Frekans, Rezonans ve Titreşim Enerjisi

Fizik Kuralları Çerçevesinde Frekans, Rezonans ve Titreşim:

Fizik kuralları, fiziksel nesnelerin doğal bir frekansa sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Doğal frekanslar nesneyi etkileyen titreşimlerle uyarılarak rezonansa girebilir. Nesnelere dinamik bir kuvvet uygulandığımızda nesneler titreşir. Nesnenin doğal frekansında bir kuvvet uyguladığımızda rezonansa girer ve daha yüksek bir genlik titreşim meydana gelir. Frekans birim zamandaki titreşim sayısı olup Hertz(Hz) ile ölçümlenmektedir.

Rezonans, nesnelerin frekanslarının birbirine uymasıdır. Yani farklı titreşimlere sahip iki nesnenin titreşimlerinin birbirine uyması ile meydana gelen uyarım rezonansdır. Dünya da ve ülkemizde rezonans terapileri ile belirli cihazlar yardımıyla hastaların vücutlarında temeli enerjiye dayanan değişimler yaratılarak bir denge oluşturmak amaçlanmaktadır.

Çığır aşan bilim insanlarından Nikola Tesla: “Eğer evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim konuları üzerine düşünmeniz gerekiyor.” diyerek enerji, frekans ve titreşim konularının önemine işaret etmiştir. Son dönemde Tesla'nın 3-6-9 rakamsal ritüeliyle de bilimsel düşünceye inanan insanların frekans ve titreşim enerjisine yönelimi artmıştır.

Bir başka önemli bilim insanı olan Albert Einstein ise, Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. Sahip olmak istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda artık yapacak bir şey yoktur. O gerçeklik artık size ait olur. Bundan başka bir yol yoktur. Bu felsefe değildir. Bu fiziktir.’’ diyerek frekans ve enerjinin bilimsel gerçekliğine işaret etmiştir.

Öncü bilim adamlarının söylemleri ışığında yola çıkan günümüz bilim insanları da frekans ve rezonans konusunda pek çok faydalı sonuca ulaşmayı başarmışlardır.

Biyolojik frekans monitörünün 1992 yılındaki icadı ile insan bedeninin ve canlı organizmaların sahip oldukları frekans değerleri ölçülmeye başlanmıştır. 1998 yılında Dr. Robert O. Becker tarafından kaleme alınan 'The Body Electric' kitabında beden elektriği teriminden bahsedilmiş ve hastalıkların teşhisinde elektrik frekanslarının önemine yer verilmiştir.

Titreşim Enerjisinin İnsan Üzerindeki Etkileri:

Son dönemde titreşimlerin dolayısıyla frekansın insan iyileşmesi üzerindeki etkileri yoğun bir şekilde bilimsel çalışmalara konu olmaktadır. İnsanın enerji boyutu olan bir varlık olduğu da bilimsel olarak ortaya konmaktadır. Normal bir insan vücudunun 62-72 Mhz arasında bir frekansı bulunurken, şiddetli gürültüye, hastalıklara ve enfeksiyonlara bağlı olarak bu frekans seviyesi düşmekte ve değişmektedir.

Bilim insanları gıda maddelerinden, suya ve eşyalara kadar pek çok şeyin frekansını ölçümlemekte ve bu frekansların yarattığı titreşimin insan bedeni ve ruhu üzerindeki etkilerini araştırmaktadırlar. Frekansın ve titreşim enerjisinin insan sağlığına etkileri gelecek yüzyılda tıp biliminde yeni ve çığıraşan keşifler yapılasını sağlayacak gibi görünmektedir. İnsanın frekansını yükselten ve düşüren aktiviteler, gıdalar ve alanlar olduğu düşünüldüğünde bu etkileşimin insan üzerindeki etkileri inkar edilemeyecek mahiyettedir.

Gerçekten doğal seslerin, hava ve suyun olduğu ortamlarda insanın maruz kaldığı frekans ve titreşimler yapay, kapalı ve yüksek gürültülü bir ortamda maruz kaldıklarından çok farklıdır.  Bu anlamda yer yüzündeki tüm canlı ve cansız varlıkların bir frekansa sahip olduğunu ve çevresindeki titreşim ve frekanslardan etkilendiğini zaman zaman rezonans içine girdiğini söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Frekans yükselterek farklı enerji seviyelerinin oluşabileceği ve iki farklı canlı arasında rezonans sağlanabileceği tezi ileri sürülmektedir.

