Gestalt ve Bilgiyi İşleme Kuramları Üzerine

Gestalt ve Bilgiyi İşleme kuramları öğrenme kavramının açıklanması üzerine çalışma yapan iki kuramdır, içeriklerine birlikte göz atalım.

Öğrenme kuramları davranışçılık, bilişselcilik ve hem davranışçı hem bilişsel olarak değerlendirilir. Bu yazıda üzerinde duracağım bilgiyi işleme kuramı bilişsel; Gestalt kuramı ise davranışçılığı tamamen reddetmemekle birlikte o da bilişselcidir. Bilgiyi işleme kuramında incelenen durum insanın belleğinin nasıl çalıştığıdır ve insan beynini bir bilgisayara benzetirler. Bu kuramda üç tür bellek vardır; duyusal, kısa, uzun bellekler ve uzun bellek de kendi içinde anısal, anlamsal ve işlemsel olarak üç gruba ayrılır. Duyusal ve uzun süreli belleklerin kapasitesi psikologlara göre sınırsızdır ancak işleme alınan bilginin hafıza tutulması yönüyle birbirlerinden farklılık gösterirler. Çevreden alınan uyarım önce duyusal kayıta yani duyusal belleğe alınır bu uyarım yeterince dikkat çekicisiyse bilgi işleme alınır ve kısa süreli belleğe transfer edilir kısa süreli bellekte bilgi yeterince tekrar edilirse birey yeni bir şema oluşturup bu bilgiyi kodlayarak uzun süreli belleğe transfer eder. O bilgiye ihtiyaç duyulduğunda bilgi çağırılır ve hatırlanırsa geri getirme sağlanır ve bu bilginin iyi öğrenildiğini gösterir ancak bilgi geri getirilemezse bilgi unutulmuştur gerekli tekrar ve hatırlatmalar yapıldığında da bilgi hatırlanabilir. Bu süreçte kodlama çok önemlidir çünkü bireyin geçmiş yaşantıları sırasında edindiği bilgiler çeşitli şemalar oluşturur yeni bir bilgi öğrenildiğinde o bilgiyi açıklamak için de bu şemalar kullanılır bu şemaların yenilenmesi ve bilginin işlenmesi kodlama yoluyla uzun süreli belleğe transfer edilerek gerçekleştirilir. Bu kodlama sırasında ön bilgi ve yeni bilgi arasındaki ilişkileri net bir şekilde ortaya koymak gerekir. Uzun süreli belleğin üç türünden bahsetmiştim anısal bellek geçmiş yaşantıları, anlamsal bellek kavram, kuram ve ilkeleri işlemsel bellek ise bir işlemin becerinin nasıl yapıldığını hafızada tutar.

Gestalt kuramı bilinç ve davranışların ancak bir bütün olduklarında bir anlama sahip olduklarını ifade eder. Onlara göre psikolojik olaylar tekil ögelerin toplamı değil, parçalanamaz bütün ve yapılardır. Dünya hakkındaki bütün bilgilerin duyular yoluyla elde edildiğini, organizmanın iç ve dış uyarıcılara karşı duyarlı olduğunu iddia ederler. Duyumun algı gibi bilinçli bir yaşantı olmadığını ifade eden Gestalt kuramı algı ve duyumu böylelikle birbirinden ayırmış olur. Algısal örgütleme dedikleri şekil-zemin ilişkisi, yakınlık, benzerlik, tamamlama, devamlılık yasaları ve pragnaz yasasıyla organizmanın algısal bütünlüğünü açıklamaya çalışırlar. Algısal örgütlenmeler esnasında organizmaların farklılıklarını da ele almışlardır bu farklılıklara göre organizmaların çevreyi anlamlandırma şekilleri de farklıdır. Kısaca algısal örgütleme şu şekilde açıklayabiriz; şekil organizmanın dikkatini üstüne odakladığı şeydir zemin ise dikkat edilmeyen algı alanına girmeyen durumdur, şekil anlamı içerir ancak zemin anlamı belirsizleştirir. Yakınlık ilişkisi ise bir alandaki ögeleri, birbirlerine olan yakınlıklarına göre gruplandırma eğilimindedir okyanus- gemi örneğinde olduğu gibi. Birbirine benzer gruplar algısal bir bütünlük kazanırlar benzerlik yasasına göre organizma bu şekilde algılar çevreyi yaşlı-genç olarak gruplandırmak gibi. Diğer yasalar ise şöyledir; organizma tamamlama yasasına göre tamamlanmamış etkinlikleri, şekilleri, sesleri tamamlama eğilimindedir, devamlılık yasasına göre de aynı yönde giden noktalar, çizgiler vb. birimler birlikte gruplandırılarak organizma tarafından o şekilde algılanmak istenir. Algısal değişmezlik ise bir objenin hangi durumda olursa olsun o obje olarak algılanmasına devam edilme durumudur örneğin çokça hasar görmüş bir araba hala bir arabadır. Son olarak pragnaz yasası psikolojik olayın anlamlandırılma şeklidir gerçeklik en basit forma indirilmeye çalışılır.

Bilgiyi işleme kuramı bilişsel bir kuramken, Gestalt kuramı hem bilişsel hem de davranışçı bir kuramdır. Her ikisinde de duyum ve algılama oldukça önemlidir, ancak bilgiyi işleme kuramında parçalıklı bir ilişki görürken Gestalt kuramında bu durum bütünlükçüdür. Bilgiyi işleme kuramında da Gestalt kuramındaki gibi algı önemli bir konudur ama Gestalt kuramında olduğu gibi kuramın bütününü kaplamaz. Her iki kuramda da duyular oldukça önemlidir. Gestalt kuramı çevreden gelen uyarıcılara karşı organizmanın vereceği tepkilerin organizmadan organizmaya farklılık gösterebileceğini belirtmiş bu yönüyle içsel bir gözlem yapmıştır bilgiyi işleme kuramı ise insan beynini bir bilgisayara benzetmiş adeta bireysel farklılığı ortadan kaldırmıştır. Gestalt kuramı bireyin dış dünyayı nasıl algıladığı üzerinde daha çok dururken bilgiyi işleme kuramı dış dünyanın ne kadarının hangi şekilde bireyde kalabilir sorusunun üzerinde durmuştur.