakınlığıyla karşı karşıya kaldığımızda bu soru daha da güçlenir: Derinlerde, içgüdüsel olarak ve ölüm korkusuyla hayatta kalmak için mi savaşıyorum yoksa bundan da öte, dolu dolu yaşamak mı istiyorum? İstiyorsam bunun sebebi nedir?(s.37)

Spinozacı düstur uyarınca ifade edersek,-seçimlerimiz- beni çoğaltan, büyüten ve neşelendiren şeyleri beslememe ve beni küçülten, azaltan, hüzünlendiren, kederlendiren şeyleri bir kenara bırakmama yardımcı olur. ( S.38)


[1] https://www.hiwellapp.com/blog/maslow-piramidi

Detaylı bilgi için bakılabilir.( Erişim tarihi: 08.07.2024)