Göstergebilim Nedir?

Göstergebilim, anlamın oluşum sürecini, ilkelerini ve bu sürecin nasıl aktarıldığını analiz eder.

Göstergebilim, yapısalcılık yaklaşımının içinde bulunan bir kavramdır. Yapısalcılığa göre bireyin tüm eylem ve davranışlarını toplumsal yapı belirler. Çünkü her toplum kendine ait sistem ve yapılardan oluşur. Yapısalcı düşüncenin önde gelen isimleri, Saussure, Levi-Strauss Pierce ve Barthes’tir. Göstergebilimin oluşumu farklı yaklaşımların birikimi ve dil kuramından yola çıkılarak buradaki isimlerin yorumları ile gerçekleşmiştir.

Yapısalcı dilbilimin kurucusu Ferdinand de Saussure’dür. 3 farklı ayrımdan bahsediyor Saussure. Söz ve dilin ayrımı, eşsüremli ve artsüremli ayrımı, son olarak da göstergeyi oluşturan gösteren ve gösterilen ayrımı.

Ferdinand de Saussure

Dil temelde kuralları ve kalıpları olan, tarihsel bir süreç ile kendiliğinden oluşan bir kavramken söz bireye aittir, oluşumu kendiliğinden değil bilinçlidir. Saussure, anlamı oluşturan üç kavramdan bahseder. Bunlar; gösterge, gösteren ve gösterilendir. Gösterge, gösterilen ve gösterenden oluşur. Gösteren, kelime ya da bir ses imgesidir. Harflerin yan yana gelmesiyle oluşur. Gösterilen ise imgenin nesne hali ile görüntüsüdür. Herkes de oluşan ve evrensel geçerliliği olan ilk çağrışımdır. Bir göstergenin anlam kazanması başka bir göstergeyle mümkündür. Örneğin, boş bir sınıfta öğretmen anlamını yerine getirmiyorken, öğrenci dolu sınıfta anlam buluyor. Saussure’nün dil ve söz üzerine anlam çalışmaları göstergebilimin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.

Saussure anlamı dil ve söz üzerinden açıklarken, Levi-Strauss bu anlamı kültürlerin arkasındaki ya da temelindeki mitlerle açıklamaya çalışıyor. Mitler, görülendir. Kültür ise daha gizli yapılardır. Anlamı kültür üretir, kültür de simgesel yapıları ve mitleri. Levi-Strauss da anlamın oluşabilmesi için onun zıttına ihtiyaç olduğunu söyler. İyi-kötü, güzel-çirkin gibi.

Claude Levi-Strauss

Pierce, gösterge kavramının yanında yorumlayıcı ve nesne kavramlarını kullanmıştır. Birey kendi yaşantısı veya deneyimleriyle nesneyi farklı yorumlayabilir. Nesne her kişinin zihninde farklı yorumlanabilir. Çünkü deneyimler farklıdır. Göstergeleri üçe ayırıyor. İkon, indeks ve simgeler.

İkon, işaret edilen nesneye olan benzerlik anlamı taşır. İndeks, neden-sonuç ilişkisiyle bağlantılıdır. Simge ise gösterge ve nesne arasında bir bağlantı aranmadan toplumlar tarafından kabul görmüş, evrensel ve genel geçer ifadelerdir.

Roland Barthes

Barthes, göstergebilimsel alanından çalışma yaparken başvurduğu alan çağdaş mitler olmuştur. Mitleri açıklarken de ideoloji, düzanlam ve yananlam kavramlarını kullanmıştır. Buna göre göstergebilim, göstergelerin kültürlerini ve ideolojilerini anlamak için göstergeler arası bağlantılara bakmalıdır. Barthes, Saussure’nün dil ve söz ayrımını tersine kullanır. Dil sözü değil, söz dili geliştirir. Görülen ve oluşan nesnenin görülmeyen çıkarımlarla yan anlamın oluştuğunu söyler. Bu nasıl olur? Her göstergenin bir düz anlamı vardır. Bu anlam herkes için aynı genel geçer, toplumlar tarafından kabul görmüş, evrensel anlamlardır. Yan anlam ise, ideolojileri temsil eden anlamlardır. İlk bakışta göstermez kendini. Ancak arkasındaki anlama dair bilgi sahibiysek bu anlamı çıkarabiliriz.

Göstergebilim, özetle anlamın oluşum sürecini, ilkelerini ve bu sürecin nasıl aktarıldığını analiz eder.