Görünür Olmak
Kim demiş Türkiye'de kadın olmak kolay diye
Doğduğumdan beri hayatın farklı zorluklarıyla yüzleştim, yeri geldi savaşlar verdim ama galip çıkamadığım tek bir savaş var; o da kadın olmak. Türkiye'de yaşayan biri için bu cümle anlamsız değil, aksine birçok cümle eklenebilir başına ya da sonuna. Ama bunu gelin de Amerika'da, İngiltere'de veya Tayland'da yaşayan birine söyleyin, yadırgarlar. Çünkü kadına bu kadar değer vermeyen, aşağılanmasına, yok sayılmasına, duyulmamasına müsaade eden çok az ülke kalmıştır. Gerçi bir zamanlar bizim de sesimiz duyuluyor, sözümüzün geçtiği noktalar yok değildi. Günler hatta yıllar geçtikçe egemenliğimiz gitmeye başladı.
Bana sorarsanız bunun başlangıç yeri insanın evi, aile ortamıdır. Sizi şekillendiren, sizi değerli/değersiz hissettiren ilk yer orasıdır. Dışarıya çıkıncaya hatta sosyal gruplarda vakit geçirinceye kadar kimse fark etmez ailenizin sizin üstünde bıraktığı etkiyi. Anne, baba, kardeşler her biri ayrı ayrı rol oynar karakterinizde. Mesela hep denir ya, kız çocukları babasına benzeyen insanlara âşık oluyorlar diye. Geçen bir psikolog arkadaşım şu cümleyi kurdu bana: "Peki annenin rolü yok mu? Var tabii ki, anne de senin ikili ilişkilerdeki tutumunu gösterir." O zamana kadar fark etmemiştim ailedeki her bir bireyin ne kadar etkili olduğuna. Aldığım kararları düşündüğümde bu cümleden sonra bir şekilde ailemin yansıması vardı üstümde.
Sesimin yettiği zamanlar var, yetmediği zamanlar var. Bir bakarsınız her şeyi konuşabiliyorum çünkü dinleniyorum; bir de bakarsınız sesim çıkmıyor çünkü söylediklerim duvara çarpar gibi çarpıp bana geri geliyor, ben söylediklerimle kalıyorum. Bu sadece aile için değil, girdiğim bütün sosyal gruplar için geçerli. En basitinden, bir grup için plan yapıldığında eğer egemenliğin erkekte olduğu bir grupsa bu, genellikle kadınların fikri sorulmuyor. "Ben nereye gitsem o benimle gelmek zorunda zaten," diye düşünülüyor ve daha birçok basit örnekte istediğin değeri, saygıyı alamadığında fark ediyorsun aslında kadın olmanın onların gözünde ne kadar değersiz ve kale alınmayan bir beş harften oluştuğuna.
Aileden çıkıp sosyal çevreye geldiğinizde ise başta boşluğa düşebiliyorsunuz, en azında doğru sosyal çevreyi oluşturursanız. Neden mi? Çünkü hiç görmemişsiniz ki değer ve saygı kavramlarını. İnsanın vücudu alışık olmadığı bir şey girince nasıl afallıyorsa, sen de bu duyguları bilmediğin için afallarsın, yadırgarsın önce. "E bu insanlar beni dinleyip bana değer veriyorsa bence kendi ailem de bunu yapabilir," diye düşünüyor insan ister istemez. Ama gelin görün ki, gene boş bir umuda bağlanıyor. Evde farklı, dışarıda farklı davranışlar görmek insanı ister istemez hem yorar hem de hafiften mahvedebilir. Bir yerin değişmesi lazım ama nereyi değiştirmek istediğiniz size kalmış...