Genel Tabirlerin Aksine Vikingler
Sadece barbar mıydılar?
Genel hatlarıyla herkes tarafından savaşçı bir ırk olarak bilenen ve kadim sayılabilecek bir millet olan Vikinglerin tarihini bir solukta okumak isteyen Typelish okurlarını yazıya davet etmek istiyorum. Geçmişten günümüze gelen bu süreçte Vikingler pek çok kez barbarlar olarak anılmış ve birçok alanda da böyle lanse edilmiştir. Fakat emin olun Vikinglerin tarihi bundan çok daha fazlasını kapsıyor. Vikingler kaynaklara göre 8. ve 11. yüzyıllar arasında faaliyetlerini sürdürmüş kendine özgü kültürleri olan bir ırktır. Bahi geçen kaynaklarda, Vikingler ’in deniz konusunda çok fazla ustalaşmış bir ırk olduklarını, bu alanda kendilerini diğer komşu kabilelere ve düşmanlarına göre ön plana çıkarabildiklerini da rahatça görebiliyoruz. Bu durumun oluşmasında yer alan en büyük pay ise Vikinglerin günümüzde İsviçre, Danimarka ve Norveç’in konumlandığı İskandinavya olarak bildiğimiz bölgede yerleşmiş olmaları. Bunun yanı sıra, Viking Kültürü'nün temel kökeni de İskandinavya'nın bu bölgelerinden, özellikle Norveç ve İsveç'in alt kesimlerinden ve Danimarka'dan gelmektedir. İskandinavya bölgesi coğrafi açıdan bakıldığında denize yakın ve günümüzde bile nüfusunun belirli kısımlarının halen denizcilikle geçimini sürdürdüğü bir alan olarak göze çarptığını da söyleyebiliriz. Faaliyetlerini 8 ve 11. yüzyıllar arasında sürdüren Vikingler, o yıllarda cesur seferleri, denizcilikteki ustalıkları ve savaştaki korkunç itibarları ile tanınan, zamanlarında müthiş bir güç olarak ön plana da çıkıyorlardı. Çağlarının sona ermesine rağmen Vikingler, sanat ve edebiyattan siyaset ve dile kadar çağdaş toplumun birçok yönünü etkilemeye devam eden kalıcı bir miras da bırakmışlardır. Eğer ilginizi çektiyse gelin hep birlikte bu milletin tarihine ve kültürüne bir göz atalım
Viking Adının Menşei Nereden Geliyordu?
Viking adının menşeinin nereden geldiğine dair bir çok kaynak bulunsa da bunlardan en bilinenlerin başında ünlü tarihçi Sharon Turner’ın Angolosokların Kronolojisi kitabında da geçen ve eski İkandinavca dilinin lügatında olan “Vikingr” kelimesinden geldiğine dair olan tezdir. Bahsi geçen kaynağa göre bu kelime koylarda pusu kurmuş korsan anlamına da gelir. Bu tabir neredeyse Vikinglerin savaş taktiği ile aynı orantıdadır ve bu kaynağı sağlamlaştırmaktadır. Araştırmacıların büyük bir kısmı yukarıda bahsi geçen “Vikingr” kelimesini baz almaktadırlar. Bunun yanında ayrıca aynı kaynakta “Vikingr” kelimesinin daha önceleri körfezin kralları anlamına geldiğine dair bir varsayım da bulunmaktadır. Yukarıda da bahsetmiştik, Anglosaksonların Tarihi adlı kaynağa göre Vikingler, körfeze açılan ticaret gemilerine saldırmak için koylarda pusu kurmayı tercih ediyor ve bu şekilde oradan geçen yolculara saldırıyorlardı. Deniz ve savaş konusunda oldukça usta olan bu ırk saldırılarının birçoğunda da başarılı oluyordu. Oluşan bu başarılı saldırılar sayesinde zamanla bu isim ünlendi ve günümüze kadar gelen “Viking” halini almış oldu. Diğer teorileri içeren kaynaklara gelecek olursak ise bu kelimenin kökenine dair birçok farklı sonuç da bulunuyor. Bunlardan birisi de eski İngilizce de yer alan “Wicing”, “Witsing” kelimelerinden “Viking” teriminin türediğine dair olan tezleri kapsamaktadır.. Bu kelimelerin anlamına bakıldığında ise karşımıza “koy ve kamp” anlamları gelmektedir. Kamp kurmanın Viking akınlarının önemli bir özelliği olduğu da göz önüne alındığında bahsi geçen bu teorilerin hiç de yabana atılmayacak tezler olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bu bilgilere rağmen eski İskandinavca’adan geldiği düşünülen “Vikingr” kelimesinin çoğu kaynakta “Viking” kelimesinin kökeni olduğunun doğru kabul edildiğini söyleyebiliriz.