Yeni Tedavi Yaklaşımları ve Rezonans Terapileri

Bilim insanlarının ulaştığı sonuçlar fiziksel ve zihinsel hastalıkların temelinde değişen frekansların olduğunu ve titreşim tıbbı olarak adlandırılan yeni bir iyileştirme ekolünün varlığını ortaya koymaktadır. Bu konuda bağırsak bakterileri üzerinde yapılan sayısız deney ve gözlem bulunmakta olup, hastalık ve enfeksiyonlara bağlı olarak bağırsak bakterilerinin sayısındaki artış ve aktivitelerin vücut frekansını etkilediği ortaya konulmaktadır.

Doğada geçirdiği süreler azalan ve Sanayi Devrimi ile doğadan koparak beton ve makinelerin dünyasında yaşamaya başlayan insanoğlunun, doğa formunda sahip olduğu frekansın değişmesi pek tabidir. Doğal ortamından koparılan hiç bir canlının uzunca süre fiziksel ve ruhsal sağlığını koruyamayacağı, tabi ortamından ayrılan canlıların bir süre sonra hastalanabileceği ve yaşamdan kopabileceği bilinmektedir. Tabi ortamından uzaklaşan canlıların frekansının, maruz kaldığı yeni çevreye göre değişeceği ve adaptasyon sağlayamaması halinde fizyolojisinin ve psikolojisinin etkilenebileceği dolayısıyla frekansının değişebileceği bilimsel araştırmaların konusu olmaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında aslında frekanslara sahip canlı ve cansız varlıklardan oluşan evrende, yayılan ses ve titreşimlerin doğa ve canlılar üzerinde pek çok etkisi olacağı konusunda hassasiyet gösterilmesi gerekmektedir.

Gece olunca dinlenmeye çekilen, Güneş doğunca çalışan,beslenen ve faaliyetlerine başlayan canlılar dünyasının frekans dengesi belki de binlerce yıldır bu hassasiyete bağı gelişmiştir. Doğada konuşma yetisine sahip olmayan pek çok canlı ve organizmanın ekolojik dengeye hizmet etme konusunda frekans ve titreşimleri aracılıyla bir iletişim içinde olmadıklarını kesin olarak söyleyemiyoruz. Yaklaşık 4,5 milyar yıldır varolan gezegenimizin içindeki canlı ve cansız varlıkların bir çok farklı frekansa sahip olması ve zaman zaman yaydıkları titreşim ile etkileşerek rezonansa girmeleri aslında pek şaşırtıcı görünmemektedir.

Dünya'nın doğal kalp atış ritmi olan frekans 7,83 Hz olup, “Schumann Resonance" olarak anılmaktadır. Gezegenin sahip oduğu kendi manyetik frekansı olarak da bilinen 7,83 Hz (Schumann Resonance)'in insan beyin dalgaları üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu bağımsız enstitülerin araştırmalarında yer almaktadır[].


Günümüzde profesyonel fizyoterapistlerce kronik ağrı tedavilerinde ve özellikle sigara bırakma tedavilerinde rezonans terapisine sıklıkla başvurulmaktadır. Rezonans terapileri ile tıp okumuş uzman doktorlar eşliğinde titreşim ve frekans dengeleme çalışmaları yapılmaktadır. Dünyada ve ülkemizde rezonans terapileri hizmeti sunan pek çok klinik ve tıp merkezi faaliyettedir.  Önümüzdeki on yılda mantık ve bilim odaklı frekans ve rezonans çalışmalarının tedavisi olmayan hastalıkların iyileştirilmesinde ve insan sağlığı üzerinde çığıraşan etkileri olacağı öngörülmektedir. Gelişen teknolojilerle doğadan uzaklaşan insan, yakın gelecekte fiziğin ve tıbbın varlığını kanıtlarla  ortaya koyduğu rezonans olgusunu kabul edeceği bir yöne evrilmektedir.