Gezenti #7: Akaretler

Akaretlere birde buradan bakın!

Beşiktaş Akaretler, son zamanlarda birçok yeni mekana ev sahipliği yapmaya karşın, İstanbul’un kendine özgü hâlini koruyan ender semtlerden. Sabahın erken saatlerinde, hele de Kadıköy vapuru ile keyifli gelmiş iseniz, Akaretler’de nasıl geçtiğini anlamadan akşama kadar zaman geçirip mükemmel bir şekilde Akaretler ruhunu yakalayabilirsiniz. Ayrıca, ruhunu hissettirmekle kalmıyor, ve onu size geçiriyor da!


Akaretler, deniz kenarında bulunan ve müzeye dönüştürülen muhteşem Dolmabahçe Sarayı'nın üst düzey yetkilileri için 19. yüzyılda yapılmış sıralı evleri ile tanınan hareketli bir semttir. Ağaçlarla çevrili Maçka Parkı yürüyüş yollarıyla bilinirken, dar dolambaçlı sokaklar mağazalar, kafeler ve şirin restoranlarla çevrilidir. Önemli sanat müzelerinin yanı sıra Türkiye'nin denizcilik tarihine ışık tutan Deniz Müzesi de burada bulunuyor.

Beşiktaş birçok semti ile her misafirin gözdesi hâline gelmiştir. Akaretler de onlardan biri. Keşfedilecek birçok mekanın, müzenin hatta İstanbul’un kalbinin attığı yerde denilebilir. Bir sürü gezilecek, değerli mi değerli mekânlar elbette, çok fazla mevcut. Ama ben göze çarpanlara değineceğim.

Şairler Parkı ile başlamak isterim.

Akaretler yokuşundan tırmanırken hemen sağ tarafta yer alan bu parkta pek çok edebiyatçının heykeli bulunmaktadır. Vişnezade Şairler Parkının bir alanı “Şairler Sofası” olarak tasarlanmıştır. Erhan İşözen tarafından tasarlanan bu parkta 19 ve 20 yüzyıllarda Beşiktaş ve çevresinde yaşayan şairlerin heykellerine yer verilmiştir.

Parkın giriş kısmında, Beşiktaş Futbol Takımının Başkanı Süleyman Seba’nın da heykeli bulunmaktadır. Yani, bu park heykel bakımından İstanbul’un en zengin parkı denebilir.

Ihlamur Kasrı

1703-1730 seneleri arasında, Sultan II. Ahmet zamanında içinde havuzlu muhabbet bahçeleri, ıhlamur yeri ve Hacı Hüseyin bağı alanlarından meydana gelen has bahçeye dönüştürülmüştür.

Ardından Sultan I. Abdülhamit ve Sultan III. Selim zamanlarında çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. 1856 senesinde ise, Sultan Abdülmecit tarafından, mimar Nigogos Balyan’a bir bağ evi yaptırmıştır. Sultan Abdülmecit yaptırdığı bu eve sıklıkla uğrar ve burada dinlenirmiş.

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi-Milli Saraylar Müzesi

Dolmabahçe Sarayı'nın hemen yanında yer alan bu müze 1937 senesinde Atatürk’ün emriyle inşa edilmiştir.

Türkiye’nin ilk Güzel Sanatlar Müzesidir. Sene 1856'ya gelindiğinde Dolmabahçe Sarayı inşa edilirken, Karabet ve Nikolgos Balyan kardeşler tarafından Veliaht Dairesi olarak dizayn edilmiş ve inşası yapılmıştır. Müzenin bahçe alanında özel sergilerin düzenlenir. Pek çok oda ve salonu bulunan müze binası, üç katlıdır.

Müzede yer alan ve Mimar Sinan Üniversitesi koleksiyonu olarak adlandırılan koleksiyon, ülkemizin en önemli modern Türk resim koleksiyonu olma özelliğine sahiptir.

Durmak bilmeden gezdikten sonra mideler kazınacak şüphesiz. House of B önermek isterim size, ben bayıldım siz de bayılacaksınız. Hem ortamı çok keyifli olan hem de hamburgerleriyle midemizi bayram ettiren House of Burgerlar o kadar güzel ki, her gittiğinizde hangisini yiyeceğinize karar verirken çok zorlanacaksınız. Ayrıca, İstanbul’da çok nadir bulunan tatlı patates kızartmalarına da hamburgerlerin yanında yer verdiklerini unutmadan söyleyelim.

Gelelim tatlıya tabii ki yemeğin üzerine güzel bir tatlı iyi gider. Akaretler bir sürü güzel mekanıyla göz kırpar, bize. Ama Mendel’s Choclatier’a gitmeyi tercih ediyorum ben.

Eşsiz çikolata ve kahve kokusuyla dört bir yanınızı saracak mekan; iç mimarisiyle de içlerinizi ısıtacak. İstanbul’un en gözde kahve ve çikolata mekanı Mendels’te tatlılarınız bile önceden hazırlanmış değil, anında hazırlanıyor ve taze taze sunuluyor. Sıcak, samimi çalışanlar, güzel menü ve tatlı sunumlarını denemek için yolunuz düşerse mutlaka uğramanız gereken bir mekân.