Vikinglerin Birbirleri Arasında Ayrımı Nasıl Yapılıyor?
Vikinglerin İskandinavya halkları olduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu halklar da diğer birçok topluluk gibi birbirleri arasında sınıfsal ve kültürel farklılıklar gösteriyor ve farklı adlar alıyorlardı. Bahsedilen bu farklı isimlerin en başında ise Danlar gelmektedir. Danlar, Viking halkları arasında en yağmacı olanlar olarak görülmektedirler. Kaynakları incelediğimizde Danların faaliyetleri genel olarak Batı yönüne doğru olmuştur ve İngiltere’ye çıkmayı başaran Viking kabilelerinin en başında gelmektedirler. Bir diğer bahsetmemiz gereken ayrım ise Norveç Vikingleridir. 8. yüzyılda Batıya yönelerek yayılım göstermişler ve bu yayımla İrlanda’nın doğusuna kadar gelerek buraları ele geçirmeyi başarmışlardır. Ayrıca, Dublin şehrini de kaynaklara göre Norveç Vikinglerinin kurduğu düşünülmektedir. Diğer türleri saymamız gerekirse, bu ayrımda Normandiyalılar ve Normanlar, İsveç Vikingleri de yer alır.
Viking Kültürü
Vikingler hakında bir yazı kaleme alırken oldukça geniş bir yelpazeye yayılan kültürlerinden de bahsetmezsek olmaz. Birçok kaynakta Vikingler çeşitli şekillerde lanse edilmişlerdir, kimi yerlerde kana susamış barbarlar olarak görülürken kimi kaynaklarda ise ulusların kurucuları veya anarşist düşman bir topluluk olarak kabul edilmektedirler. Peki sizce Vikingler nasıl bir topluluktu? Vikingler 'in kimliği ne kadar tutarlıydı ve kendilerini nasıl görüyorlardı? Bu soruları kendimize de sormadan geçmemeliyiz. Son yıllarda birçok tarihçi bu soruları farklı açılardan değerlendirmiştir. Bu açılara bakmadan önce Vikingler ’in kimliklerini daha iyi tanımak adına genel hatlarıyla Vikinglerin kültürüne odaklandığımız gerekiyor. Vikingler, zamanlarının çoğunu yeni toprakları keşfetmek ve diğer ihtiyaçları karşılamak için deniz yolculuklarına çıkarak harcarlardı. Bu yüzden çoğu zaman diğer halklar tarafından korsan veya akıncı unvanını aldılar. Kaynaklarda Vikinglerin ihtiyaçlarını karşılamak için uzun süreler boyunca topraklarını terk ederek yolculuklara çıktılarını görebiliyoruz. Bu nedenle Vikingler uzun zamanlarda boyunca deniz yolcuğu yaptıkları için suda manevra yapmada son derece yetenekli hale gelmişlerdir. Bu halkın bu yolculukları sırasında diğer kıtaları da gezdikleri görülmektedir. Fakat bu yolculuklarda Vikinglerin sadece deniz yolculuğu yaptıklarını sanmayın, Vikingler karada da yaşıyorlardı ve karada yaşadıkları dönemlerinde normal kabul edilen hayatlarını da yaşamaktaydılar. Vikingler, zamanlarının çoğunu evlerinden uzakta geçirmelerine rağmen mevsimler kışı gösterdiğinde evlerinde oluyorlardı. Ayrıca Vikinglerin de diğer halklar gibi karada yaptıkları birkaç meslek grubuna sahip olduklarını görebiliyoruz. Bu meslek gruplarını saymamız gerekirse; çiftçilik, balıkçılık, tüccarlık, gemi yapımcısı, zanaatkar, demirci ve marangoz olarak birbirleri arasında ayrılarak yaşamaktaydılar. Ayrıca, diğer birçok kültür gibi Vikinglerin de belirli sosyal sınıflarının olduğunu görüyoruz. Viking kültürüne dair bu kaynaklarda, sosyal hiyerarşinin en tepesinde kralın olduğu görülebilmektedir. Kral vergi toplar, bölgedeki topraklara sahip olur ve karşılığında hükümdarlığı altında yaşayan insanlar için en iyi koşulları korumak ve sağlamak için çalışırdı. Kralın altında, arazi sahibi olan ve arazileri kiracı çiftçilere kiralayan “Jarls” adı verilen küçük bir aristokrat grup vardı. Jarls adı verilen bu grubun altında ise Viking kültürünün büyük kısmını oluşturan “Bóndi” adı verilen bir grup yaşamaktaydı. Bu grupların hepsi görüşlerini bir şekilde diğer gruplara duyurabilen özgür insanlar olarak lanse edilmektedirler. Toplumsal hiyerarşinin en altında diğer birçok benzer kültürde olduğu gibi köleler yer almaktaydı; bu grup hepimizin köle olarak düşününce aklımıza gelen kişilere eşdeğerdi ve özgürlükleri tamamen efendilerinin mülkiyetindeydi. Bunların yanı sıra yapılması gereken her türlü görev de onlara veriliyordu.
Vikinglerin Dini İnançları Nasıldı?
Bu kadim halkın kültürünü incelerken dini inançlarından bahsetmezsek olmayacaktır. Vikingler tek bir tanrıya inanmıyorlardı çünkü kaynaklarda Vikingler ’in pagan bir halk olduklarını ve birden fazla tanrının varlığına inandıklarını görebilmekteyiz. Bahsedilen bu tanrıların birçoğunu Vikinglerin mitlerinde ve efsanelerinde duyuyoruz. Bunlardan bahsetmemiz gerekirse, en önemli tanrılarının başında Odin gelmektedir. Odin Thor'un babası olarak düşünülür, ancak Viking mitolojisinde bazı kaynaklarda Thor’un gök gürültüsü tanrısı ve gerçek baş tanrı olarak sunulduğunu görebilmekteyiz. Diğer önemli tanrılar arasında yarı tanrı yarı iblis olan Loki ve Freyja bulunur. Freyja, aşk ve doğurganlığın yanı sıra savaş ve ölüm tanrıçasıdır. Vikingler için bu adını geçirdiğimiz tanrılara olan inançla birlikte, bir bireyin ölümünden sonra kabul edileceği birden fazla alem olduğuna dair inanışlar gibi belirli farklı inançlar da yer almaktadır. Viking inancına göre, bireyin yaşantısına bağlı olarak ölümden sonra birçok alemin olduğu ve tanrılardan birinin başkanlık ettiği belirli ölüm alemlerine girmelerine izin verileceğiydi. Savaşçılar savaş alanında öldüğünde, yarısının Odin'in Valhalla veya Valhol alemine kabul edileceği söylenirdi. Mitolojiye ve bazı efsanelere göre Viking halklarının birçoğu Odin ile son savaşta savaşmak için toplandılar ve savaşta ölenlerin yarısı Tanrıça Freyja'nın yönettiği diyara girdiler. Bu diyara ise Helgafjell denmekteydi. Helgafjell, insanların günlük hayatlarını güzel bir ortamda sürdürdükleri, dünyadaki yaşama çok benzediğine inanılan bir diyar olarak bilinmektedir. Tüm bunlarla birlikte çeşitli daha küçük tanrılara sahip olan Vikingler, dinlerini ritüellerle ve şaman, rahip veya rahibe olan belirli kişiler aracılığıyla uygulamaya büyük özen de göstermişlerdir. Viking inanışında kadınlar, kehanet konusunda uzmanlaşmış bir Völva veya rahibe olarak neredeyse ayrıcalıklı bir role bile sahipti ve völr" adı verilen sihirli asalarıyla tanınıyorlardı. Yukarıda ucundan değinebildiğimiz bu inanç ve uygulamalar Vikinglerin ölülerini gömme yöntemleri üzerinde önemli bir etkiye de sahipti.
Viking Kültüründe Kadının Yeri
Yukarıda, Viking kültüründe kadınların dini açılardan önemli bir yere sahip olabildiğini ve ayrıcalıklar kazanabildiğini görmüştük. Bu kültürde kadınlar diğer topluluklara nazaran daha özgür ve daha önemli bir yere sahiptiler. Bunda en önemli noktalardan birisi ise Viking halkının savaşçı ve akıncı bir halk olmasından gelmektedir. Bunu daha fazla açmamız gerekirse, Vikingler bildiğimiz üzere şiddetli savaşçılar ve acımasız akıncılar olarak ün salmış olsalar bile aynı zamanda dünyanın her yerinde ticaret yolları kuran başarılı tüccar ve zanaatkardılar. Gittikleri birçok yere yerleşimler kuran Vikingler, bu kurdukları yerleşim yerlerinde yer alan halkların kültürleri üzerinde kalıcı bir etki de bıraktılar. Bazı kaynaklarda, Viking kadınlarını ne kadar diğer uygarlık ve topluluklara göre özgür olarak görebilsek bile, birçok geleneksel uygarlık da olduğu gibi, yurtiçi ve yurtdışındaki Viking Çağı toplumu da esasen erkek egemen olduğunu da kabul etmeden de geçmemeliyiz. Sadede gelecek olursak, o dönemlerde erkekler avcılık, savaş, ticaret ve çiftçilik yaparken, kadınların yaşamları yemek pişirmek, eve bakmak ve çocuk yetiştirmek gibi işlerin etrafında toplanmıştı. Arkeologlar tarafından bulunan Viking mezarlarının çoğu da bu geleneksel cinsiyet rollerini yansıtmaktadır. Kazılardan ortaya çıkan sonuçşara göre erkekler genellikle silahları ve diğer aletleriyle, kadınlar ise ev eşyaları, iğne oyası ve mücevherlerle gömülüyordu. Ancak tüm bu bilgilere rağmen Viking Çağı İskandinavya'sındaki kadınlar, alışılmadık derecede bir özgürlüğün tadını da çıkarmışlardır. Onlar, mülk sahibi olabiliyor, boşanma talebinde bulunabiliyor ve evlilikleri sona ererse çeyizlerini geri alabiliyorlardı. Kadınlar 12 ila 15 yaşları arasında evlenme eğilimindeydi ve aileler bu evlilikleri düzenlemek için pazarlık yapmaktaydılar, ancak kadın genellikle düzenlemede söz sahibiydi. Bir kadın boşanmak istiyorsa, evine ve evlilik yatağına tanıklar çağırmak ve onların önünde kocasından boşandığını beyan etmek zorundaydı. Evlilik sözleşmesi genellikle boşanma durumunda aile mallarının nasıl bölüneceğini belirtirdi. Viking toplumunda erkek ne kadar evin yöneticisi olmasına rağmen kadının da kocasının yanı sıra bazı anlarda ev halkının yönetiminde aktif bir rol oynadığını görebiliyoruz. Viking erkeklerinin savaşa ve keşfe çıktıkları zamanlar da İskandinav kadınları, özellikle kocaları olmadığında, ev içi alanda tam yetkiye sahipti. Evin erkeği ölürse, karısı onun rolünü kalıcı olarak benimseyecek, aile çiftliğini veya ticaret işini tek başına yürütecekti. Viking Çağı İskandinavya'sındaki birçok kadın, ev yöneticileri olarak rollerini ve güçlerini simgeleyen anahtar halkalarıyla gömülürdü. Bunların yanı sıra bazı kadınlar Viking toplumunda yüksek bir statüye bile yükseldiler. Görebildiğimiz üzere Viking toplumunda kadının yeri diğer toplumlara göre bazı açılardan farklılıklar gösteriyor. Zaman zaman aile ve toplum yönetiminde söz sahibi bile olabiliyorlar. Vikinglerin bazı kaynaklarda gittikleri yerlere medeniyeti getirdikleri ve medeni bir toplum olarak görülme nedenleri de tam olarak o çağlarda alışılmadık olarak kadınlara verilen bu haklardan gelmektedir.
Viking Akınları
Viking halkının bu kadar ünlenmesine sebep olan en önemli etken birçok bölgeye yaptıkları akınlardır. Bu akınlar onları zaman içerisinde ünlenmelerine katkı sağlamış ve günümüze kadar ulaşan efsanevi mitlerin ve hikayelerin doğuşuna da sebep olmuştur. Viking baskınları, özellikle Viking Çağı'nın ilk 50 yılında İskandinav veya Vikingler olarak adlandırılan İskandinav erken orta çağ korsanlarının bir özelliğiydi. Bir yaşam tarzı olarak Vikinglerin benimsedikleri bu baskınların nedenin ise Vikinglerin komşularının hem gümüş hem de toprak bakımından zenginliğinin farkına varmalarından geldiği düşünülmektedir. Bazı tarihçiler bu görüşe katılmasalar bile Viking baskınlarının nihayetinde siyasi fetihlere, kuzey Avrupa'da önemli ölçekte yerleşime ve doğu ve kuzey İngiltere'de kapsamlı İskandinav kültürel ve dilsel etkilerine yol açtığını doğrulamaktadırlar. Baskınlar neredeyse sona erdikten sonra, dönemin kasabalarında ve sanayinin büyümesi gibi etkenlerde de dahil olmak üzere toprak mülkiyeti, toplum ve ekonomide devrim niteliğinde değişiklikler izledi. İskandinavya dışındaki en eski Viking baskınlarının kapsamı küçüktü ve kıyı hedeflerine yönelik izole saldırılar yapıldı. Norveçlilerin önderliğindeki baskınlar, İngiltere'nin kuzeydoğu kıyısındaki Northumberland'da, Lindisfarne (793), Jarrow (794) ve Wearmouth'ta (794) ve İskoçya'nın Orkney Adaları'ndaki Iona'da (795) yapılmıştır. Bu baskınlar esas olarak taşınabilir zenginlik arayışı içindi. MS 850'ye gelindiğinde, Vikingler İngiltere, İrlanda ve Batı Avrupa'da kışı geçiriyorlardı ve 860'lara gelindiğinde, topraklarını şiddetle genişleterek kaleler kurdular ve toprak aldılar. Tarihler 865 yılına gösterdiğinde Viking baskınları daha büyük ve daha önemli hale geldi. İskandinav savaş gemilerinden oluşan bir filoyla, 865'te İngiltere'ye geldiler ve birkaç yıl boyunca burada da kaldılar. Birkaç on yıl boyunca, Vikingler kendilerini İngiltere ve İrlanda'daki kıyı hedeflerine karşı vurkaç taktiğini kullandıkları baskınlarıyla sınırladılar. Daha sonra, faaliyetlerini daha iç kesimlere genişletmek için Avrupa'daki iç çatışmalardan yararlandılar. Kaynaklarda Vikinglerin ordularının dokuzuncu yüzyıl boyunca Avrupa kıtasında aktif kaldıklarını görebiliyoruz. Dokuzuncu yüzyılda, Kuzey Atlantik'te henüz kimsenin çok sayıda yerleşmediği bir ada olan İzlanda'yı bile kolonileştirmeye başardılar. 10. yüzyılın sonlarında, bazı Vikingler daha da batıya, Grönland'a taşındı.Tün bunları yaparken herkes tarafından ünlenen tasarım harikası gemilerini kullanıyorlardı.
Viking Gemileri
Vikinglerin deniz savaşında bu kadar fazla iyi olmaların sağlayan ve ön plana çıkaran etken gemilerinin ustalıkla dizayn edilmesi ve manevra kabiliyetlerinin çok yüksek olmasından gelmektedir. Bu eşsiz gemiler İskandinavyalılar tarafından inşa edildi ve hem İskandinavya'da hem de ötesinde en önemli ulaşım aracı olmaktan ticaret ve savaşa kadar çeşitli amaçlar için kullanıldı. Ayrıca, Viking genişlemesi ve yaptıkları akınlar bu gemiler olmadan mümkün olmazdı. Vikinglerin yaptıkları ve onlarla ilgili en ünlü imgelerden biri, kırmızı ve beyaz çizgili yelkenleri olan, diğer gemilere nazaran oldukça hızlı olmasını sağlayan ve yağma hedeflerine taşıyan ejderha başlı uzun gemilerdir. Viking gemilerinin birçok farklı biçimde yapıldığını da söylemeliyiz. Bunların arasında büyük karınlı kargo gemileri ve aslında baskınları kolaylaştıran ve Vikinglere çağdaşlarına göre üstünlük sağlayan hızlı uzun gemiler, daha ufak çaplı keşif gemileri olarak ayırabiliriz. Kaynaklara göre bu gemiler her zaman popüler kültürde yansıtıldığı gibi karmaşık şekilde oyulmuş ejderha başlarına sahip gemiler değillerdi. Arkeolojik bulgulara göre kayıtlar oldukça farklı gemilerin de olduğunu bize göstermektedir. Yelkenler Viking gemiciliğinde önemli bir paya sahipti. Geminin uzun ve dar yapısı yelkenlerle birleştiğinde diğer gemi türlerine nazaran oldukça hız kazandırıyordu. Bu tasarım Vikinglerin birçok savaşta ön plana çıkmasını sağlıyor ve vur kaç taktiği yaptığı akınlarda da düşmanlarını bezdiriyordu. İskandinavya'nın doğal şartları da Vikingler için kereste gibi ana malzemeleri bulmalarını kolaylaştıra bir diğer etkendi. Bu sayede gemileri için yoğun kereste ikmalini yapabiliyorlardı. Gemiler, bir bütün olarak İskandinav toplumu için açıkça çok önemliydi ve kutsallık atfediliyordu. Bunun ana nedeni ise Vikinglerin gemiler sayesinde yaşamlarını idame ettirmeler ve kullandıkları deniz rotalarını bu araçlar sayesinde geçmelerinden kaynaklanmaktadır. Bunların yanı sıra Viking hükümdarları da bu gemilere muhtaçtılar topraklarına ulaşmak için gemi rotası izlemeden herhangi bir yol tercih etmeleri oldukça zordu. Bu kullandıkları su yolları ayrıca Vikingler için ticaret yapmaları açısından malların taşınması için çok daha uygun bir yol sağladı ve denizaşırı yerleşimlere daha uzun mesafelerde de karadan daha hızlı iletişimi kolaylaştırdı. Kaynaklarda ve arkeolojik buluntularda taştan gemi mezarları yaptıklarını da görebiliyoruz. Gemileri için özel mezar yapan Vikingler höyük adını verdiğimiz alanlara bu gemileri gömüyorlardı. Bu höyüklerin içlerinde insan cesetlerinin yanı sıra, akişisel eşyalar, savaş aletleri, hayvan kurbanları gibi olgular da yer alabiliyordu.
Sonuç
Vikinglerim tarihine baktığımızda, otoritenin merkezileşmesi, Hristiyan ideolojisinin benimsenmesi, pazar ticaretinin büyümesi, üretimin yoğunlaşması ve kentlerin gelişmesi gibi etkenlere etki eden karakterize edilen Avrupa tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. Vikinglerin sonunu başlatan olgunun ise kaynaklarda zamanla Hristiyanlığa geçmelerinden dolayı olduğunu söyleyen araştırmacılar bulunmaktadır. Bunun nedeni ise belirli bir zamandan sonra, tüm İskandinav krallıkları Hristiyanlaştı ve Viking kültüründen geriye kalanlar ise Hıristiyan Avrupa kültürü tarafından emilmeye ve asimile olmaya başladı. Bu durum da haliyle aralarında anlaşmazlıklara yol açıyordu. İskandinav toplumundaki siyasi değişimler ve güç mücadeleleri, Viking Çağı'nın gerilemesinde önemli bir rol oynamıştır. Gücün merkeziyetçiliği, İskandinav topluluklarının genel gücünü zayıflattı ve onları dış baskılara karşı savunmasız bıraktı. Danimarka krallığının birleştirici gücü Harald Bluetooth'un ölümünün ardından, siyasi istikrarsızlık ortaya çıktı ve rakiplerden ve komşulardan gelen saldırıların önünü açtı. İç anlaşmazlıklar ayrıca Norveç ve İsveç'teki siyasi manzarayı zayıflatarak merkezi güç ve istikrarın azalmasına yol açtı. Siyasi güç merkezi monarşilerden yerel şeflere geçtikçe, Viking toplulukları giderek daha fazla parçalandı ve koordineli savunma ve saldırı kurma konusunda daha az yetenekli hale geldi. Tüm bunların yanında diğer topluluklarda Viking saldırılarına karşı koordineli bir şekilde savunma ve taktikler geliştirdiler. Bunların peşi sıra Vikinglere karşı gelmek için ittifaklar kurdular ve daha güçlü bir hale geldiler. Denize yakın kurulan bazı kasabalar ve önemli yerleşim yerleri de daha hiç kısımlara taşındı ve savunma kulelerinin inşaatları artmasının sonucunda Vikinglerin vur kaç yaptıkları baskınların da önüne geçilmiş oldu. Bu bölünmeler ve yaşanan gelişmelerin nihayetinde Viking Çağı'nın ölümüne yol açtı ve günümüzde bize sadece mirasları kaldı.
Kaynaklar
Alexandra Sanmark, Women at the Thing', Nordic women in the Viking age. Coleman, N. & Løkka, N. L. (eds.). Scandinavian academic press 2014, p. 85-100
Barrett, James, and others, What Was the Viking Age and When did it Happen? A View from Orkney
Britannica, Scandinavia,
Chartrand, Rene, Keith Durham, Mark Harrison, Ian Heath 2006 The Vikings Voyagers of Discovery and Plunder. Osprey Publishing Ltd., Oxford.
Clare Downham, Viking Ethnicities: A Historiographic Overview
Du Chaillu, Paul B. 1890 The Viking Age: The early History Manners, and customs’ of the Ancestors of the English Speaking Nations. J.J. Little& Co., Astor Place, New York.
Etymoline.com, Viking,
Haakon, Hjalmar Falk, 1937 Scandinavian Archaeology.Clarendon Press, Oxford.
Heide, Eldar, The Earyl Vikings Ship Types Shetelig,
Magnussum, Mognus. The Vikings,
Maya Larson, Viking Social Structure and Gender Roles in Scandinavia Based on Burials and Grave Goods,
Oxford Big İdeas Geography, The Vikings,
Özkan, Selahattin, Viking Mitolojisinin Temelleri ve Tarihsel Kaynakları
Özkan, Selahattin. Adamus Bremensis’in Gözünden Vikinglerin Tarihi Coğrafyası,
Raffield, Ben. The Vikings
Turner, Sharon, The history of the Anglo-Saxons
Yavaş, Halil, Siyasi ve Sosyo-Kültürel Yönleriyle Vikingler